
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CNN Türk'de canlı yayınlanan ''Ankara Kulisi'' programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Bu arada Cübbeli Ahmet Hoca’yı neden telefonla aradığını ve geçmiş olsun dediğini de açıkladı. Programda Deniz Baykal’a, ''Örneğin Fethullah Gülen Hoca… Onunla karşılaşsanız tavrınız ne olur?'' diye soruldu. CHP Genel Başkanı’nın yanıtı çarpıcı:
“Hiç şüphe yok gayet insani bir şekilde selamlaşırız, hâl hatır sorarız'' (Cumhuriyet Portalı, 4.2.2010)

Baykal haklı vallahi… İnsanlık öldü mü? Fetullah’a hâl hatır sormayacağız da kime soracağız? Hatta hâl hatır sormayı beklemeyelim, onu da telefonla arayalım ve “geçmiş olsun” diyelim. Kolay mı, adamcağız 10 yıldır gurbet ellerde tedavi oluyor! Gerçi Utah ile yapılacak bir telefon görüşmesinin faturası hayli kabarık olur, ama CHP de koskoca ana muhalefet partisi, devletten o kadar yardım alıyor, üç kuruşluk faturanın lafı mı olur!
Peki, Deniz Baykal Fetullah’a hangi konuda hâl hatır soracak acaba?
“Hocaefendi bu yıl Türkiye’de havalar çok soğuk… Sizin Utah’ta havalar nasıl?” mı diyecek?
Belki de “vallahi Türkiye’de hayat ateş pahası… Siz, 10 yıldır, bir emekli vaiz maaşı ile Utah’ta nasıl geçiniyorsunuz Hocaefendi? Şunun sırrını bize de söyleyin” diyecektir!
Kim bilir, “malum sağlık nedenleriyle yurtdışına kaçmış, pardon gitmiştiniz! 10 yıldır tedavi oluyorsunuz! Daha iyileşemediniz mi?” diyecektir belki de!
Laikliğin yılmaz savunucusu ana muhalefet partisi lideri, “aman hocam, bak Cübbeli’yi bile aradık telefonla… Önümüzdeki seçimde bizi de görsün senin müritler…” demeyecektir herhalde…
Hiç der mi?
Artık öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, Genelkurmay Başkanı “sorumlu devlet adamı gibi davranıyorum” bahanesi ardına sığınır, “keşke olmasaydı” diyerek Anayasa Mahkemesi’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı” olarak tanımladığı partiden bir bakıma özür diler!
Ana muhalefet partisi lideri, 10 yıldır ABD’nin beslediği Hocaefendi ile “insani bir şekilde selamlaşır, hal hatır sorar.”
Sonra her ikisi de milletin karşısına çıkar, “Atatürkçülük” taslar, ahkâm keser!
Türkiye’nin yurtseverleri, kendini Kemalist olarak tanımlayan kesimi de bu açıklamalar karşısında susar!
Ne güzel demiş Moliere:
“Susan bir bilgin, tek kelime söylemeyen aptaldan farksızdır.”
Serdar ANT, 6 Şubat 2009