Bilmediği Bilmek / Özcan PEVLİVANOĞLU

Bilmediği Bilmek / Özcan PEVLİVANOĞLU

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Cmt Şub 09, 2013 18:26

Bilmediği Bilmek

Uzun zamandır Türkiye’de ve Türklerin yaşadığı memleketlerde geziyor ve de onlarla buluşuyorum.
Bu vesile ile mensubu olduğum Türk Milletini daha yakından tanıma fırsatı buluyor ve de diğer milletleri ve coğrafyayı öğrenme imkanı yakalıyorum.

Türk Milleti hakkında yaptığım genel tespit; milletimizin bilgiden uzak olduğu ve fertlerin bilgiye sahip olsalarda, bu bilgiyi şuursuzluk ya da nefsani sebeplerle toplum hayrına kullanamadıkları yönündedir.
Türk Milleti, bilgi çağı olarak nitelendirilen üçüncü bin yılda, bilgiye sahip olamazsa büyük zorluklar yaşayacaktır ve yaşamaktadır da.

Yurdumuzda yaşanan olayları salt bir “bölücülük” diye tanımlamak, küresel güçlerin bizim hakkımızdaki kısa, orta ve uzun vadeli planlarını bilmemek demektir.

Bilgi yoksunu olan Türk Milleti, günümüzde başına gelen olayları bu sebeple doğru yorumlayamamaktadır.
Türk Milletini bilgiden mahrum bırakmak için, dışarıdan ve içeriden büyük bir faaliyet, yüzyıllardır yürütülmektedir. Bilgisiz toplum üzerinde yürütülen bu faaliyetler, insanımızın önceliklerini, değerlerini ve dünyevi hedeflerini yok etmek üzeredir.
Örneğin; küresel güçlerin kontrolüne, eksiksiz bir şekilde girmiş olan tarikat ve cemaatlerin, insanımızı kemiksiz bırakarak her yöne yıkılan bir et yığını haline getirmiş olması, üzerinde durulacak çok önemli bir noktadır.

Manevi değerlerine her geçen gün daha bağlandığı söylenilen bir Türk Milleti, geçtiğimiz günlerde Kerkük’te hain bombalı tuzaklarla katledilen kardeşlerini hissetmemektedir. Bunun ötesinde, 2003 yılından bu yana Irak’ta, ABD askerlerinin 300.000 fazla kadına tecavüz ettiği söylenmektedir. Ama muhafazakarlaşan halkımızdan bununla ilgili hiç bir ses yoktur.
Yine Türkiye’de her şehrimize bir üniversite yaptık. Üniversitelerin sayısı her gün artıyor. Binlerce akademisyenimiz var. Bir o kadar çocuğumuzda dünyanın iyi ve pahalı üniversitelerinde okuyor. Yani bilgiye ulaşmaya çabalıyoruz. Peki o zaman sorun nerede?
Cevap: birincisi gerçek bilgiden uzağız, ikincisi sahip olduğumuz bilgiyi şuursuzluk ve nefsani nedenlerle milletimiz için kullanamıyoruz.
Türk Milleti, içinde bulunduğu badireleri atlatabilmek ve geleceğe sahip olabilmek için bilgiye süratle sahip olmalıdır. Bu o kadar kolay değildir. Çünkü “bilgi” Türk Milletinden gizlenmektedir.

Gerçek bilgiye sahip olmak için inanılmaz bir çalışkanlık gösterilmeli, dünyayı gezerek her yeri tanımalı, diğer milletlerle farklılığın farkında olarak iyi ilişkiler kurmalı, bir plan ve hedefe bağlı olarak yılmadan ve sabırla mücadele etmelidir.
Türk Milleti bunları yapmazsa veya yapamazsa, Avrupa’da ve Balkanlarda direnemediği gibi Türkiye’de de direnemeyecektir. Gelişmeler ve bu gelişmeler karşısında Türk Milleti’nin takındığı tavır(sızlık) bize bunun işaretlerini vermektedir. Dediğim gibi Türk Milleti; bilmediği halde biliyormuş zannettiği için her geçen gün bir batağa gitmektedir. Milli olduklarını iddia edenlerimiz bile ne yazık ki farklı bir durumda değildir.
Ne zaman, bilgiye ulaşıp bunu Türk Milleti hayrına doğru bir şekilde kullanacağız o gün tünelin aydınlık ucu görünmüş demektir.

Özcan PEHLİVANOĞLU, 8 Şubat 2013
Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Başkanı
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com
https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU
http://www.rubasam.com
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Re: Bilmediği Bilmek / Özcan PEVLİVANOĞLU

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Cmt Şub 09, 2013 19:58

Bir yurt gezisinde, aydın kişilerin çoğunluk olduğu bir toplantıda Gâzi orada bulunanlara sırası ile sorar:

- "Ciddi eleştiriler getirerek söyleyiniz, yaptıklarımızdan hangisi millet içinde kendine yer bulmamıştır?"

Çoğunluk susar, Asım Kültür adında bir genç söz ister.

- "Madem ki emrediyorsunuz, yapılan devrimlerin birçoğu hâlâ yüksek dağların tepelerinden esip, vadilere inemeyen rüzgârlara benziyor. Ben çok yakın bir geçmişte bir şöföre rastladım. Şeyh olduğunu söyleyen bir yobazın kerametine inanmıştı. Onu, gitmek istediği yere para almadan götürmüş. Görülüyor ki içimizde hâlâ şeyhlerin kerametine inanabilecek bilgisizler var. Hâlbuki biz devrimlerimizin düşünce tohumlarını yurdun dört bucağına yağdırabilseydik, şeyhin kerameti bu ülkede etkisi ve itibarını çoktan yitirirdi. Bugün şeyh efendi gibi gafiller kendisini istediği yere emeğin karşılığını vermeden götürebilecek insanlar bulabiliyorsa bundan korkmalıyız!

Gâzi;

- "Çok doğru söylüyorsunuz, ancak; devrimleri yurdun her bucağına yaymak ödevi ise aydın olanların ve özellikle eleştiriyi yapanın da dahil bulunduğu devrimci gençlerin de işidir."

Milletimiz büyük acılar çekti/çekiyor. Şu hâlde yurdun dört bir bucağına yağdıramadığımız bilgi ya da bilgisizliğin hesabını istemeye hakkımız var mıdır?

Saygılar...
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44


Şu dizine dön: Özcan PEHLİVANOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x