Ünlü işadamı Münacettin Bey Hakkın rahmetine kavuşmuş… Gazetelere yansıyan koca koca ilanlar böyle diyor. Ne denir?
- Allah gani gani rahmet eylesin…
Gazetelerin hemen hepsinde birinci sayfa haberi değerli iş adamımızın öteki dünyaya intikal edişinin hazin öyküsü ile yüklü…
Peki kimmiş bu Münacettin Bey, bileniniz var mı?
Sanmıyorum.
Biz biliyor muyuz?.. Hayır bilmiyoruz.
Atilla İlhan’ın ölüm haberi bir vakitler medyanın sadece bir bölümünde yer almıştı.
Ünlü bilim adamımız Prof. Mustafa İnan öldüğünde ise, günlük gazetelerimizin arka sayfalarında [sadece] parayla verilmiş ölüm küçük ilanları görülmüştü.
Ünlü-ünsüz bir iş adamının ölümü, demek ki bu ülkede Atilla İlhan ile Mustafa İnan’ın vefat haberlerinin toplamından daha önemli.
Demek ki, bu ülkede öncelikle bir “iş”in adamı olacaksın…
Sanatın, namusun ya da bilimin öncüsü değil…

×××

Hükümet’in ekonomiden sorumlu devlet bakanımız şöyle buyuruyor:
- Ekonomik krizin dibi daha görülmedi!..
Demek ki, ekonomik krizin bir dibi var, bir de yüzeyi ya da tavanı…
Demek Türkiye ekonomisi, “hamdolsun”, şimdilik hala krizin yüzeyinde debelenip duruyor…
Krizin dibi karanlık ve derin. İşte bu yüzden [henüz] görülemiyor…
Krizin dibinde emperyalizmin tilkileri, çakalları cirit atıyor.
Krizin dibini, henüz Türk iş adamı, Türk işçisi, Türk köylüsü ve Türk emekçisi görmedi; göremiyor…
Ancak hükümetimiz bir bakanı görmüş krizin dibini… Bizleri uyarıyor. Hazırlanın şimdiden, diyor. Sıkı durun!
Krizin dibi tutmadan bir kredi kartı daha alın filanca bankadan… Olmazsa bir yenisini daha diğer bir bankadan… Bütçenizi bir kartla yamayamadıysanız bir diğerine aktarın biriken borçlarınızı…
Ve hazır olun!..
Çünkü krizin dibi göründüğünde bu kartları dahi bulamayacaksınız: Şükredin hayatınıza, hükümetinize ve yüce Allahınıza… Şükredin!

×××

Bu arada siz, görüş mesafenize girmek üzere olan o büyük krizin dibine karşı hazırlıklarınızı sürdürürken küçük bir haber daha yer alıyor medyada;
- Türkiye’deki araç sayısı Çin’i geçti…
Ve arkasını biz ekliyoruz.
- Atı alan da Üsküdar’ı geçti.
Ve bir de önemli bir hatırlatma: Siz Çin nüfusunun Türkye nüfusundan kaç kat fazla olduğunu biliyor musunuz?..
Borç yiğidin kamçısı ise, benim memurum işini biliyorsa ve bu ülke türbanla, tarikatla, Ergenekon tertipleri ile… Ve İMF-AB-ABD üçgeninde mekik dokuyan ikinci el işbirlikçiler aracılığı ile yönetiliyorsa… Size yapacak bir tek şey kalmıştır:
Bir at bulup, Üsküdar’ı geçmenin yolunu bulmaya çalışmak!..
Serbestçe [liberal bir biçimde] köşeyi dönme düzenidir bu düzen… At binenindir; tokmak sallayanın…
Bu ortamda bir Hükümet sözcüsü de şöyle buyuruyor:
- Türkiye’ye yabancı para çağırıyoruz… Türkiye’ye para getirenlerden paranın kaynağı sorulmayacaktır…
Kara cübbeli, kara çarşaflı siyaset söylemlerinin karanlığından kara para ticaretinin karanlığına doğru sürüklenmektedir bu ülke!..
Ve bu gerçek artık çıplak gözle bile görülebilir ve kıt akılla bile kavranabilir bir kıvama gelmiş bulunmaktadır.

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com