Birisi Başkanlığa aday, diğeri Başbakanlığa,

Birisi Başkanlığa aday, diğeri Başbakanlığa,

İletigönderen zafer atun » Cum Eki 29, 2021 11:42

Aç tavuk kendini darı ambarında görür derler, yaşadığımız şu günlerde ülkede her sorun bitti siyasiler mevki kapma derdine düştüler. Biri Başkanlığa talip, bir diğeri başbakanlığa.
Bu ülkenin son başbakanı Binali Yıldırım idi.
Ondan sonra bu makam yok edildi.
Yani günümüzde başbakanlık diye bir makamı ve mevki yoktur.
Olmayan bir şeye teşne olunuyor.

Ülke artık başkanlık sistemi ile yönetilen bir ülke.
Parlamento hesapta var ama yok, yani işlevsiz.
Tüm karar ve yetki bir kişinin elinde.
O ne derse o oluyor.
Bir meclis var ama göstermelik.
Milletvekilleri var ama onlar da göstermelik. Bunların etkileri ve işlevleri yok.
Peki uzun yıllar karınca gibi çalışarak Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin değerlerini teker teker yok eden bu Cumhuriyet karşıtlarını nasıl ekarte edeceksiniz.
Otokrasi ile yönetilen ülkelerde demokrasi çok geniş kitlelerce oynanan bir oyundur.
Bu oyunda oy verenler değil, oyları sayanlar seçimin sonucunu belirler lafının nesini anlamıyorsunuz.

Rejim yıkılıp Başkanlık sistemine geçilirken aval aval seyredenler, bugün hayal kuruyorlar.
O gün sarı öküzü teslim etmeyip bir duruş gösterip, tepki koyabilseydiniz bugün bunlar konuşuluyor olmazdı.
Bugüne gelmemizde herkes suçludur.
Tepki göstermeyen, susan, görmezden gelen, biz de aldatıldık diyen herkes suçludur, işbirlikçidir.
Sonra; yaşadıkça, tek adamlıkta olumsuzluklar üst üste binince, sistemin yanlışlığı anlaşılınca nasıl geri döneriz, nereden çark etsek timsah gözyaşları ile kendilerini bu işten sıyırmaya çalışırlar.
Sevgili ülkem insanının biraz öngörüsü olabilseydi, başkalarının deneyimlerinden ders çıkartmayı bilip önlem alabilseydi, bugün farklı yaşıyor olurduk.

Hepsini bir kenara bırakıyorum ABD doları 9,70 Euro 11,50 dayanmış durumda bir kalıp (400-500gr) orta karar peynir 40-50 lira, bir yumurta 1,15, Kıyma 70, Et 85-90, Ayçiçek yağı 90 lira olmuş ve ülkede yaşayan insanlar halen boğazlarından kesip daha azıyla yetinmeye çalışırken,
açlık sınırı 3bin 49 liraya çıkmışken, halen insanlardan elle tutulur bir tepki yok.
Nasıl olsun o halâ 50 liralık benzin alıyor.
Ülkenin %30-40 nüfusu iaşeler ile yaşıyor.
Nüfusun %40 asgari ücret alıyor (dünyada bir emsali yok) açlık sınırında yaşamaya çalışıyor.
Halen tüm bu olumsuzluklara karşın bir tepki yok ise, siz parlamenter sisteme nasıl döneceksiniz.
Hangi güç ile, hangi irade ile?

Türk insanı şu an anketler ile manipüle edilerek önüne havuç sallandırılan tavşan misali bir seçim heyecanı ile, yeni bir umut ile tepkisiz güzel günleri beklemededir. O vereceği tek bir oy ile sistemi kökten değiştirebileceğini zannediyor.
Halbuki biraz okuyup bilgilense 3.cü dünya ülkelerinde seçimlerin büyük kitleleri uyutmak için bir yöntem olduğunu bilirdi.

Peki seçim ile bir şeyleri değiştirebilecek olsaydık, hangi partiyi başa geçirebiliriz.
Neticede maalesef hepsi sistemin partileri.
Bu güne bunlar sayesinde geldik.
Hangisinin doğru dürüst bir gelecek programı var, hangisi ülke insanının refahı için bir şey yaptı.
Bu günlere gelirken, gidişat belli iken hangisi dik bir duruş sergiledi. Sine-i millet diyebildi.
Geçiniz; günümüzde hepsi kayrılmış, hiçbir işlevleri olmamasına karşın yaklaşık aylık 25 bin lira maaş ek harcamaları ile bizlere aylık maliyetleri 70-80 bin liraya dayanan vekiller.
Tüm bu ayrıcalıklardan vaz geçmek hiç de kolay olmasa gerek.

Bu yüzden hayal görmeyin, Adama sorarlar İstanbul Adalarda Türgeve ikibin liraya kiraya verilen iskelenin üst katını kira müddeti sona ermesine ve kontratın yenilenmeyip mahkemeden tahliye kararı alınmasına karşın boşaltabildiniz mi? Geri alabildiniz mi?
Tabi ki Hayır.


Sonra ekonomi artık iyice bozuldu, bunlar günden güne eriyorlar, gidiciler.
Biz onların yerine çöreklenelim.
Burada irdelenmesi gereken iktidara kim gelecek sorunu değil, Sistem sorunudur.
Bir ülke düşünün sınırları dahilinde ve sınırları haricinde tek bir dostu kalmamış.
Önüne gelene saran, saldıran duruma göre tavır belirleyen, yurtdışı temsilcileri liyakatsiz dil dahi bilmeyen.
Ülke içinde siyaseten yönetilemez bir duruma düşmüş.
Hazinesi boş hatta ekside.
Her gün kadınların öldürüldüğü, kadının, çocuğun, hayvanın, ağacın yeşilin hiçbir güvencesinin ve öneminin olmadığı.
Adalete güvenin bittiği.
Halkı kör bir cehalet kuyusuna atılmış.
Her şeyi algı operasyonlarına göre yönlendiren,
Sokaktaki adamın halen, baldız helâl midir baldıza nikah düşer mi gibi aklı bacak arasında tartışmalar ile vakit geçirdiği.
Ülkenin her kesimden her yaştan insanının ülkeden gitme niyetinin (göç) sabit olduğu herkesin deli gibi dil öğrenmeye çalıştığı bir coğrafyada, ahlâkın yok olduğu bir ülkede, ülke insanı hangi değere sarılabilir. Neyi umut edebilir.

Birazcık realist olmak gerekir. İnsan bir nebze de olsa gözünün önünü görmeyi bilmelidir.
Yok inatla hayal dünyasında yaşamaya devam etmek istiyorsa,
bir çeyrek sonra, ekonomiye ve kendi yaşam koşullarında nereden nereye geldiğini sorgulaması yeterli olur.
Son söz ; Hep başkalarından bir şeyler beklemektense siz de artık elinizi taşın altına koyun.
Sen yoksan bir kişi eksiktir.
29 Ekim Cumhuriyetin 98 yılı kutlu olsun.

Zafer ATUN
zaferatun.wordpress.com
29/10/2021
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 149
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x