BÖYLE UTANMAZLIK VE AHLAKSIZLIK GÖRÜLMEDİ ŞİMDİYE DEK…


Bir zamanlar Cumhuriyet gazetesi Obama hakkında şöyle bir yorum yapmıştı:

"Daha önceki Başkan Bush döneminde gündeme gelen İran'ı vurmak, Ortadoğu'da Büyük Kürdistan kurarak bölgede üslenmek, Türkiye'yi laik düzeninden kopararak federatif yapıda ılımlı İslam devletine dönüştürmek gibi tasarımlardan vazgeçilmesi Amerika hesabına Ortadoğu'da daha gerçekçi bir siyaset sayılacaktır.

Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinde Atatürk'e ve laikliğe dönük konuşmalar yapması, İslam dünyasına dönük politikalarını ise Mısır'da dile getirmesi de dikkati çekiyor. (18.06.2009)

Bu yorumlarla neredeyse Obama Kemalist ilan edilip, onun, "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesinin savunucusu olduğu ileri sürülecekti.

"Cumhuriyet Gazetesinde Neler oluyor?" başlıklı yazımda bu neoliberal görüşü eleştirip, şiddetle karşı çıkmıştım. Zaman bizi haklı çıkardı.

Cumhuriyet'in özgürlükçü Obama'sı ve onun suç ortakları Fransa, İngiltere, beklendiği gibi nihayet, Libya'ya dişlerini gösterdi. Saldırıya geçti.

Bu plan aylar öncesinden hazırlanmıştı. Aylar öncesinden İngiliz ajanları Libya'ya karargâh kurmuş, isyancılarla birlikte hareket ediyorlardı. Aynı ajanlar bugün İngiliz, Fransız uçaklarına karadan hedef tayini yapıp, yardımcı oluyorlar.

Libya tonlarca bombanın altında perişan bugün. Paramparça. Sivillerin haklarını korumaya gidenler, sivil hedefleri bombalıyorlar. Sivilleri katlediyorlar. İnsanları ölümle özgürleştiriyorlar.

Libya ateş altında bugün. Libya yanıyor.

ABD'nin BOP projesi hayata geçiriliyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun haritası yeniden çiziliyor. Kim bu projeye engel olursa, o hedef tahtasına yatırılıyor.

ABD, ikiz kuleleri bahane ederek BOP projesine Afganistan'dan başlamıştı. Sonra Irak, sonra Libya, sonra İran… Bakalım, Türkiye'ye sıra ne zaman gelecek? Ordunun kolunu kanadını boşuna kırmıyorlar…

Projenin gerçekleşebilmesi için BOP eşbaşkanı ise elinden gelen çabayı gösteriyor. Ortadoğu'da ABD adına taşeronluk yapıyor.

Kaddafi'den "İnsan Hakları" ödülünü alanlar bugün, insan haklarını ihlal edenlerle birlikte saldırıyorlar kardeş ve dost Libya halkına…

Müslüman bir ülkeye haçlı orduları ile birlikte saldırmak, bu gözü dönmüş sömürgeci çetesine yardım ve yataklık yapmak, İslam'ın hangi kitabında yazar? Afganistan'da bunu yaptılar, Irak'ta bunu yaptılar. Tezkere meclisten geçseydi, Coni'lerle birlikte ırak topraklarına gireceklerdi. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl mücahitlik?

Oysa bir zamanlar Kaddafi, Kıbrıs çıkartması için petrol bulamayan Türkiye'ye "Dostum Ecevit'e söyleyin Libya petrolleri emrinde…" demişti. Şimdi bu ülkenin denizlerine savaş gemileri gönderiyor Türkiye. Libya halkına karşı haçlı ordularıyla birlikte hareket ediyor. Ana muhalefet partisinin de ondan kalır yanı yok ya…

Emperyalizmin haçlı orduları, durmadan İslam ülkelerine savaş açıyorlar. Siz Amerika'nın, Avrupa'nın İsrail'e ya da bir Avrupa ülkesine saldırdığını gördünüz mü hiç?

Bu bir "Haçlı seferidir." Bunu sadece biz söylemiyoruz. Sarkozy'nin yurttaşı Le Pen de aynı şeyleri söylüyor: "Bu petrol kokan bir haçlı seferidir." diyor.

Sabah akşam, yirmi dört saat tüm dünyaya eşitlik, özgürlük, insan hakları dersi veren ve bu nedenlerle ülkelerin iç işlerine burnunu sokan şu uygar devletlerin yaptığına bir bakın hele... Masum halkın başına bomba yağdırıyorlar. Çıkarları söz konusu olunca onlar ne çoluk çocuk, ne yaşlı genç, ne de bebe dinlerler.

Çıkarları söz konusu olunca onlar analarını, babalarını bile satarlar. Kısa bir süre önce topraklarında Kaddafi'ye çadır kurduran Sarkozy, onu törenlerle karşılayıp, elini öpen Berlusconi bir anda değişiverdi. Kaddafi'ye düşman kesildi. Onunla kanlı bıçaklı oldu.

Böyle iki yüzlülük, utanmazlık, ahlaksızlık yeryüzünde görülmedi şimdiye dek.

Ne uluslar arası hukuk, ne insanlık değerleri söz konusu onlar için. Dünyaya ahlak, insanlık öğretmeye kalkan, bu insan hakları katilleri, bu tek dişi kalmış canavarlar, sıra yağmaya, talana gelince çıkarlarını herkesin ve her şeyin üstünde görüp, pervasızca ülkeleri işgal edebiliyorlar.

Söz konusu olan petrol çünkü. Gündemde petrol var. Onları ne Libya halkı ilgilendiriyor ne Irak halkı. Ne özgürlük ilgilendiriyor, ne insan hakları…

Aylardan, yıllardan beri Leş kargaları gibi fırsat kolluyorlardı zaten. Fransa daha işin başında tanımıştı isyancıları.

Çünkü Kaddafi bugüne değin onlara zırnık koklatmadı. Emperyalistlere ve emperyalist uygulamalara karşı çıktı. Petrolü kendisi üretti, kendisi sattı. Tüm kinleri, öç alma duyguları buradan kaynaklanıyor.

Kaddafi kazandığı paraları ülkesine harcadı. Kaynak yarattı. Türk şirketleri ve işçilerimiz işte bu nedenle orada çalışıyorlar. Bu nedenle iş bulabiliyorlar. Yüzlerce aile oradan ekmek yiyor…

Bu arada, kraldan çok kralcı kesilen, savaş tamtamları ve haykırışları arasında Libya katliamına alkış tutan satılmış medyaya da bir çift sözümüz var: Batı basını bile sizin kadar emperyalistlere yalakalık yapıp, çanak yalayıcılığı etmedi.

Kaddafi nasıl bir lider olursa olsun, ister faşist, ister liberalist… Onu bulunduğu yerden indirmek de bulunduğu yerde tutmak da Libya halkının işidir. Kimse kimsenin iç işlerine karışamaz. Buna Libyalılar karar verir.

Libya Libyalılarındır.

Özgürlükler, insan hakları, devrimler ihraç edilemez, ithal edilemez. Bunu hâlâ öğrenemediniz mi, yoksa işinize mi gelmiyor… Yüce şair Namık Kemal ne demişti:

Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten.

Bugünkü Türkçeye çevirirsek:

Dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.

Ne söyleyeyim sizlere başka...

Ali Eralp - 24 Mart 2011 - Güncel Meydan
ali-eralp@hotmail.com