Birileri gelir dünyanın ve yazının içine eder...

Birileri gelir dünyanın ve yazının içine eder...

İletigönderen teşkilat » Çrş Eyl 30, 2009 23:06

Şimdi okuyacağınız yazıda anlatılan hikaye size kimleri hatırlatıyor?
...aslında yazının güzel olduğunu söyleyebilirim.Ama gelin görün ki birileri gelir dünyanın ve yazının içine eder.
Kimi zaman bazen bir reklam filminde bir milletin kurtarıcısı ile özgürlükler ülkesi Amerika'nın ahlaksız yıldızı yanyana gelebilir...
Kimi zaman okuduğunuz yazıda hikaye size başka birilerini hatırlatır ama hikayenin kahramanlarıyla karşılaştırılan şahıs sizi beyninizden vurulmuşa çevirebilir.
Kısaca "...Birileri gelir dünyanın ve yazının içine eder".
Saygılar...

Bırak bulsunlar belâlarını!...

İzninizle bugün çok eskilere gitmek istiyorum, çookkk…
Birçoğunuz az sonra anlatacaklarımı hatırlayacaksınız…
Ama kim bilir kaç yıl geçti okuduğunuzun üzerinden…
Hani, Atina’yı bir türlü işgal edemeyen ve her yaptığı girişim bazen hava muhalefeti, bazen de Atinalıların kahramanlıklarıyla püskürtülen Pers Kralı Dara’nın köle tutup onlara her gün üç kez (yemek sırasında) “Ey Efendim!.. Atinalıları unutma” dedirtişi gibi…
Ben de son günlerde yaşadıklarımdan sonra bazı şeylerin hiç unutulmamasını istiyorum...
Persler, Atina’yı işgale kalkıştıklarında önce Miltiades isimli bir kahramanın zekâsını ve kahramanlığını alt edemediler...
Sonra da Temistokles isimli bir kumandanın savaş zekâsına yenildiler…
Bu iki kahraman, Atina’yı Perslerin yıkıp, yakıp yok etmesinden kurtardı…
Yüzbinlerce Atinalının hem canlarını hem de mallarını adeta bağışladı…
Peki sonra ne oldu?..
Her “iyiliksever, sadakat sahibi diğerkâm” kahramanların başına gelenler, bu iki kahramanın da başına geldi…
Canlarını ve mallarını Miltiades ve Temistokles’in zekâları ve kahramanlıkları sayesinde kurtaran Atinalılar önce övdüler bu iki kahramanı…
Hatta heykellerini diktiler…
Ama sonra?..
Sonra haklarında binlerce dedikodu üretip, ürettikleri o dedikodularla yargıladılar iki kahramanı…
Öldürmediler ama sürüm sürüm süründürdüler…

Evet efendim…
“Demokratik Açılım” gibi bir siyasi riski göze alıp da siyasi geleceğini şimdiden tehlikeye atan Başbakan Erdoğan’a getireceğim sözü…
Kendisini pek sevmem…
O da bana bayılmaz zaten…
Ama…
Hükümeti ve Erdoğan’ı öven tek satır yazım olmamasına rağmen elektronik posta kutuma “Erdoğan Yalakası” diye küfürler yağdıranların düzeysiz mektuplarını okudukça, Tayyip Erdoğan'ın aslında nasıl da "doğru" yolda olduğunu görüyorum…
Görüyorum ama sonra da tarihi hatırlayıp onun adına üzülüyorum…
İnsanoğlu hiç değişmedi…
Değişen teknoloji sadece…
İnsan ruhu, hasetliği, iyilikleri cezalandırma huyu hep aynı…
Ecevit’in son günlerini hatırlayın…
“Kıbrıs Fatihi” Karaoğlan'ın düştüğü durumu…
Ne pisliği, yıkanmadığı kaldı…
Ne “vatan hainliği”…
Sonra da % 1.5 oyla adeta aşağılandı…
Ecevit’i kahraman yapan da aynı halktı…
Seksen yaşında başbakan yapan da ve…
Tarihin karanlık dehlizlerine acımadan fırlatıp atan da…
Ah be Erdoğan!..
Sanıyor musun ki her gün ölen askerlerimizin yerini yüzleri gülen askerler ve aileleri alacak diye alkışlanacaksın…
Belki bir süre…
Sonra yapmadıklarını bırakmayacaklar sana...
Gel yol yakınken vazgeç bu sevdadan…
Bu insanlar için risk almaya değmez...
Dön evine, torunlarınla oynaş…
Onları sev, öp, okşa…
Bırak bu millet hak ettiği belâyı bulsun…


29 Eylül 2009
Adnan Berk Okan

http://www.gazeteciler.com/birak-bulsun ... s6499.html

Resim


Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
teşkilat
Üye
Üye
 
İletiler: 121
Kayıt: Çrş May 06, 2009 19:48

Re: Birileri gelir dünyanın ve yazının içine eder...

İletigönderen akvatan » Pzr Eki 04, 2009 17:33

İlginç ve anlaşılması zor bir yazı olmuş.

Farz edelim Adnan Bey haklı olsun, Farz edelim Erdoğan millet için faydalı bir iş peşinde olsun
ve Adnan Bey'in dediği gibi vefasızlık görecek, yaptığı iyi işler sonunda cezalandırılacak.
Farz edelim...

Adnan Bey'e sorulmalı, "Bir olaya ne zaman müdahale edilir?"
- Faydası kesin (Atina örneklerinde anlattığı gibi) bir iş yapılırken mi?
- İşi yapan kişi 'haksız yere' vefasızlık görürken mi?

Ben kendimce evrensel sayabileceğim cevabın hangi seçenekte olduğuna karar verdim ve sormak istiyorum.
Açılım maddelerinin! getirecekleri konusunda kesin bir faydaya karar kılmış olan Adnan Bey, bu gün, kuruluşuyla faydası kesin olan cumhuriyete, kurtuluş mücadelesinin kurucularına ve zihniyetine yapılan saldırılar hakkında ne düşünüyor.

Kendisini ya da Erdoğan'ı yüceltmek kadar kolay olmadığı mı yoksa cumhuriyete yapılan bu vefasızlığın haklılığını! mı?

Anlaşılması zor;
"Hükümeti ve Erdoğan’ı öven tek satır yazım olmamasına rağmen elektronik posta kutuma “Erdoğan Yalakası” diye küfürler yağdıranların düzeysiz mektuplarını okudukça, Tayyip Erdoğan'ın aslında nasıl da "doğru" yolda olduğunu görüyorum…"

Adnan Bey kendisine küfür edilmeden önce Erdoğan”ın yanlış yolda olduğunu mu düşünüyordu da küfürlerle anlayışı değişti yoksa Erdoğan”ın vefasızlık görmek üzere “doğru” yola girdiğinden mi bahsediyor?
Erdoğan’ın ‘icraatını’ öven bu ‘ilk’ yazısından sonra elektronik postasına yalaka diye küfürler gelse Erdoğan’a tapmaya mı başlayacak? Yoksa övmüyor mu?

Hangi şartlarda bu millet cezasını bulacak, siz küfür yiyince mi, Erdoğan doğru yoldayken mi yoksa vazgeçtiğinde mi?

Anlamaksızın bu güzel yazının içine ettiysem kusura bakmayın.
Ben bulamasam da bela beni bulsun, yeter ki Adnan Bey mutlu olsun.
Kullanıcı küçük betizi
akvatan
Üye
Üye
 
İletiler: 22
Kayıt: Pzt Ağu 31, 2009 4:57


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x