BİLİM ve BİLİMSELLİK (29)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

BİLİM ve BİLİMSELLİK (29)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzr Eki 04, 2020 14:34

BİLİM ve BİLİMSELLİK (29)
Ali Demirsoy, « Bilim İnsanı kesinlikle temel bilimlerle uğraşan insanların edindiği bir unvandır.” Diyor ve ekliyor; “Bunun dışındakiler çok önemli işler yapsalar da, çok değerli insanlar olsalar da, toplumun sorunlarını çözen en önemli kişiler olsalar da onlar bilim insanı değil çalıştıkları mesleğe göre uygun bir unvanla anılmalıdırlar.”, « Bilim insanı kime denir, bilim nedir? », Yeni Muhalefet, 18 Nisan 2020
Anımsanacaktır, bu yazı dizisine başlarken, Lévi-Strauss’un da benzer bir tanım yaptığına dikkat çekmiştik.
Şu farkla ki, genel olarak “insan ve sosyal bilimleri”nin de, doğa ve kesin bilimlere (matık ve matematik) yaklaştıkları oranda ‘bilim’ niteliği alabileceğini gözardı etmeden..
Geriye kalan her türlü araştırma ve buluş, ‘bilimsel yaklaşım’lara dayansa da, ‘bilim’in kesinliğine kavuşmuştur denilemez.
Şöyle de söylenebilir; bilim ‘yapısal’ (structurel), bilimsellik ‘konjonktürel’dir.
İrdelediğimiz konu, yani ‘Devlet’, ‘Ulus’, ‘Devlet-Ulus’, ‘halk’, ‘etnisité’ ve giderek ‘demokrasi’, ‘sosyallik’, ‘sosyalizm’ gibi alanlarda ancak ve sadece ‘bilimsellik’ sözkonusu olabilir.
Nitekim, insan ve sosyal bilimler alanında ilk ‘bilimsel’ buluşlar, kim ne derse desin, Marx ve marksizmle olmuştur diyeceğiz.
Ne var ki, o arada gerek Marx ve Engels ve gerekse daha sonraki marksistlerin kimi ‘bilimsel kestirimler’i, zaman içinde ‘yanlışlanmış’tır.
En belirgin örneği ise, Marks ve Engels’in ‘ölümcül’ (moribond) dedikleri ‘Çek ulusallığı’nın, zaman içinde evrilerek bugünkü Çekya Devlet-Ulus’unu oluşturması olarak gösterilebilir.
Bununla birlikte, Tarih içinde nice etnik grubun gerçekten ‘ölümcül’ olduğu ve zaman içinde diğer etnik gruplar içinde eriyip gittikleri de ‘bilimsel’ bir ‘kesinlik’tir.
Öte yandan kimi ‘etnik’ grupların evrilerek ‘ulus’ niteliği kazanmaları çok uzun bir zaman gerektirmiştir.
Çok çarpıcı bir örnek olarak ‘Alman ulusu’nun ‘devrimsiz’ olarak gerçek bir ‘Devlet-Ulus’ olması ise daha dün denilebilecek bir zamanda, Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte gerçekleşmiştir denilebilir. (*)
Böylece toplumsal bilimlerde ‘evrim’ ve ‘devrim’in ne denli bir ‘yaman çelişki’ (aporie) olduğu da ortaya çıkmış olmaktadır.
İşte bu nedenle, toplumsal bilimlerin ‘Devrim’ kavramını çoğunlukla ‘bilimsel’ değil ama ‘ideolojik’ bir yaklaşımla ele aldıklarının altını bir kez daha çizeceğiz.
O zaman, Alman Ulusu’nun ‘oluşum’ (devenir) sürecine kısa bir göz atmak gerekebilir.[Burada sıkça kullanılan inşa sözcüğünün de özde analşılmaz (ambigu) bir terim olduğuna dikkat çekelim]
Şu nedenle ki, her ne kadar toplumsal bilimlerde ‘anıştırma yöntemi’ pek yeterli olmasa da, toplumsal dinamikleri çözümleme bakımından oldukça yararlı veriler elde edilmesi de mümkündür.
Nitekim XIXncu yüzyıl ‘ulusallık’ tartışmalarının ‘maddi temeli’ hızla değişirken Alman Felsefesi’nde göreli bir durağanlık gözlemlenmektedir.
Ve yine, dünya genelinde ‘Cumhuriyet’ten sözedilirken, nasıl oluyor da Almanya hâlâ Bundesrepublik olarak anılmaktadır; buradaki Bund sözcüğüne başka anlamlar da yüklenmekte midir sorularının yanıtını aramak gerekecektir.
Örneğin İngilizce ve Urduca’da Bund, çamurlu kıyı (rive boueuse) anlamına gelirken, Çinçe’de (waitan) olarak yazılıp ‘yabacılar sokağı’ anlamına gelmektedir.
Oysa Almanca’da Tanrı ve insanlar arasındaki bir ‘ortaklık’, ‘dayanışma’ ve ‘birlik’ anlamına gelmekte ve bir anlamda kutsal bir anlam yüklenmektedir.
O halde şu Alman Ulusallığına biraz daha yakından bakmamız gerekecektir.
(Sürecek)
(*)Winkler Heinrich August, «Pour une appropriation critique de l’histoire allemande », Documents. Revue des questions allemandes, 2002, n° 2. Anan Lucien Calvié, « Nations, nationalismes, marxismes, révolutions et républiques : les cas allemand et slave », Actuel Marx 2020/2 (n° 68), pages 30 à 44
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1536
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x