Yargı krizi başlıca gündemimizi oluşturuyor.
Yetkili, yetkisiz herkes fikir yürütüyor adeta suç onda, bunda, şunda oyunu oynanıyor.
Efendiler, çocukların su tabancıları misali birbirlerine her biri pek bir alengirli laflar fışkırtıyor.
Açlık, yoksulluk, sefalet, ekonomik kriz, işsizlik gibi sorunlar zaten bu muhteremlerin işi değil!
Ya meclis sıralarında yumruk yumruğa kavga ediyorlar ya çıkıp halka gerçekler yerine masal anlatıyorlar ya da işte böyle gizli amaçlar uğruna suni gündemler yaratıp toplumu daha da geriyorlar.
Toplumda yaratılan ayrışmaları şimdi kurumsal bazda sürdürüyorlar.
Konumuz madem yargı, ülkenin kurucusuna söz vermek gerekir diye düşünüyorum.
1925’te yaptığı konuşmasını günümüzle bağdaştırdığımızda hem hükümet üyesi siyasilere hem de yargı erkine dair önemli mesajlar çıkarabiliriz.
Bakın ulu önder Atatürk, eski ve yeni hukuk anlayışı üzerine neler söylemiş.
Önce eski hukuktan başlayalım.
“Eski hukukun ve onun izleyicilerinin, yeni devrimler dönemimizde bizzat bana çıkardıkları güçlüklerden örnek getirmeye kalksam başınızı ağrıtmak tehlikesiyle karşılaşırım. Fakat bilesiniz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin doğuş zamanında, onun bugünkü nitelik ve durumunu, hukuk esaslarına ve bilimsel ilkelere aykırı sayanların başında ünlü hukukçular bulunuyordu. En büyük şehrimizin barosu açıkça hilafetçi olduğunu ilân eden ve ilân etmekle övünç duyan birisini kendisine başkan seçmiştir. Bu olay, köhne hukuk erbabının cumhuriyet anlayışına karşı içten ve gerçek olan durum ve eğilimini ifadeye yeterli değil midir? Eski yasa hükümleri, eski hukukçular, gayret ve çalışma gösterenlerin etki ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz derhal canlanarak devrim esaslarını ve onun samimî izleyicilerini ve onların aziz ülkülerini mahkûm etmek için fırsat beklerler. Bu fırsat, eski yasaların varlığı ve eski hukuk esaslarının yürürlükte olmasıyla ve eski anlayışını içten ve yürekten korumada direnen hâkimlerin ve avukatların varlığıyla sağlanmıştır.”
Ve neden yeni hukuka ihtiyaç duyulduğuna dair sözleri:
“Adliyemizin güvendiğimiz yüksek gücü sayesindedir ki cumhuriyet, kaçınılmaz gelişimi izleyebilecek ve türlü şekil ve kılıktaki saldırılara karşı vatandaşın hukukunu ve memleketin düzenini korunmuş tutabilecektir. Hükümet, memlekette yasayı egemen kılmak ve adaleti iyi dağıtmakla görevlidir. Bu itibarla adalet işi pek önemlidir.”
Hukukçu ya da siyasetci.
Bırakın artık şu ipe sapa gelmez çekişmeleri.
Düşünün biraz olsun şu canım milleti…
http://www.tuncayylmz.blogspot.com