İçinde Mustafa’m vardı. Mustafa Kemal'im. Mas mavi gözlerine bakarken dilim varmadı ona, olan bitenden bahsetmeye. Ne gençliğinden, ne de halkından bahsedebildim. O Zaten her şeyin farkındaydı.
Sadece "Bursa Nutkunu tekrar hatırlat çocuk" diyordu bana.
UTANDIM!
Türk Gençliği adına UTANDIM!
Terler içinde uyandığımda, saat gece yarısı 03:05 'di.
Tüm yoldaşlarıma makalemi yazdığım bu saatte seslenmek istiyorum.
Yoldaşlarım, biz hiç bir ülkenin devamı değiliz. Bizler esarete ve gericiliğe başkaldırışın en güzel örneğiyiz. Çünkü bizler Mustafa Kemal'in neferleriyiz.
Bizler bu toprakların çocuklarıyız! Bizler bu topraklarda mal, mülk, şöhret hesabı etmeden mücadele ediyoruz!
Vatan elden gitse de, yargı siyasallaşsa da, halk karanlığa, yobazlığa ve hatta tarikat ve cemaatlerin güdümüne itilse de, bizler halkı uyandıracağız, bilinçlendireceğiz ve aydınlatacağız. Ne ülkemizi, ne de kültürümüzü küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız.
Unutmayalım ki, her karanlığın aydınlığı, her düşüşün bir kalkışı ve her bitişin elbette yeni bir başlangıcı vardır!
Yoldaşlarım, yarınımız güzel olacak. Bizleri öldürseler de, hapsetseler de ve hatta iftira bile atsalar biz birbirimizi, gerçek bizi biliriz ve umudumuzu önce içimizdeki Mustafa Kemal ATATÜRK sevgisinden, daha sonrada birbirimizden alacağız!
Eninde sonunda MUSTAFA KEMAL'LER kazanacak!
Ümit Doğancı
1 Ekim 2010