"Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

Genel & Güncel Konular

"Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Eki 19, 2009 1:58

Azerbaycan’da STK’lerden sorumlu Devlet Konseyi Başkanı ve milletvekili Guliyev: Türkiye’nin iki seçeneği var

‘Ya biz ya Ermenistan’


BAHADIR SELİM DİLEK

ANKARA - Karabağ’da çözüm olmadan Türkiye’nin Ermenistan ile yakınlaşma çabası, Ankara ile Bakû arasında sıkıntılı bir dönemin kapılarını araladı. Azerbaycan’ın doğalgaz kartını açmasının yanı sırra Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçına, Azerbaycan bayrağı sokulmamasına tepki olarak Bakû’deki Türk bayraklarını indirme kararı alması iki ülke arasında gerginliği tırmandırıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Örgütlerini Destekleme Konseyi Başkanı Azay Guliyev, AKP hükümetini Karabağ konusunda Azerbaycan’a sadece söz verirken Ermenistan’a yönelik somut adımlar atmakla suçladı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Bursa’da özel protokolle ağırlanmasını da eleştiren Guliyev, Bursa’da Azerbaycan bayrağına hürmetsizlik edildiğini belirtti ve FIFA’nın Azerbaycan bayrağını stada almama kararını da “daha önceden Türkiye ile birlikte kararlaştırılmış bir senaryo gibi” sözleriyle eleştirdi. Cumhuriyet’in Bakû’den telefonla ulaştığı Guliyev’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

- İsterseniz önce maçtan başlayalım. Azerbaycan bayrağının Bursa stadına girişi yasaklandı sonra da FIFA karar aldı. Bundan sonra da Bakû’daki Türk bayrakları indirilmeye başlandı. Bursa’da yaşanan kriz nasıl yansıdı Azerbaycan’a ki böyle olaylar yaşanıyor şimdi?

‘FIFA’NIN KARARI ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ BİR SENARYO GİBİ

GULİYEV - Sizin de dediğiniz gibi Bursa’daki Türkiye-Ermenistan maçında, ciddi bir bayrak krizi yaşandı. Sonra da FIFA’nın Azerbaycan bayrağının stada sokulmaması için karar aldığı açıklandı. Ancak bu durum bizde kuşku yarattı. Şöyle ki; birkaç gün önce Bursa Valisi, Azerbaycan bayrağının stada alınmasını yasaklamıştı. Sonradan kamuoyundan ciddi bir baskı gelince bu fikrini değiştirmişti ve yasak kararını kaldırmıştı. Ancak maça birkaç saat kala bu kez, FIFA’nın, Bursa stadına Azerbaycan bayrağı sokulmamasına ilişkin ilgili kararını açıklaması, sanki önceden hazırlanmış bir senaryo gibiydi. Bizim anladığımız kadarıyla bu mesele FIFA’nın eli ile resmileştirilmiş oldu. Bakû’da ‘Şehitler Hıyabanı’ndaki Türk bayrakları indirilmiş. Ama Azerbaycan bayrakları da indirilmiş. Belli ki bu, Bursa’daki olaylara tepki olmuş.

- Bu durum Bakû’da siyasi bir konu olarak mı algılandı?

GULİYEV - Bursa’da yaşanan bu vahim olay sadece, kardeş bir ülkenin bayrağına hürmetsizlik değil, siyasi bir mesele gibi değerlendirilmelidir. Biz bunu böyle görüyoruz. FIFA’nın, bir başka ülkenin bayrağının stadyuma sokulmasına karışmaya hakkı yoktur. Azerbaycan-Rusya maçında Türkiye bayrağı dalgalandırıldı. Biz bununla gurur duyduk. FIFA, Erivan’daki maçta sözde Karabağ bayrağının dalgalandırılmasına neden karşı çıkmadı? Bayrak, Azerbaycan’ın kimliğidir ve devlet resmidir. Bu, Türkiye’nin bizim kimliğimize, devlet resmimize karşı bir tutumudur. Ayrıca, TRT-2 kanalında, yani devletin televizyonunda bir profesör çıktı, Karabağ’ın Ermeni toprağı olduğunu, 1921 yılında Stalin’in Karabağ’ı Ermenilerden alarak Azerbaycan’a verdiğini söyledi. O profesöre göre o zaman Karabağ’ın yüzde 75’i, şimdi ise yüzde 99’u Ermeniymiş. Ama, Ermenilerin soykırım yaptığına, etnik temizleme siyaseti yaptığında hiç değinmedi. Onun dediklerinden anlaşılmıştır ki; Karabağ özel bir arazidir ve Azerbaycan oraya özerklik verdiği için sorun ortaya çıkmıştır. Belli ki o profesör bu sözlerle hem Türk, hem dünya basınını yanlış yöne sevk etmek istemektedir.

‘BURSA’DA BAYRAĞIMIZA SAYGISIZLIK YAPILDI

- Sıkıntı sadece bayrak konusu ile mi sınırlı? Bakû’dan gelen bunca tepkinin ardında sadece bayrak meselesi mi var?

GULİYEV - Türkiye, bu maç öncesinde ve sonrasında Ermenistan Cumhurbaşkanı’na aşırı derecede dostluk ve konukseverlik gösterdi. Biz bunu anlayamadık. Sarkisyan şerefine kokteyller düzenlendi, sanki dost ve kardeş bir ülkenin cumhurbaşkanıymış gibi ağırlandı. Bunu anlamkta zorlanıyoruz. Oysa Türkiye, Sarkisyan’ı olağan protokolle karşılayıp göndermeliydi. Ancak Türkiye’nin bu kadar sıcak ilişki kurmasına ihtiyaç yoktu. Sanki, eli Azerbaycan Türklerinin kanına bulaşmış Sarkisyan’ın yakın bir dost gibi karşılanması çoktan arzulanan bir gelişmeydi. Bunun yanı sıra Bursa’da bizim bayrağımıza saygısızlık yapıldı. Bunların, dost ve kardeş bir ülkede olması bizi çok üzdü ve Karabağ konusunda verilen demeçlere gölge düşürdü.

- Siz bu protokollerin satır aralarını nasıl okuyorsunuz?

GULİYEV - Bu önemli bir gerçektir ki, eğer Dağlık Karabağ sorunu olmasaydı, Türkiye’ye karşı Ermenilerin uydurduğu sözde soykırım ve toprak talebi konuları protokollerde yer almayacaktı. Durum böyle olunca da Ermeniler, bu iki protokole imza atmayacaktı. Yani aslında, Türkiye ile Ermenistan bu konuda pazarlık yapmaktadır. Şöyle ki: Türkiye protokollerde Dağlık Karabağ sorunundan söz etmiyor. Ermeniler de sözde soykırım ve toprak talebi konularına değinmiyor. Böylece bir denge kuruluyor. Bu bakımdan, inanmak istiyoruz ki, Türkiye Ermenilerle dostluk ilişkisini Azerbaycanlı kardeşlerinin felaketi üzerine kurmayacaktır. Biz biliyoruz ki, birçok güç Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin bozulmasına çalışmaktadır.


CUMHURİYET, 19 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Azerbaycan Devlet Konseyi Başkanı: ‘Ya biz ya Ermenistan’

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Eki 19, 2009 2:46

Resim

Yaman ayrılık

Türkiye-Ermenistan yakınlaşması, Süleyman Demirel ve Haydar Aliyev’in temellerini attığı ‘İki devlet, tek millet’ anlayışını sarsıyor.


Ankara ve Erivan’ın protokol imzalaması, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın seyrettiği Türkiye-Ermenistan maçında Azerbaycan bayraklarının yasaklanması bardağı taşırdı. Bunun üzerine Bakü, şehitlikteki Türk bayraklarını kaldırdı, “Artık ucuz doğalgaz yok” restini çekti. Bir milleti ayırma noktasına getiren gelişmeler şöyle olmuştu:

İsviçre’de başladı

Türkiye ve Ermenistan arasında geçen yıl Temmuz ayında İsviçre’nin arabuluculuğunda başlayan gizli görüşmeler, Azerbaycan yönetimini daha o anda tedirgin etmişti. 6 Eylül 2008’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın daveti üzerine Ermenistan-Türkiye maçını izlemek için Erivan’a gitmesi, Azerilerin kızgınlığını iyice artırdı.

Önce cami kapandı

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, yaptığı açıklamalarla Türkiye’ye sınır konusunda uyarıcı mesajlar vermesine rağmen, Ermenistan ile gizli görüşmeler devam etti. Bakü yönetimi, Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik açılımına ilk somut tepki olarak Bakü’deki Şehitlik Meydanı’nda bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait camiyi geçen Nisan’da restorasyon gerekçesiyle ibadete kapattı. Bu arada İlham Aliyev’in, Rusya’ya giderek Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile görüşmesi ve Rusya’nın Türkiye’nin üzerinden geçecek Nabucco projesine alternatif olarak hazırlayacağı yeni enerji hattına destek vereceğini belirtmesi Ankara’da şok yarattı.

Milletvekilleri geldi

Azeri parlamentosundan bir grup kadın milletvekili Ankara’ya gelerek Anıtkabir’i ziyaret etti, Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile biraraya geldi. Kadın milletvekilleri hükümetin Ermenistan açılımına karşı başta MHP ve CHP olmak üzere Türkiye’de değişik gruplarla görüştü. Azeri milletvekilleri Türkiye’nin Ermenistan açılımını protesto etmek amacıyla TV’lere Türk hükümetinin tutumunu eleştiren demeçler verdi.

Aliyev İstanbul’a gelmedi

İlham Aliyev, ABD Başkanı Barack Obama’nın Nisan başında Türkiye ziyaretine denk gelen zamanda İstanbul’da toplanan Medeniyetler İttifakı’na davetli olmasına rağmen gelmeyerek, Ankara’ya yönelik tepkisini ortaya koydu. Aliyev, Temmuz ortasında da Ankara’da Nabucco Projesi imza törenine gelmeyerek İngiltere’ye gitmeyi tercih etti.

Erdoğan söz verdi

Bunun üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen Mayıs’ta Bakü’ye gitti. Aliyev’le görüşen Erdoğan, Azerbaycan Parlamentosu’nda iki ülkede de ilişkileri bozmak isteyen bazı çevrelerin olduğuna vurgu yapıp, “Bu çevrelerin oyunlarına gelinmemesini” istedi, Türkiye’nin, Dağlık Karabağ’daki Ermeni işgali sona ermeden hiçbir şekilde Ermenistan sınırını açmayacağına dair söz verdi. Erdoğan’ın bu sözüne rağmen, Azerilerin kuşkuları giderilemedi.

Protokoller gerdi

Bakü ile Ankara arasındaki ortam bir ara yumuşasa da Erivan ve Ankara’nın 31 Ağustos’ta yaptıkları ortak açıklamayla iki ülke arasındaki sınırın açılmasını, diplomatik ilişki ve ortak tarih komisyonu kurulmasını içeren protokollerin paraf edildiğini duyurmaları, Ankara-Bakü ilişkilerine bir yara daha açtı.

Bayrak misillemesi

Son olarak Zürih’te 10 Ekim’de 3 saatlik bir krize rağmen protokollerin Türkiye ve Ermenistan dışişleri bakanları tarafından imzalanması, ardından 14 Ekim’de Sarkisyan’ın Gül’ün daveti üzerine Bursa’daki Türkiye-Ermenistan milli maçına gelmesi ve maçta Azerbaycan bayrağı açılmasının yasaklanması, Azerbaycan’ın ilk cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ortaya attığı “Tek millet, iki devlet” anlayışını çatırdattı. Bakü yönetimi Türk Şehitliği’ndeki bayrakları kaldırıp, bayrak direklerini söktü. Türkiye’nin Bakü’deki askeri ataşesi, bu durumu ilgili Azeri makamları nezdinde sözlü olarak protesto etti.

Şirketlerin önündeki bayraklar da iniyor

AZERBAYCAN’ın başkenti Bakü’deki Türk şehitliğinde bulunan Türk bayraklarının kaldırılmasının ardından, Türk şirketlerinin önündeki bayrakların da indirilmeye başladığı bildirildi. Azadlık ve Yeni Müsavat gazetelerinde yer alan habere göre, ülke genelinde faaliyetlerde bulunan Türk şirketlerinde dün sabah itibariyle geniş denetim çalışmaları başlatıldı. Bu kapsamda şirket önündeki gönderlere Türk bayrağı çekilmesine artık izin verilmiyor.

İnönü’de serbest

Bursa’da oynanan Türkiye - Ermenistan milli maçında Azerbaycan bayrakları stada sokulmamış, polis tarafından toplanıp kutulara konulmuştu. Hem Türkiye’de hem Azerbaycan’da büyük tepki toplayan yasak, stadın bazı yerlerinde Azerbaycan bayrağı açılmasıyla yer yer delinmişti. Polis tribünlere giderek Azerbaycan bayraklarını toplamıştı. Bursa’da stada sokulmayan o bayrak, önceki akşam Beşiktaş ile Kasımpaşa arasında oynanan karşılaşmada kalpaklı Atatürk fotoğrafının yer aldığı Türk Bayrağı ve Beşiktaş Bayrağı ile birlikte BJK İnönü Stadı’nda yerini aldı.


Hürriyet, 19 Ekim 2009




Azerbaycan kaybedilirse Türk halkı hesap sorar

Agil ALESGER / BAKÜ

1000’den fazla sivil toplum kuruluşunun üye olduğu Azerbaycan Milli Sivil Toplum Kuruluşları Forumu ve Azeri-Türk Kadınlar Birliği önceki gün Bakü’de, “Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasına hayır! Türkiye, Azerbaycan`ı yitirme” başlıklı bir panel düzenledi.

Panelde konuşan Azeri-Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı şunları söyledi: “Dini bakımdan bize yakın olsa da İran, Ermenistan’a her türlü yardımı yapıyor. Ama Türkiye Azerbaycan için sınırlarını kapatıyor ki biz bunu görmezden gelemeyiz. Her zaman Türk halkı Karabağ sorununa bizden daha çok sahip çıkmıştır ve çıkacaktır. Neden? Türk halkı biliyor ki, Karabağ Türkiye için işgal altındadır. Erdoğan’ın verdiği bir söz var. Bu sözü söyleyen Türkiye gibi bir ülkenin başbakanıdır. Bu söz çok ağır sözdür ve inanmak istiyoruz ki, başbakan sözüne sadık kalacak. Azerbaycan bu güne kadar Türkiye’ye güveniyordu. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin protokollere ‘hayır’ diyeceğine inanıyoruz. Azerbaycan kaybedilirse, Türk halkı Ak Parti hükümetinden hesap sorar.”

Rusya’ya sığınmayalım

Panelde konuşan Azerbaycan’ın nüfuzlu aydınlarından Çingiz Ganizade, Rauf Arifoğlu, Novella Caferoğlu, Akif Kerimov, Sevgim Rahimov, Yadigar Memmedli, Gafar Çakmaklı “Türkiye Ermenistan’ı kuvvetlendirmemelidir” mesajını verdiler. STK başkanlarından Saida Kocamanlı da, “Tabii ki, Türkiye’nin kendi politikaları var. Ama biz Türkiye ile ipleri tamamıyla koparıp, Rusya`ya sığınmamalıyız” dedi. Konferansın sonunda Azerbaycan Milli Sivil Toplum Kuruluşları ve aydınları adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve Türk halkına çağrıda bulunuldu. Atatürk’ün, “Azerbaycan`ın hüznü hüznümüz, sevinci sevincimizdir” sözüne yer verilen çağrı metninde, Türk vekillerden protokole hayır denmesi istendi.


Hürriyet, 19 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Eki 19, 2009 3:24

Bayrak skandalı büyük yara açtı

BURSA’da Türkiye-Ermenistan maçı yüzünden çıkan bayrak yasağı sonrası Bakü sertleşti. Şehitlikteki Türk bayraklarının indirilmesinin ardından şimdi de Azerbaycan’da tüm Türk şirketleri önündeki Türk bayrakları kaldırılmaya başlandı.

Aliyev bayrak skandalına karşı sertleşiyor

Azerbaycan bayrağının Ermeni fitnesiyle yasaklanmasına Bakü’nün tepkisi sürüyor

Zürih’te imzalanan protokoller ve Türkiye-Ermenistan maçında Azerbaycan bayraklarının yasaklanmasına sert tepki gösteren Bakü yönetimi, yeni adımlar atmaya devam ediyor. Bakü’deki bir şehitlikte Türk bayraklarının indirilmesinin ardından şimdi de Türk şirketlerinde benzer bir uygulamaya geçildi. Azadlık ve Yeni Müsavat gazetelerinde yer alan habere göre, Azerbaycan’da tüm Türk şirketleri önündeki Türk bayrakları indirilmeye başlandı. Gazeteler, ülke genelinde faaliyetlerde bulunan Türk şirketlerinde dün sabahtan itibariyle geniş denetim çalışmalarının başlatıldığını yazdı. Türk şirketlerinin çoğunda vergi ve maliye denetimleri başlatıldığına işaret edern gazete, gelişmeleri Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın da izlediği milli maçla ilgili gelişmelere bağladı.

Bakü’ye destek

Gazete Türkiye’den giderek Bakü’de yakacak işiyle uğraşan bir işadamının şu açıklamasını da sütunlarına taşıdı: “Biz her şeyimizle Azerbaycan’ın ve onun yönetiminin yanındayız. Türk işadamlarının hesabına göre, AKP hükümeti yanlış yapıyor. Azerbaycan yönetimi küsmekte de, öfkelenmekte de haklıdır. Ama Bakü, bizleri de yanına alsın. Öfkesini bizden çıkarmasın. Biz gerekirse Bakü’de ki bütün Türkleri toplayıp, Azerbaycan’a destek mitingi de yapabiliriz.”


Türkiye-Ermenistan maçı öncesinde devreye giren Serj Sarkisyan, AKP’nin de onayıyla Azerbaycan bayrağını yasaklatmıştı


YENİÇAĞ, 19 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eki 20, 2009 0:33

Azeri kardeşliği koptu, gidiyor!

Dileyelim, “Azeri kardeşliği kopup gitmesin” ve dileyelim Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “size efsunlar olsun” diye kızgınlığını ifade ederken politik davranıyor olsun.

Efsunlar olsun!

Teessüf ederim!

Teessüf ederim, anlayana çok ağır kırgınlığın ifadesi olarak söylenir ve “sizin adınıza çok üzgünüm, bu davranışınızı size yakıştıramadım” anlamını taşır. Kardeşlikler kolay kurulmuyor, parayla-pulla satın alınmıyor, Amerikan, Rus ya da Avrupa düdüğü ile kardeşlikler gelişmiyor, pekişmiyor, güçlenmiyor.

Amerikan düdüğü verdiler.

Şimdi bu düdük moda.

Başbakan da bu düdüğü çalıyor, yandaş gazetelerin büyük düşünür havasına sokulmuş yazar çizeri de Amerikan düdüğü ile üflüyorlar. Bu düdüğü çalanların yazdıklarına göre ABD, yüzyılın barışını başlattı ve hem Kafkasya’da hem Orta Doğu’da “Türkiye’ye yeni Osmanlı olmak rolünü” verdi.

Tarihi fırsat işte budur.

Light Osmanlı olmak.

Kürt ve Ermeni açılımları sonunda tıpkı Osmanlı döneminde yaşandığı gibi Türkiye, bütün Orta Doğu ile Kafkaslar’daki ulusların yöneticisi, yönlendiricisi, akıl sunucusu, ABD adına yol göstericisi olacak.

Olacak da!

Azeriler koptu gidiyor.

“Yeni Osmanlı (yani iktidarı törpülenmiş ve ABD uydusu yapılmış) olma pirincine” giderken “Atatürkçü TC’nin meyvesi eldeki Azeri bulgurundan olma” tehlikesi belirdi. Amerikan düdüğü üfleyicileri; “yüzyılın barışma modelinin arkasında Obama var, o nasıl olsa Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i hem Karabağ ve hem de Ermenistan sınırının açılması konusunda ikna etmiştir” diyorlardı.

Demek henüz etmemiş!

Azeriler Türkiye bayrağını şehitlikten çıkartıp attılar, Azerbaycan’da iş kurmuş Türkiye şirketlerinin üzerine gitme düğmesine bastılar, doğal gazı kardeşlik hakkı olarak ucuza veriyorduk, şimdi “en yüksek parayı Türkiye sunsa bile vermeyeceğiz” diye özetleyebileceğim teessüf yüklü tepkiler yükseltiyorlar.

Doğal gaz ve petrol!

Kavun değil, karpuz değil.

Bastırırım parayı.

Başkasından alırım.

Diyeceğin ürünler değil.

Türkiye hem doğal gaz ve hem de ham petrolde Azerbaycan ile çok ciddi yatırımlara girdi. Azerbaycan kardeşliği fasulye bir laf değil. Bakü-Ceyhan petrol boru hattının canı Azeri’nin elinde, Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattının canı da Azeri’nin elinde, imzası yeni atılmış Nabucco boru hattının yüreği de Azeri’nin elinde atıyor.

Azeri bize az satıyor.

Bizden çok alıyor.

Ticaret dengesi Türkiye’nin lehine; yaklaşık 925 milyon dolar mal satıyor, 1 milyar 666 milyon dolar Türk malı satın alıyor. Ayrıca Türkiye inşaat şirketleri Azerbaycan’da 4 milyar dolarlık iş almış durumda. Türkiye iş adamlarının Azerbaycan’da 5 milyar dolarlık yatırımı var.

Dilerim düdükçüler farkındadır.

Dilerim, “Yeni Osmanlı olacaksınız” üfürüğünün arkasından giderken iyi hesap yapmışlardır. Avrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin, Ermenistan açılımı aşamasında fikrini soran gazetecilere; “Pirince giderken evdeki bulgurdan olmamaya dikkat etmek gerekir” demişti. Dün Tuğrul Erkin’e Azerilerin tepkileri üzerine fikrini sordum, başka bir atasözü söyledi:

İnşallah dağ fare doğurmaz!

Düdükçüler atasözü dinlemeli.

Dikkatli olmalılar!


Necati DOĞRU, 19 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eki 20, 2009 1:01

Azerbaycan ile Yaşanan Kriz: İki Yanlış Bir Doğru Eder mi?

Sinan OĞAN, TÜRKSAM Başkanı

“Bir millet iki devlet” sözünü rahmetli Haydar Aliyev yıllar önce Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerdeki dostluğu ve kardeşliği tarif ederken kullanmıştı. Bu günlerde Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller sonrasında Azerbaycan ile Türkiye arasında yaşanan sorunlar bu deyimi yeniden gündeme getirmiştir. Özellikle Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan milli maçı sonrasında bazı görevlilerin sorumsuzca Azerbaycan bayrağına karşı yaptığı saygısızlık Ankara ile Bakü arasındaki ilişkileri birden bambaşka bir havaya bürümüştür.

Bugün geldiğimiz noktada Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler tarihin en kötü günlerini yaşıyor. Bugünkü kriz Mayıs ayında yaşananlardan bile daha kötü durumdadır. İki ülke ilişkilerini bu duruma gelmesinde birçok husus vardır. Ancak bunların en önemlisi bayrak krizidir. Türkiye, Ermenistan ile protokol imzalayabilir ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bir söz var ve bu sözün tutulmayacağına dair ortada net bir tutum yoktur. Bu konuda biraz acele etmemek ve protokollerin meclise gelmesini beklemek gerekir.

Türkiye ile Azerbaycan arasında yaşanacak sorunlardan kim çıkar sağlar? Bu sorunun cevabı nettir. Öncelikle Ermenistan ve bölgede çıkarı olan diğer devletler. Hatta Ermenistan’ın Milli Güvenlik Strateji Belgesi açıktır. Burada Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkileri Ermenistan tarafından tehdit olarak görülmektedir. Bu gün yapılanlar bu dostluğu ve kardeşliği bozduğuna göre bu ilişkilerin zarar görmesi en çok kime yarar, kime zarar getirir? Bu işten en çok Ermenistan’ın fayda sağlayacağı ve yine en çok zararın ise Azerbaycan ile Türkiye’nin göreceği açıktır. Peki, öyle ise neden karşılıklı yanlışlar yapılmaya devam edilmektedir. Türkiye’de Azerbaycan bayrağına birilerinin saygısızlık göstermesi hemen karşı tarafta benzer bir tepkiyi haklı kılar mı? Daha doğrusu iki yanlış bir doğru eder mi? Elbette etmez…

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha fazla zarar görmemesi için bir an önce devreye girilmelidir. Bu konuda kim destek sağlayacaksa onlardan bu hizmet istenmelidir. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Hikmet Çetin bu konuda başvurulabilecek isimlerden birisi olabilir. TÜRKSAM olarak da bu tehlikeli süreci bir an önce durdurmak için girişimlerde bulunmaktadır. Unutmamak gerekir ki, kardeşlerin küslüğü büyük olur.

16 Ekim 2009 tarihinde Türkiye’de bir dizi görüşmeler yapan Azerbaycan milletvekilleri TÜRKSAM’ı da ziyaret ettiler ve burada bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda Azerbaycan milletvekilleri Bursa’da Azerbaycan bayrağına yapılan saygısızlıktan çok etkilenildiği görüldü. Ayrıca milletvekillerinin ortak kanaati her iki tarafta da sağduyunun hakim olması gerektiği kanaatiydi. Hem Azerbaycan milletvekilleri ile görüşmemiz ve hem de zaman zaman Azerbaycan basınından gelen mülakat isteklerinden gördüğümüz şu ki, Türkiye’ye yönelik endişe ve hayal kırıklığı bir aradadır. Türkiye’nin bir an önce girişimde bulunması gerekmektedir. En son telefonla katıldığım bir televizyon programı sunucusunun ifadeleri çok manidardır. Azerbaycan’ın en büyük kanallarından birisi olan Lider Tv’nin Seda Haber Programının yapımcısı ve sunucusu Sahip Aliyev aynen şunları demiştir. “Hep Türkiye’nin Azerbaycan’ı kaybedeceği ifade olunur. Hiç Azerbaycan’ın Türkiye’yi kaybedebileceği konuşulmaz. İlişkilerimiz bu seviyeye geldi mi bilinmez ama biz artık hayalimizdeki Türkiye’yi kaybettik.” Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Azerbaycan’da hayallerde kurulan bir Türkiye imajı vardı. Bu imajın zarar görmesi sadece Türkiye-Azerbaycan arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda Türkiye’nin Türk dünyası politikasına da zarar verir. Unutmamak gerekir ki, Azerbaycan’ın olmadığı bir Türk dünyası söz konusu olamaz. Bu dargınlık Türkiye’nin Kafkasya politikasına zarar verir. Bu kırgınlık Türkiye’nin enerji politikasına, Nabucco projesine zarar verir. Bu listeyi aslında daha da çoğaltabilir. Bu sebeple çok dikkatli hareket etme zorunluluğumuz vardır. Hele özellikle basınımızda karşılıklı olarak eski defterlerin çıkarılması ve muhasebe yapılması girişimleri kimseye fayda getirmez.

Diğer taraftan Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’e de iyi kulak vermek gerekir. Moldova’da yapılan BDT toplantısında İlham Aliyev ile Serj Sarkisyan’ın görüşmesinden herhangi bir netice alınamadı. Aliyev’in bu toplantı sonrasındaki görüşleri düşündürücüdür. Aliyev Sarkisyan ile sadece bu yıl içerisinde birkaç 6-7 defa görüştüğünü ve protokollerin imzalanacağının anlaşılmasıyla Sarkisyan’ın uzlaşmaz bir tutum içerisine girdiğini söylemiştir. Aliyev ayrıca bir beyanatında da “savaş” seçeneğini daha yüksek sesle dile getirmeye başlamıştır. Unutmamak gerekir ki, adaletsiz bir barış girişimi Azerbaycan’ı savaşa iter.

Basınımızda bazı aklı evvellerin bu konular gündeme geldiğinde iki hususu ortaya koyduklarını görmekteyiz. Bunlardan ilki Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni neden tanımadığı yolunda Azerbaycan’a yapılan suçlamadır. En son TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Murat Mercan bile bunu Azerbaycan milletvekillerine sormuş. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Türkiye’nin KKTC’yi tanıtma gibi bir politikası yok. Daha önce Pakistan ve Bangladeş’in KKTC’yi tanıma girişimini Türkiye önlemişti. Ankara kalkıp diyebilir mi ki, biz Bakü’den KKTC’yi tanımasını istedik ama onlar tanımadı. Elbette diyemez. Eğer siz KKTC’yi tanıtmak istiyorsanız Rusya’nın Abhazya ve Osetya’yı tanıtmak için yaptığı girişimlere bakmanız yeterli. Nelerin yapılacağı bellidir. Türkiye bunların hangisini yaptı? Hiçbirisini. Kaldı ki, Cumhrubaşkanı Mehmet Ali Talat’ın nihai amaçlarının Rum kesimi ile birleşerek AB üyesi olmak istediklerini belirtir net ifadeleri vardır. Ne Türkiye ve ne de bizzat KKTC’nin tanınma talebi olmadığı, bilakis sakın bizi tanımayın biz Rum kesimi ile birleşme müzakereleri sürdürüyoruz tavrı bilinmekte iken Azerbaycan’a neden KKTC’yi tanımadın diye suçlamada bulunmak olsa olsa ya cehaletin, ya da art niyetin ürünü olabilir.

Bir diğer husus ta şundan ibarettir. Diyelim ki, Türkiye’nin KKTC’yi tanıtma isteği oldu. Bu durumda Azerbaycan KKTC’yi tanıyabilir mi? Hemen söyleyelim tanıyamaz. Nedeni bellidir. Dağlık Karabağ gibi bir sorunu olan ülkenin kendisinden ayrılan bir bölgenin bağımsızlık isteği varken başka bir bağımsızlık isteyen yeri tanıması demek kendi tezlerini çürütmesi anlamına gelir. Bu takdirde Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi anında Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı tanır ki, bu da sorunu daha da içinden çıkılamaz hale getirir. Bu konudaki bilgisizliğin ve cehaletin son bulması gerekir.
.
Rahmetli Haydar Aliyev’in çok doğru bir şekilde ortaya koyduğu “bir millet iki devlet” anlayışı bugün maalesef tehlike altındadır. Atılan bütün adımlar, yapılan bütün yanlışlar sanki bu anlayışı yıkmak için planlanmıştır. Dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, Ocak 2009’da Erivan'daki bir konferansta yaptığı konuşmada Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik olarak Türkiye’den ilginç bir istekte bulunmuştu. Bryza, konuşmasında özetle Türkiye ile Azerbaycan arasındaki 'bir millet iki devlet' düşüncesinin değişmesi gerektiğini çağrısında bulunmuştur.* Ocak 2009 tarihinde Bryza’nın bu çağrısına çok anlam verilememişti. Ancak bugün yaşananları gördüğümüzde maalesef ki taşların yerine oturduğu görülmektedir.

* GM-Not: Ayni Bryza bugün ABD'nin Azerbaycan büyükelcisidir :arrow: abd-nin-yeni-azerbaycan-buyukelcisi-matt-bryza-kimdir-t22202.html


TÜRKSAM, Sinan OĞAN, 19 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eki 20, 2009 2:52

Düşmana kardeş; kardeşe düşman siyaset!

Türkiye ile Azerbaycan’ın arasının açılması Ermenistan’ın temel stratejik hedefiydi. Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında mümkün olduğu kadar uzun süre kalabilmesi bu hedefin gerçekleşmesine bağlıydı. Bunun yolu da Türkiye ile Azerbaycan devletleri arasındaki siyasi birlikteliğin değil Türkiye ile Azerbaycan halkları arasındaki gönül birlikteliğinin yıkılmasından geçiyordu. Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller bu emele hizmet eder bir ortam yaratmıştır. Protokollerin imzalanmasının ardından Azerbaycan’daki halk arasında, haklı olarak “arkadan vurulmak”, “satılmak” ve “hıyanete uğramak” duygusu gelişmiştir. Daha da önemlisi Azerbaycan halkında Türkiye’deki devlet yöneticilerine karşı oluşan büyük bir güvensizlik duygusunun ortaya çıkmış olmasıdır.

Samimiyetsiz ve iki yüzlü siyaset!

İmzalanan protokoller, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki “bir millet iki devlet” paradigmasına büyük bir hasar vermiştir. Bir milletin iki ayrı devleti formundaki Azerbaycan ile Türkiye’nin birbirine duydukları güvendeki azalma, Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu topraklardaki işini kolaylaştırmıştır. Protokoller TBMM’de onaylanarak yürürlüğe girmese bile, süreç Türkiye ile Azerbaycan’ın kardeşliğine onarılması zor bir tahribat vermiştir. Bundan sonra iki ülke arasındaki ilişkiler ne kadar onarılmaya çalışılırsa çalışılsın hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Türkiye’yi yönetenlerin Azerbaycan ile ilişkilerindeki samimiyetsiz ve iki yüzlü tavrının Azerbaycan yönetimi tarafından olmasa da halkı tarafından unutulması mümkün değildir.

Aslına bakılırsa Bakü ve Ankara’daki hükümetler Türkiye ile Azerbaycan’ın arasının açılması için ellerine geçen hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bakü’deki iktidar Rusya’nın, Ankara’daki iktidar ise ABD’nin desteğini sağlayabilmek için birbirlerine karşı siyaset üretir hale gelmişlerdir. Bakü, Rusya’ya; Ankara ise Ermenistan’a yakınlaşan politikalar üreterek birbirlerinden uzaklaşmaktadır. Her iki ülkedeki iktidar yetkililerin kendi halklarına değil de Moskova ve Washington’daki kudret elitlerine bağlılıkları, Türkiye ve Azerbaycan’ı giderek birbirinden uzaklaştırmaktadır.

Bayrak indirme yarışı!

Türkiye, Zürih’teki masanın arka tarafında ayakta bekleyenleri memnun etmek için “ön şartsız” olarak Ermenistan’la iyi ilişkiler öngören metni imzaladı. Azerbaycan ise her okuyanın farklı anlam yüklediği, ne anlama geldiği çok da bilinmeyen protokolleri bahane ederek Türkiye’ye karşı misillemeye geçti. İş her iki ülkenin birbirinin bayraklarına karşı tavır almaya kadar gitmiştir. Türkiye, Bursa’daki maça Azerbaycan bayraklarının sokulmasını FIFA’yı araya sokarak engellemiş, buna karşı misilleme yapar gibi Azerbaycan da, Bakü’yü 1918 yılında Ermeni-Bolşevik işgalinden kurtarırken şehit düşen Türk İslam ordusu askerlerinin anısına dikilen anıttaki Türkiye bayraklarını indirmiştir. Gerilim bununla da sona ermemiş; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye’ye sattıkları doğalgaz fiyatının az olduğunu belirterek, “Dünya fiyatının 3’te 1 fiyatına satıyoruz. Dünya fiyatına yakın fiyat istiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Aliyev, Azeri doğalgazının Avrupa’ya taşınması için Türkiye’den gelen teklif koşullarının kabul edilemez olduğunu söyleyerek enerji alanında Türkiye’ye alternatif transit yolları aramaya mecbur kaldıklarını, ifade etmiştir. Her iki ülkede de iktidarlar geçici, milletler kalıcıdır. Türkiye ve Azerbaycan’daki hükümetler, resmen kardeşe düşman, düşmana kardeş siyaseti izlemektedir. Her iki siyasetin de geleceği yoktur.


Özcan YENİÇERİ, 20 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen hkn » Çrş Eki 21, 2009 22:54

"Türkler için namus olan bayrak konusunda bir krize neden olanlar utansın" demek isterdim, ama bu ortamı yaratanların utanmak yerine, amaçlarına ulaşmış olmanın keyfini sürdüklerinden korkarım.

Bu krizi yaratanlardan, çözüm için bir şeyler beklemek hayalperestlik olur. O halde, halkın inisiyatifi ele alma zamanı gelmiş demektir.

Bayramlarda evimize, iş yerimize bayrak asmak bizim güzel bir geleneğimizdir. Bir hafta sonra 29 Ekim Cumhuriyet bayramını kutlayacağız. Bu fırsatı kaçırmayalım.

Her Türk, evinin balkonuna, penceresine Türk bayrağını ve Azerbaycan bayrağını yan yan asacak. Merak etmeyin, böyle bir harekete karşı koyacak resmi makam dünyanın hiç bir yerinde yok.

Unutmayın, bu hareket bireysel olarak gerçekleştirilecektir. Kurumların asacağı devasa bayraklar yerine, irili ufaklı milyonlarca bayrak, milyonlarca yıldız tertemiz parlayacak, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm Türklerin kardeş olduğunu, kaderlerinin bir olduğunu haykıracaktır.

Türkiye'de Azerbaycan bayrağı, Azerbaycan'da Türk bayrağı tedarik etme konusunda sıkıntı yaşanabilir. Ama bahane yok. Bayrak bulamayan bilgisayarından renkli bir baskı alır veya A3 kağıda eli ile bayrak resmi çizer, camına yapıştırır.

Haydi, bir olduğumuzu dosta düşmana ilan etmek için, bu mesajı hızla yayalım ve bayraklarımızı hazırlamaya başlayalım.
Kullanıcı küçük betizi
hkn
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Prş Haz 18, 2009 22:03

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen arazi » Çrş Eki 21, 2009 23:04

türk milletinin tek problemi milli bi hükümet kuramamasıdır.onun dışında gerisi yalandır..

akp ne bok yerse yesin iki millet birbirinden ayrılmaz..akp zihniyetini aşan bi mevzudur bu..eninde sonunda defolup gitmeyecekler mi başımızdan?

üstat attila ilhanın dediği gibi; bu milletin aklı geç gelir, ama illa ki gelir..
Kullanıcı küçük betizi
arazi
Üye
Üye
 
İletiler: 28
Kayıt: Sal Ağu 18, 2009 23:31

Re: "Bir Millet" Ayrılıyor Mu?

İletigönderen arazi » Çrş Eki 21, 2009 23:07

zaten "nefes" i izlemiş gelmişim..duygusallığım had safhada :)
Kullanıcı küçük betizi
arazi
Üye
Üye
 
İletiler: 28
Kayıt: Sal Ağu 18, 2009 23:31


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x