“Bizi Bataklığın İçine Çekmek İstiyorlar”

Bu ifade, Reyhanlı katliamı üzerine, Erdoğan tarafından ifade edilmiştir.

Yani Suriye içinde cereyan eden, iç savaşın içine girmek istemediğini belirtiyor.

Esad bizi bataklığın içine çekmek istiyor, onun için de, Reyhanlı’yı bombalıyor.

Erdoğan bir yandan Esad’ı suçluyor, suçluyor ama öte yandan da, başka özneleri kast ediyor.

Kimdir o özne veya özneler?

Aklı başında hiç kimse, Esad’ın içerden terör, dışarıdan İsrail ile uğraşırken, bir de Türkiye ile savaştan yana olacağını düşünmez.

Yok, eğer Erdoğan Suriye’ye terörist gönderiyor, o da buna misilleme yapıyor derse, o zaman “birileri bizi Suriye bataklığının içine çekmek istiyor” ifadesini ne yapacağız?

Ortada bir karışıklık olduğu çok açıktır.

Erdoğan’ın ifadeleri birbiri ile çatışıyor.

Mantık veya bir doğrultu ortaya çıkmıyor.

Hem Batı planları doğrultusunda, Batı ile birlikte hareket edeceksin, hem de, Batı’yı kast ederek, “birileri bizi bataklığın içine çekmek istiyor” diyeceksin.

Hem Esad’ı suçlayacaksın, hem Batıyı suçlayacaksın.

Olmadı işin içinden çıkamayınca, Ergenekon’u suçlayıp kendini akladığını sanacaksın.

Strateji Batının, yani akıl sana ait olmayınca, böyle konuşmalar ortaya çıkar.

Eğer Suriye’ye terörist ihraç etmemiş olsaydık, ülkemiz içinde Batının amaçları doğrultusunda savaş verenlere, yardım ve yataklık etmemiş olsaydık,” bizi bataklığın içine çekiyorlar” ifadesinin bir anlamı olabilirdi.

Karmaşık ruh halinin, ne yapacağını bilmez bir durumun ortaya çıkardığı sonuçlar.

Amerikan planlarını, içerde PKK ile barış, bölge ülkeleri ile savaş diye anlat, sonra deki, bizi bataklığın içine çekmek istiyorlar.

Bir taraftan bizi bataklığın içine sokmak istiyorlar diyeceksin, öte yandan bataklığın içine girmek için gayret göstereceksin.

Ortada BOP ve Amerikan planları olmasaydı, bu duruma psikopatolojik bir durum olarak bakabilirdik

Plan başkasının, uygulayanı sen olursan, Reyhanlı mukadderdir.

Bu psikopatolojik durum, korkarım ülkemizi bu bataklığın içine sokar.

Çünkü bu bataklığın içine girmemek için, tersine bir gayret yok.

Niyet yok.

Politika yok.

Bölge ülkeleri ile barış isteği yok.

Hem Suriye, Irak Osmanlı topraklarıydı, geri alacağız diyeceksin, hem de bizi bataklığın içine çekiyorlar diyeceksin.

Bu politika, bırakın Osmanlı topraklarını geri almak, elimizdekileri vermeye aday politikalardır.

Yurttaşlarımızın, “Yurtta sulh, cihanda sulh” siyasetini şimdi daha iyi anlayacağını umarım.

Bülent ESİNOĞLU, 13 Mayıs 2013
bulentesinoglu@gmail.com