Ben gönlümü üç güzele düşürdüm(tuncay özkan)
Ben ayın 14 ünü severim. Hele aylardan Nisan ise
Ankarada bahar bir yanda, coşkuyla atan bir milyon yürek bir yanda , Tandoğan Meydanında
Zor oldu, zahmetli oldu, bedeli ağır ödendi, ödenmekte hala inanın bana , ama olsun , ikinci baharı yaşadık ya
El ele, gönül gönüle, omuz omuza
Artık durmak yok..
Bir türkü dudaklarımda, avaz avaz bağırıyorum, herkesi meydanlara çağırıyorum: Vatan ve namus için
Niye mi?
Ben gönlümü üç güzele düşürdüm; biri vatan, biri namus, biri vefa
Ve ben adım kadar iyi biliyorum, ölmek değildir ömrün en feci işi, müşkül budur ki ölmeden önce ölür kişi
Bugün değilse ne zaman?
Vatan hiç bu kadar büyük bir tehdit altında olmamışsa
Bunu Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer söylüyorsa, bunu Genelkurmay Başkanı söylüyorsa, durulur mu?
Vatan ve namus için yaşamak bir borçtur elbet alnı dik, mağrur,onurlu; vakti zamanı gelirse bu uğurda ölmek dahi ayıp olur mu?
Ama bunları savunmadan ölmek
Allah göstermesin böyle acıyı
Bu acıyı bilenler o ayıbı yaşamamak için yürüdüler, akın akın Ankaraya geldiler. Yurtseverler
Onlar geldi ve güneşi zapt ettiler. Güneş güneş açtı Ankara. Onlar gittiler:
Ankaranın taşına bak, gözlerimin yaşına bak
Ertesi gün kar yağıyordu sokaklara
Bunu vatan kavramları emlakçılığa dönüşenler, bastıkları her karış toprağı pazarlamak için gezenler, hayatlarını metre kare , irtifa, banka cüzdanı, yurtdışı fon hesabı yaparak geçirenler, kapkaçcı müteahhitler,hırsızlar, hortumcular, arsızlar, ümmetçiler, ulusalcılığı, ulusu en büyük tehdit olarak görüp, başı Amerikada ,kuyruğu Türkiyede yılanlara sarılanlar nereden bilsinler?...
Onun için barbar bağırıyorum, herkesi meydanlara çağırıyorum; vatan ve namus için
Dudaklarımda o türkü:
Ben gönlümü üç güzele düşürdüm; biri vatan ,biri namus, biri vefa
Aç kalsam, açıkta kalsam, yiyecek ekmeğim olmasa, sokakta yatsam ne fark eder? Bu aşka kara sevda derler; vatan, namus,vefa için can feda
Mali terörlerine, her türlü yalan ve iğrençliklerine, her günkü küfürlerine inat söylüyorum işte:
Kursağından haram lokma geçen kahrolsun
Bilip de ortaya dökmeyen namerttir
Gelin ulan gelin; maliyenizle, işbirlikçilerinizle, satılık kalemlerinizle, döneklerinizle, gazetelerinizle, televizyonlarınızla
Vurun ulan vurun, ölsek ne gam
Sizin ki değil yalnızca; sırtımızda, gırtlağımızda dost yumrukları olsa bile
Çok şükür, çok şükür gördük ya bugünleri
Şimdi bir kez daha anladınız değil mi elsiz ayaksız yeşil yılınlar, meğer ne ulu çınarmış Mustafa Kemal Atatürk dedikleri
Şairin mısraları geldi aklıma
Baharda, 14 Nisan da Tandoğan Meydanında, onca kalabalığın arasında, mırıl mırıl mırıldandım durdum, aklımda:
Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm
Deydi yorgunluğuma
Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm
Beni pişman etmedi doğduğuma
Sağolsun halkım, meydan meydan yıktı umutsuzluğu, çok şükür bugünü gördük ve doğduğumuza pişman değiliz, ama zalimleri artık pişman edeceğiz ya
Size sesleniyorum sessiz sessiz duranlar
Bir türkü dudaklarımda avaz avaz bağırıyorum, Artvin li kadınlar gibi otobüs parası için yüzüklerini satmak zorunda kalsalar bile, herkesi meydanlara çağırıyorum:
Vatan ve namus için
Ben gönlümü üç güzele düşürdüm; biri vatan, biri namus, biri vefa
Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı.
Ha gayret
Az daha
Kanal Türk
http://www.kanalturk.com.tr/yazar.php?yazarlar_id=643