BEN BU KADINDAN KORKARIM
MHP’deki gelişmeleri ilgiyle izliyoruz.
Bir yanda Devlet Bahçeli ve ‘genel merkez’in ‘inanılmaz’ inatçılığı..
Delegeye, yasaya, hakka ve hukuka karşı inanılmaz bir ‘direniş’.
Parti’nin ‘çoğunluğu’ değilse bile yarısından fazlası değişim istiyor.
Devlet Bahçeli ‘yoruldu’ deniyor.
Deneyimli-meneyimlidir ama, kimi çıkışları ‘bunama’ belirtileri gösteriyor.
Şu mübarek ramazan günlerinde, iftar yemeklerinde açıyor ağzını yumuyor gözünü.
Muhaliflerin ne alçaklıkları kalıyor ne de onursuzlukları..
Peki ama Devlet Bahçeli, bunları ‘Türk Milleti’ için mi yapıyor yoksa oturduğu ‘koltuk’ için mi?
Bahçeli’nin Bahçeli olalı ‘Türk Milleti’ için ‘ne yaptığı’nı bilen varsa beri gelsin.
‘Türk Dünyası’ için yapılanlardan, benim haberim yok; ama Türkiye’deki Türkler için ‘hiçbirşey’ yapmadığına tanıklık edebilirim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘nitelikleri’nin değiştirilmesine hep ‘önayak’ olmuştur.
Türkiye Millet Meclisi’nin başına ‘Türbanı’ geçiren de odur; Çankaya’ya türban asan da o.
Burada şu bizim ‘layt demokrat’ların ‘özgürlüklük’ anlayışına da değinmesem olmaz.
Bunlar da, ‘özgürlük özürlü’dürler; özgürlüğün ‘ö’sünden habersiz..
‘Öküzlemesine özgürlükçü’ falan..
MHP’ye dönülürse; bir Sinan Oğan var ki, milletvekili olmadan bile göz dolduruyordu.
Araştırma yapmasını bilen, bildiklerini paylaşan, ‘aklı başında’ bir ‘politikacı’.
Sonra Koray Aydın var, MHP’nin ‘ülkücü gençliği’nden gelen..
1980 öncesinin ‘karanlık işleri’nde ne denli ‘etkin’ bilinmez.
Ancak 80 sonrasında milletvekili, bakan olmuş biri.
‘Yolsuzsuzluk’ iddialarından da aklanmış..
Ve Devlet Bahçeli’nin ‘zamanının dolduğu’ görüşünde.
Ümit Özdağ var bir de.
“Atatürk ve İnönü Döneminde ordu-siyaset ilişkileri” konulu çalışması ile siyaset bilimi doktoru olmuş.
Bir ‘27 Mayıs çocuğu’.
‘Avrasya Dosyası’ ve ‘Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ gibi çabalarıyla, MHP’nin ‘Türk Dünyası’na kafa yoran biri olduğu belli.
Devlet Bahçeli’den fazla ‘Türkçü’ olduğundan kuşku yok.
En azından, ‘duygusal’ değil ama ‘araştırmaya dayanan’ bilgisi olduğu söylenebilir.
Peki bu Meral Akşener kim Tanrı aşkınıza?
Ağabeyi MHP’liymiş.
Kendisi ise Tansu Çiller’e ‘İçişleri Bakanı’.
Niye olmuş, nasıl olmuş bilemem.
Kendisi ‘tarih öğretmeni’, doktorası da ‘tarih üzerine’ mi bilinmez.
İçişlerinin ‘mafyalaştığı’ bir dönemde niye ‘içişleri bakanı’?
Yoksa ‘mafyatik’ yönleri mi daha baskın?
Şu son ‘muhalefet işi’nde de hep ‘akılalmaz şeyler’ olmuyor değil.
Kapı gibi MHP’liler ortada dururken, bütün basın ‘Akşener Dalgası’ndan sözediyor.
Akşener ise DYP’li.
Sonra ülke çapında toplantılar, mitingler; hep ‘para pul işi’.
Meral Akşener âlâsını yapabiliyor ama.
Muhalifler ‘başlangıçta’, yani, şu tüzük, kurultay işlerini tamamlayınca değin ‘ortak’ hareket edelim diyorlar.
Hanımefendi diğer üç muhalifle işbirliğini kabul etmiyor.
Hep arkadan dolanıyor.
Hep ‘karanlık işler’ peşinde sanki.
MHP’nin ‘başına’ gelirse, ben bu MHP’den korkarım.
Bu kadında ‘ülkü’-mülkü yok.
MHP’nin başına çeçerse eğer, MHP’yi ‘mülk’ edinmekle kalsa iyi; Dr Recep’le Türkiye’yi mülk edineceklerdir.
Buradan böyle görünüyor da..
Habip Hamza Erdem