‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

Banu AVAR haftalık yazıları ile yaşanan gelişmelere, gündeme ışık tutuyor.

‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

İletigönderen Türk-Kan » Cum Tem 02, 2010 11:09

‘‘BİZ HAKLIYIZ! BİZ KAZANACAĞIZ!’’

Türkiye kan kaybediyor! Siirt’te Şehitler…

Ekranda ‘PKK ile masaya’ diyenler! TÜSİAD’da ‘bölgesel özerklik’ önerenler… Bir türlü sorgulanamayan PKK holdingleri... Yüzlerce hayali ihracat belgesi! Ve katillerin ellerindeki en modern silahlar! Silahlar, Amerikan malı, ya da İsveç, Norveç markalı, onlar da zaten Amerika’nın ortakları!

Türkiye kan kaybediyor ve işsiz! Türkiye’nin tüm fabrikaları satılmış... Türkiye gençlerine iş bulamıyor! Türk halkı, emeklisi, esnafı, köylüsü, memuru aç ve borçlu.

Yıl 2010. Haziranın sonu!

Devlet bakanı Çağlayan, 200 kişilik işadamı heyetini peşine takıyor, Kuzey Irak’a, Türk halkının parasıyla, yatırım yapmaya gidiyor.

Bu arada, Amerikan büyükelçiliği Anadolunun büyük kentlerine İL GÖREVLİLERİ atıyor, İzmir, Konya, Kayseri’den sonra Erzurum ve Bursa’da da American Corner’lar açılıyor!

Kalkınma ajanslarıyla koordine, şehir devletciklerin tohumu atılıyor. Diyarbakır elde var bir, diğer ‘özerk bölgeler’ ‘psikolojik’ olarak hazırlanıyor, fakirleşen bölgelere elde ‘fonlar’ gidiliyor!


Operasyon

Bu tablo size ne diyor? …

Bir operasyon yapıldı… Küresel çetenin uzmanları, istihbarat elemanları başımıza geleceklerin tüm adımlarını önceden açıklamışlardı. Önce başa gelen ya da getirdikleri yöneticilere kendi gözlüklerini taktılar, onları ‘kendilerinden’ yaptılar... Sonra operasyona başladılar.

Operasyonun ilk adımı ‘Amerikan yardımı’ydı...

İMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye’nin tüm servetini küresel çetenin başı çokuluslu şirketlere peşkeş çekmesiydi. Başarıyla tamamlandı.

İkinci adım Türkleri ‘eğitmek’ti. Mustafa Kemal Atatürk’ü ‘kalplerden, zihinlerden silecek’ bir ‘eğitim’ planı, atanan hükümetlerce gerçekleştirildi: 12 Temmuz 1947

Amerikan yardım anlaşmasını 1949’da Eğitim anlaşması takip etmişti. Türk halkına önderlik edecek aydın kadrolar, Fulbright burslarıyla, Amerikan vakıflarının himayesinde devşirildi. Kültürel tecavüzleri gerçekleşmişti.

Sonraki adım Atatürk’ün ordusunu, bir halk ordusunu NATO’ya, küresel haydutların zorba teşkilatına, sokup, başını bağlamaktı.

NATO’nun kirli elleri Türk Ordusuna girecek, NATO gizli örgütleri, ülkenin tüm kılcal damarlarına sızacaktı.

Batı Türkiye’ye ‘Açık kapı’ stratejisini dayatmıştı, her şey ‘açık’ olacaktı. ‘Açık bir toplum’ açılımdan açılıma koşacak sonunda yorulup ayrışıp yarılacaktı!

Ama açılacak ilk yer KİT’lerdi. Kamu serveti yok edildi. Türkiye fakirleşti, insanını eğitemedi.

Eşzamanlı olarak basın, batının denetimine geçti. Halk kültürsüzleşti, kimlik krizine girdi!

Son aşamada, dini ve etnik olarak bölünecek, ülke iç savaşa sürüklenecek, sonra batının ordularına ‘gel bizi ayır!’ denecekti.


ABD Savaş gemileri İran körfezinde!

Peki Başbakanın G20 zirvesinde, ‘NATO Kandil’e gelsin!’ çağrısı biraz erken değil mi?!

Belki de bu halkın feraseti sabırları zorluyor. Birileri, ‘daha fazla bekleyemeyiz’ diyor. Başbakan NATO askerini Kuzey Irak’a davet ediyor!

Tam o sırada, PKK karargahının ev sahibi, destekçisi, besleyeni Barzani’yle ekonomik bütünleşme adımları atılıyor. Amerikalı uzmanlar ‘ekonomik bütünleşmenin’ siyasi bütünleşmeye kapı açacağını rapor ediyor.

Başbakan’a göre bölgenin ‘yıldızı’ Diyarbakır’ı, ‘Kürdistan’ın başkenti’ olarak gösteren NATO haritaları her yana saçılmışken, Rasmussen’in ordusuna davetiye çıkarılıyor!

Acaba tüm bu kötü kokular, bölgede açılacak bir başka ‘cephe’nin habercisi mi?

Çünkü, tam da bugünlerde ABD donanmasının en büyük uçak gemisi Truman, yanında İsrail fırkateyni ve 10 denizaltı ile İran Körfezinin kapısına konuşlanıyor!.. Gürcistan limanlarına Amerikan silahlarının yığıldığı ve İsrail savaş uçaklarının Kafkasya’ya mevzilendiği haberleri basında dolaşıyor. (Akhbar el Khaleej gazetesi)

İran’a 4 temmuz, Amerikan Bağımsızlık ve ‘çuval geçirme’ gününde bir ‘sürpriz’ yapılacağı haberi yayılıyor…


Küresel güçler, kolay kolay pes etmeyen milletleri ‘yola getirmek’ için bölgesel bir savaşın ateşini yakarlar... Bölgede istedikleri düzene kavuşmak için nasıl bir yöntem düşündüklerini şöyle açıklarlar:

CIA istasyon şefi Paul Henze diyor ki:

“…. temel bir düzenlemenin (federasyonlaştırmanın) yapılabilmesi için 20. yüzyılın sonunda Türkiye’nin içine sürüklendiği bunalımın biraz daha (da) kötüleşmesi gerekecektir.’(Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında)

Bunalımlar krizler, küresel çetenin, çokuluslu şirketlerin, kendi yarattıkları kaosta debelenmeleri sonucudur. Onlar tek kalmış dişlerini gösterip sırıtarak, zaman zaman birbirlerini, çoğunlukla da hedefteki petrol gaz coğrafyasını kemirirler.

Hatırlayın, bütün bu çetenin baş aktörlerinden Morton Abromowitz, 1995’de ‘Türkiye parçalanacak!’ buyurmuştu…


Bir olmak, bütün olmak!

Ey Türk halkı, sen bir kez ateşle imtihan edildin... Büyük bir sınavı büyük bir başarıyla verdin. BU Türk’ün ikinci kez ateşle imtihanıdır…

Gazi Paşa’nın evlatları olarak, halk insiyatifi, NATO’ya ABD ve AB’ye ve onların içerdeki işbirlikçilerine (hangi partide olurlarsa olsunlar) gerekli cevabı vermelidir!

Gazi Paşa’nın çözüm yolu bellidir. Bölgede aynı tehditi alan ülkelerle ittifak etmek, tehdit eden emperyalizme karşı elele vermek!

Hangi görüş, parti, klikten, olursa olsun, BU VATANI SEVEN herkesin, batıdan gelen tehdide karşı TEK SES olma zorunluluğu vardır. Çünkü batı o toprağın insanlarının tümüne karşı, o toprağın altında duran hazine için savaşır. İran’a bir Amerikan müdahalesi, aslında Türkiye’ye müdahaleyi de ardına takacaktır… Tıpkı Irak’da olduğu gibi... Türkiye Irak’ın işgaliyle kan kaybetmeye başlamıştır.

Hiç kuşkum yok böyle bir aşamada, bu milletin genetik hafızası ona ne yapması gerektiğini hatırlatacaktır!


Banu AVAR, 2 Temmuz 2010

http://www.banuavar.com.tr/?pg=articles&id=48

Elmek: banuavar@superonline.com



NOT: Bana okuma listesi soran genç arkadaşlara, alıntıladığım kitapları okumalarını öneririm. İlk okuma listemi bir kez daha sıralayayım: HANGİ ATATÜRK Attila İlhan, OLTADA BALIK TÜRKİYE Emin Değer, SİVİL ÖRÜMCEĞİN AĞINDA Mustafa Yıldırım, BİTMEYEN OYUN Metin Aydoğan, TÜRKİYE’NİN SİYASİ İNTİHARI Cengiz Özakıncı, AÇILIMIN ŞİFRELERİ Arslan Bulut ve Yılmaz Polat’ın son kitabı CIA PENÇESİNDE AÇILIM... Bu listeye eklenecek birçok kitap var ama yerim dar. İlginize teşekkürler.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’

İletigönderen İrfan Tuna » Cum Tem 02, 2010 11:47

Kurtuluş Savaşımızı anlattığı Kuvayi Milliye Destanı'nda, ''Ateşi ve İhaneti Gördük'' demişti Nazım usta.

Evet, o ateş ki; yakanlar, kendi ateşlerinde yandılar, o ihanet ki; hainler, kendi ihanetlerinde boğuldular...

Yine öyle olacak. Hem de KESİNLİKLE.
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’

İletigönderen Mustafa Recep » Cum Tem 02, 2010 11:56

Çünkü, tam da bugünlerde ABD donanmasının en büyük uçak gemisi Truman, yanında İsrail fırkateyni ve 10 denizaltı ile İran Körfezinin kapısına konuşlanıyor!.. Gürcistan limanlarına Amerikan silahlarının yığıldığı ve İsrail savaş uçaklarının Kafkasya’ya mevzilendiği haberleri basında dolaşıyor.
(Akhbar el Khaleej gazetesi)


*************************************
not: Fidel: Yanılmış olmayı o kadar isterdim ki...

Küba Devrimi lideri Fidel Castro, son makalesinde, İran açıklarındaki ABD Donanması'na, ABD ve İsrail savaş uçaklarını taşıyan uçak gemisinin de ekleneceğini belirterek, İran'a silahlı bir saldırının yakınlaştığı yönünde bir değerlendirmede bulundu.

Fidel Castro'nun son gelişmeleri değerlendirdiği "Yanılmış olmayı o kadar isterdim ki" başlıklı yazısı şöyle:

Yazdığım bu satırlar yarın yani 26 Haziran Cumartesi günü Granma'da yayınlandığından sadece 32 gün sonra imparatorluğa gösterdiğimiz onurlu direniş olan 26 Temmuz gününü kutlayacağız.

İnsanlığın düşmanları her adımlarını ölçüp biçerek atıyorlar. Özellikle aklında sadece kâr hırsı ve hammadde olan, insanlığın ortak değerlerini gözardı eden ABD emperyalizmi.

16 Haziran günkü yazımda şunları yazmışım: "Bu cehennem habercisi gibi gelişmeler Dünya Kupası maçları arasında unutulup gidiyor, kimsenin umurunda olmaksızın."

Bu önemli spor olayı en çekişmeli aşamasına giriyor. 14 gün boyunca 32 ülkeden futbolcular ilk 16'ya girebilmek için çaba gösterdiler. Şimdi ise çeyrek finale, yarı finale ve finale kalabilmek için mücadele edecekler.

Futbol fanatizmi giderek artmakta, dünya üzerinde milyonlarca insanı etkisine almaya başladı bile.

Artık şunu sorabiliriz; kaçımız şu sıralarda ABD donanmasının en büyük uçak gemilerinden Harry S. Truman'ın beraberinde nükleer denizaltılarla birlikte Süveyş Kanalından geçerek İran Körfezine doğru yol almakta olduğunu biliyoruz?

ABD donanmasına eşlik eden gemiler arasında benzer ateş gücüne sahip İsrail savaş gemilerinin de olduğu bilinmekte. Bu donanma İran'a uygulanan abluka uyarınca ülkeye giriş çıkış yapan ticari gemileri arama yetkisine sahip olacak.

Hatırlanacağı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD'nin önerisi ve İngiltere, Fransa ile Almanya'nın desteğiyle çok ağır koşulları olan bir yaptırım kararı almıştı.

Diğer bir ağır yaptırım kararı da ABD Senatosundan çıkmıştı.

Üçüncü ve en ağır yaptırım kararı ise Avrupa Birliği tarafından alındı. Bütün bu gelişmeler 20 Haziran gününden önce oldu. O dönemde Fransa Cumhurbaşkanı acil bir ziyaretle Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile görüşmüş, Rusya'nın İran ile görüşerek durumun daha kötüye gitmesine engel olması istenmişti.

Şimdi zaten İran açıklarında bulunan ABD donanmasına, ABD ve İsrail savaş uçaklarını taşıyan uçak gemisinin varması bekleniyor.

İşin en düşündürücü yanı ise ABD'nin Ortadoğudaki jandarması İsrail'in elinde son derece gelişmiş nükleer silahlar ve bunları kullanabilecek modern savaş uçaklarının bulunuyor olması.

İran Şahı 1979 yılında tek bir silah atılmadan Ayetullah Humeyni tarafından devrilmişti. ABD, İran'a karşı savaş açan Irak'ı desteklemiş ve Irak tarafından İran ordusuna ve Devrim Muhafızlarına karşı kullanılan kimyasal silahları tedarik etmişti. O dönemler Bağlantısızlar Hareketinin lideri konumunda olan Küba bu konuyla ilgili bilgiye sahipti. Savaşın etkilerine maruz kalan sivillerin durumunu da çok iyi biliyorduk. Bugün İran Cumhurbaşkanı olan Mahmut Ahmedinejad o dönemde Devrim Muhafızları 6. Ordu komutanı olarak İran - Irak Savaşının en sıcak çatışmalarının yaşandığı batı cephesindeydi.

Bugün 2010 yılında 31 yıldan sonra ABD ve İsrail devletleri, İran silahlı kuvvetlerininin milyonlarca askerini, hava, deniz ve kara kuvvetlerini ve Devrim Muhafızlarını hafife alıyor.

Bu saydıklarıma 12-60 yaş arasındaki 20 milyon erkek ve kadın ile toplam 70 milyon nüfusa sahip, düzenli şekilde milis eğitimi alan bir toplumu ekleyin.

ABD hükümeti bir plan uygulama çabasında. Buna göre kapitalist tüketime sahip çıkan bir siyasi muhalefet hareketi yaratılacak, İran halkı bölünecek ve İran'daki rejim devrilecek.

Ancak artık bu plan geçersizdir. Ülkelerine saldıran ABD ve İsrail savaş uçakları karşısında hiçbir İranlının ABD'den yana olacağı iddia edilemez.

Son gelişmeleri tahlil ettiğimde şöyle bir sonuca varmıştım; çatışma Kore yarımadasında başlayacak, burada çıkartılacak ikinci Kore Savaşından sonra ABD'nin İran'a ikinci müdahalesi başlatılacak.

Bugünden baktığımda ise çatışmaların sırasının değiştiğini görüyorum; silahlı saldırı önce İran'a karşı düzenlenecek.

Artık ABD özel harekat kuvvetleri ve istihbaratı tarafından batırıldığı bilinen Güney Kore savaş gemisi Cheonan'ı batırmakla suçlanan Kuzey Kore yönetimi ise İran'a saldırıldıktan sonra sırada kendilerinin olduğunu çok iyi biliyor.

Gamsız futbolseverler Dünya Kupası maçlarının tadını çıkarmaya baksın. Kahraman halkımıza, hayat ve umut dolu Küba gençliğine, o muhteşem çocuklarımıza ve daima iyi geleceklerini aklımızdan çıkartmadığımız insanlığa şunları söylemeyi görev addediyorum; bu gelişmeler bizi hiçbir şekilde şaşırtmıyor.

Sadece, bir kaç bin yıl içinde insanoğlu tarafından gerçekleştirilen sayısız hayallere ve geliştirilen uygarlığa acıyorum.

Devrimci hayallerimiz gerçekleşmeye ve anavatanımız ayakları üzerinde doğrulmaya başlamışken, "yanılmış olmayı o kadar isterdim ki!"

(soL-Dış Haberler)

http://haber.sol.org.tr/dunyadan/fidel- ... beri-30137
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’

İletigönderen Kuvayi Milliyeci » Cmt Tem 03, 2010 2:46

...
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. Mustafa Kemal Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
Kuvayi Milliyeci
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 200
Kayıt: Pzt Haz 21, 2010 2:20

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

İletigönderen BabaHoroz » Cmt Tem 03, 2010 12:46

Nato askeri gelir kuzey ırak'a yerleşir.Pkklılar güneydoğumuzda büyük bir ayaklanma başlatır.Dünyaya kürtleri katlediyorlar,soykırım yapıyorlar diye lanse ederler (medyanın gücüyle).Nato askeride lafta kürtleri korumak için güneydoğuya girer ve ülke ikiye ayrılır.

Bu senaryo,tezkerede evet denilse, amerikan askerine izin verilse idi 2002-2003 de gerçekleşecekti.
Çok zor günler bizi bekliyor,Allah sonumuzu hayır etsin.

Kasım ayında çok büyük şeyler olacak gibi geliyor bana.Kurban bayramının ilk günü vurabilirler İran'ı
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

İletigönderen bârika-i hakikat » Pzr Tem 04, 2010 19:41

Banu hanım geçenlerde sizle ilgili bir ''tenkit''dolu yazıya rastgeldim ve okudum.http://haber.sol.org.tr/yazarlar/mustaf ... iyor-20386 adresi bu.sizden birkaç isteğim olcak.bu ve bunun gibi ne dediğini tam olarak kendide bilmeyen yazılara cevabınız var mı?belçika konferansınızı dinledim türkan saylanın önderliğindeki yardım kurumlarının ab fonlarından para aldığını söylemişsiniz.bunu araştırmak istedim ve bunla ilgili bilgi alacağım kaynaklar varmıdır?Birde yazıda geçen Köy Enstitüleri ile ilgili fikirleriniz nelerdir yada nerden ulaşırız tam olarak.cevabınızı bekleyeceğim teşekkür ederim şimdiden.
Kullanıcı küçük betizi
bârika-i hakikat
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Haz 21, 2010 13:18

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

İletigönderen Ram » Pzr Tem 04, 2010 23:08

[...]

Daha önce de belirtildiği gibi "Project democracy" her kesimi birleştirir. Ortak paydanın adı çok kültürlülük için zenginleştirilmiş Amerikan tasarımlı demokrasidir. Din devleti yolunda yürüyenlerle, etnik azınlık milliyetçiliği yaparak yabancı egemenlerle ilişkilerden yararlanmak isteyen sözde aydınlar, azınlık milliyetçileri, para piyasası oyuncularının önünü açmak için "liberal enternasyol"e katılanlar, aynı cephede birleştiler.

Birleşenler, ABD'nin cumhuriyet devletinin kuruluşundan bu yana dayattığı Lozan Antlaşması'nın geçersizliği kurgusunun AB'ce kabul ettirilen ve Türkiye'yi yönetenlerce canı gönülden kabul edilen değişimlerle başarıya ulaştı. T.C. Başbakanlığı bünyesinde
oluşturulan İnsan Haklan Komisyonu, Lozan Antlaşması'nda Müslüman azınlıklara haklar tanındığına, her türlü dilde eğitimin serbest bırakılarak dayatmacı 'Kemalist' rejimden vazgeçilmesinin gereğine hükmetti.

İşin temeli, komisyon raporundan önce, TOSAV'ın Türk-Kürt sorunu çalışmalarında biçimlendirdiği anayasa taslağıyla, AB kuyruğuna takılan TÜSİAD'ın raporlarıyla, İbrahim Kabaoğlu'nun düzenlediği ve Yunanlıların büyük bir iştahla katıldığı Anayasa reformu panelleriyle atıldı. Çatısı da TESEV desteğiyle hazırlanan, Baskın Oran imzasını taşıyan "Türkiye'de azınlıklar: kavramlar, Lozan, iç mevzuat, içtihat, uygulama" raporuyla kapatıldı.[628]

Bu birleşme, Başbakanlık Komisyonu'nda yer alan kuruluş ve kişilerin NED kanalıyla ABD hazinesinden ve AB fonlarından aktarılan paralarla ve düşünsel(!) katkılarla kurulan örümcek ağına bağlanmalarındaki sonul amacı göstermektedir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların geçmişteki açıklamaları ve ABD ilişkileri göz önüne alındığında, söz konusu birleşmenin ne denli kapsayıcı olduğu da anlaşılacaktır.[629] Komisyon üyesi 73 kişiden, dernek ve vakıflardan birkaçının adını sıralamak bu yargıyı güçlendirecektir:

  • İbrahim Kaboğlu (Başkan)
  • Baskın Oran (TESEV)
  • İhsan Dağı (LDT)
  • Yılmaz Ensaroğlu (MAZLUMDER)
  • Kamil B. Raif (TDV)
  • Zafer Yavan (TÜSİAD)
  • Türkan Saylan (ÇYDD)
  • Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu (Kadının İnsan Hakları Vakfı)
  • Levent Korkut (LDT)
  • Şenal Saruhan (Cumhuriyet Kadınları Derneği)
  • Ali Doğan (Hacı Bektaş Veli A. K. Vakfı)
  • Mustafa Şimşek (Birlik Vakfı)
  • Handan Soğuk (İKV)
  • Bülent Tanör (Helsinki Yurttaşlar Derneği)

[...]


[628]Baskın Oran, "Türkiye'de azınlıklar: kavramlar, Lozan, iç mevzuat, içtihat, uygulama", TESEV Yayınları, Harizar 2004.
[629]Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Grubu" Raporu, Ekim 2004.

Mustafa YILDIRIM; Sivil Örümceğin Ağında - Project Democracy, 17. basım, s. 412/413


Ayrıca sayfa 189'da "IRI-ARI-SOROS Gençliği Örgütlüyor" başlığına da bakılabilir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: ‘‘Biz Haklıyız! Biz Kazanacağız!’’ / Banu AVAR

İletigönderen İbrahim Zübükzade » Prş Ağu 05, 2010 11:18

Ellerinden öperim Banu Avar. Evet yiğit Türk kadını, biz kazanacağız.
Sevgili vatandaşlar, değerli din kardeşlerim, istibdat dönemi bitiyor. Devlet baskısı, şunun bunun baskısı yok. Vergi yok. Ne var peki? Artık demokrasi var! Aç gözünü doldur keseni, demokrasi geliyor. Demokrasi partimizle geliyor. Demokrasi ne demek sayın hemşerilerim? Demokrasi öyle bişeydir ki... dadından yinmez. Anladınız di mi!!! (İ.Z.)
Kullanıcı küçük betizi
İbrahim Zübükzade
Üye
Üye
 
İletiler: 201
Kayıt: Cmt Mar 13, 2010 16:28


Şu dizine dön: Banu AVAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x