Bu adamlar aynı topluluk ya da örgüt üyesi olabilir mi

Genel & Güncel Konular

Bu adamlar aynı topluluk ya da örgüt üyesi olabilir mi

İletigönderen Çetin Taş » Cum Oca 09, 2009 19:22

8 yıl önce 8 yıl sonra

Ergenekon'un 9'uncu dalgasında yapılan operasyonda gözaltına alınan ya da evlerinde arama yapılan kişiler yan yana getirildiğinde ortaya çok ilginç bir tablo çıkıyor. Bu ilginç tablodaki iki isim ve ortaya çıkan ayrıntı hepsinden daha çarpıcı.


"Terör örgütü şüphelisi" olarak dün evi aranan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, aynı operasyonda gözaltına alınan İbrahim Şahin'in Susurluk Davası'nda ceza almasında büyük rol oynamıştı.

Kanadoğlu 2002 yılında yerel mahkemenin hükmünü bozan Yargıtay kararına başsavcı olarak itiraz etmeseydi, belki de İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu Susurluk sanıkları zamanaşımından yararlanıp ceza almayacaktı.
Kanadoğlu bu dönemde Başsavcı konumunun gereğini yerine getirmişti. Ancak yargı sürecini etkileyen itirazını dile getirdiği 5 sayfalık mektubunda tarihi ifadeler kullanmıştı. Bu ifadeler hem Türk Siyasi hem de Türk Hukuk tarihine damga vurmuştu.

İşte Kanadoğlu'nun yargıya temiz toplum çağrısı yaptığı mektubunun en çarpıcı bölümü:

"Susurluk davası, Türkiye'nin temiz toplum özleminin simgesidir. Türk halkı umut ve sabırla yargı organından, olayın aydınlatılmasını varsa, suçun tespitini ve suçluların bir an önce cezalandırılmasını beklemektedir"

SUSURLUK DAVASI'NIN KADERİNİ DEĞİŞTİREN OLAY NASIL GELİŞTİ?

4 yıldır süren Susurluk davası 12 Şubat 2001'de karara bağlandı. İstanbul 6 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi, sanıklardan Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin ve MİT eski görevlisi Korkut Eken'i cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçundan 6'şar yıl hapisle cezalandırdı. Aralarında Haluk Kırcı'nın da bulunduğu diğer sanıklar ise, 4'er yıl hapse mahkum edildi. Şahin ve Eken ayrıca, ömür boyu kamu hizmetinden men edildi.

Milletvekilleri Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'a dokunulmazlıkları bulunduğu gerekçesiyle ceza verilemedi. Dokunulmazlıkları kaldırılmış olsaydı iki milletvekili hapis cezası alacaktı.

Mahkeme heyetinin gerekçeli kararında geçen "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve yüce Türk milletinin iç ve dış güvenliğinin katillere, uyuşturucu kaçakçılarına, kumarhane işletmecilerine emanet edilmesi, bunlardan medet umulması affedilemez, kabul edilemez bir davranıştır" sözleri Türk hukuk tarihine altın harflarla geçti.

YARGITAY KARARI BOZDU

DGM'nin verdiği bu karara yapılan itirazı değerlendiren Yargıtay 8. Ceza Dairesi, hükmü, 'eksik soruşturma' gerekçesiyle bozdu.

Karara gerekçe olarak, bazı sanıkların 'Gizli celse' istemlerinin reddedilmesi ve Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal 'ın öldürülmesiyle ilgili Beyoğlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davanın yargılama sürecinin sorulup, dosyanın incelenmemesi gösterildi.

BAŞSAVCI KANADOĞLU BOZMA KARARINA İTİRAZ ETTİ

Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin verdiği bozma kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu itiraz etti.

Kanadoğlu'nun Genel Kurul'a gönderdiği 5 sayfalık itiraz mektubundaki, "Susurluk davası, Türkiye'nin temiz toplum özleminin simgesidir. Türk halkı umut ve sabırla yargı organından, olayın aydınlatılmasını varsa, suçun tespitini ve suçluların bir an cezalandırılmasını beklemektedir" ifadesi ise bir dönemi tanımlayan sözlerdi.

YARGITAY CEZA KURULU İTİRAZI HAKLI BULDU

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun 'eksik soruşturma' gerekçesiyle davanın bozulmasına yönelik itirazını oy çokluğuyla yerinde buldu.

Bu kararın ardından Yargıtay 8. Ceza Dairesi, İstanbul 6 No`lu DGM`ce verilen mahkumiyet kararlarına dair temyiz stemini 15 Ocak 2002'de esastan görüştü ve cezaların onaylanmasına oybirliğiyle karar verdi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10745221.asp?gid=229
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen maydonos » Cum Oca 09, 2009 19:30

aslinda susurlugu en iyi bilen fikri saglardi.o bu konularda tecrubeli bir sahis ama hicbir gazeteci cikartip konusturmadi bu konularda...gercektende baglanti kuracak birileri ve yoksada bunu arastirip bizi bilgilendirecek hukuk ve gazetecilere gereksinimiz var...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 09, 2009 20:09

Ağar’ın prensi, Çatlı’nın kankası

Gölbaşı’nda bulunan cephanenin krokisi İbrahim Şahin’in evinde bulundu.

Susurluk skandalının baş aktörlerinden Özel Harekat Dairesi eski başkanı Şahin, cürüm işlemek için çete oluşturmak ve çeteyi yönetmek suçundan hapis cezasına mahkum olmuştu.

Emniyet Müdürü İbhahim Şahin’in yıldızı, 1990’lı yılların başında Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olmasıyla parladı. 1993 yılında vekaleten Özel Harekat Dairesi Başkanlığı’na getirildi. Şahin, PKK’yla mücadelede polisin etkin katılımını artırmasını sağlayacak Özel Tim Eğitim Okulu’nu Balıkesir’de açtı. Bu timler daha sonra terörle mücadelede görev aldılar.

Susurluk kazasının ardından ismi kamuoyunda bilinir oldu. Kazada ölen firari hükümlü Abdullah Çatlı ile yakın arkadaş olduğu ortaya çıktı. Hakkındaki adli soruşturma nedeniyle açığa alındı, kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal’ın cinayetine karışan özel tim polislerini koruduğu ve MİT görevlisi Tarık Ümit’in kaçırılmasında rol oynadığı gerekçesiyle soruşturuldu.

Hakkında tutuklama kararı çıkınca önce kaçtı, 2,5 ay sonra teslim oldu. 6 ay cezaevinde yattı, 12 Eylül 1997’ de tahliye edildi.

Mart 1999’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne hibe edilen “kayıp silahlar”la ilgili olarak Şahin hakkında dava açıldı.

28 Mart 2000’de trafik kazası geçirerek ağır yaralandı. Sağlık durumunda düzelmenin sürdüğünü açıklayan doktorları, beyinde su toplandığını ve tedaviyi uzatmak zorunda kaldıklarını söylediler. 14 Nisan 2000’de hastanede bilincini kaybetmiş halde yattığı sırada ‘görevi ihmal’den bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İbrahim Şahin, Susurluk Davası’nda da suçlu bulundu. Şahin, eski MİT görevlisi Korkut Eken’le birlikte ‘cürüm işlemek için çete oluşturmak’ ve ‘çeteyi yönetmek’ suçundan 6’şar yıl ağır hapis cezasına mahkum oldu. 7 Ağustos 2002’de sağlık gerekçesiyle tahliye edildi.

Ergenekon davası sırasında tutuklu Muzaffer Tekin’le çektirdikleri fotoğraflar kamuoyuna yansıyan İbrahim Şahin, 2007 seçimleri öncesinde MHP’den aday adayı oldu ancak genel merkez tarafından veto edildi.


Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Çetin Taş » Cum Oca 09, 2009 20:17

Mantık olarak Sedat Bucak,Mehmet Ağar ve hatta Tansu Çiller'in de tutuklanması gerekir.Öyle ya,madem SUSURLUK'a dönüldü,o zaman SUSURLUK'ta gizlenenlerin sorumluları ve gizleyenlerin bizzat kendileri de gözaltına alınmalı.

Sonuç olarak herkesin bildiği SUSURLUK çetesini,yarattıkları ERGENEKON ÖRGÜTÜ'ne yamamaya çalışıyorlar.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 09, 2009 20:24

Çetin, hâlâ mantik mi ariyorsun? Sen Özel Harekat Dairesi eski Baskanvekili olsan ve cephane gömmüs olsan, Allah askina bu "gömünün" krokisini evinde mi saklarsin? Yahu bu senaryolari kim yaziyor? Bari zekamizla bu denli oynamayin. :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen kaye » Cum Oca 09, 2009 21:58

Ya Türkan, çok haklısın, aşırı haklısın hem de.
Kim yazdıysa bu senaryoyu, ya aklı kıt ya da bu bir çocuk oyunu. Amerikan işi diyorlar, yahu eğer öyleyse bu amerikalılarda çok aptallar. Hayır, bir de içimizde buna inananlarımız var ya, güler misin ağlar mısın!! Ne gülebiliyorum ne de ağlayabiliyorum, hangisini yapacağımı bilemediğim için de saçımı başımı yoluyorum.
Bir tarafımda, bunun kesinlikle Allah tarafından bize verilen bir sınav olduğunu söylüyor. Bu kadar basit bir sınavla bize insanları tanıma fırsatı veriliyor diye düşünüyorum. Hem de tarihe, Türk tarihine bir ibret bırakılıyor kanımca. Bundan 300-500 sene sonra, bilmemne çağında, ders kitaplarında okutulacak ve o zamanın çocukları bir taraflarıyla gülecekler bu senaryoya..
Bence bu adına ergenekon denen adam toplama olayı sonuna doğru yaklaşıyor. Frankenstein gibi kendi yaratıcısını yutacak ve bizlerde göreceğiz o günleri...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Ram » Cum Oca 09, 2009 22:10

Kurtlar Vadisi Pusu senaryolarını hangi ekip yazdırıyorsa, aynı ekip yazdırıyordur. Gizli üs-müs çıkacak yakında.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Cum Oca 09, 2009 22:16

Ram yazdı:Gizli üs-müs çıkacak yakında.

Utah olabilir mi!!! :lol: :shock: :P :roll:
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Ram » Cum Oca 09, 2009 22:31

kaye, oradaki üssün gizliliği mi kaldı yâhu. :)

Fıkra bu ya; şöyle Ergenekon'a yaraşır, yer altında bir idare merkezi, tüneller, geçitler, zindanlar, işgencehâneler, silâh depoları, Turist Ömer Uzay Yolun'daki gibi czzzt-vzzzt açılır-kapanır kapılar da cabası elbette...

Ayrıca gizli üs her yerde olabilir :arrow: Canlandırma :arrow: Resim
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Cum Oca 09, 2009 22:45

Ram yazdı: :arrow: Canlandırma :arrow: Resim

Ne yaptın, deliğe mi süpürdün, göremedim bir an :)
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen maydonos » Cum Oca 09, 2009 23:34

bence kayip mu kitasinda bulabilirler :kikirik:
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Ram » Cum Oca 09, 2009 23:36

kaye, Ergenekon Gizli Üssü'nü buldum Gugıl Ôrt'ten

[img]http://www.hizliresim.com/2009/1/9/10943.jpg[/img]
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Cum Oca 09, 2009 23:50

Görüntünün biraz daha büyüğü var mı, sanki sol taraflarda bir siyon yıldızı görür gibi oldum :)
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen luzismud » Cmt Oca 10, 2009 13:08

Nasrettin hocanin gözünü seveyim.. Eminim birsürü sözü vardir buraya cuk oturan ama aklima geliveren ikisini koyacagim buraya ki o da aciklamaya yeter.

1. Olsada kodum olmasa da kodum...

2. Ya tutarsa...
Kullanıcı küçük betizi
luzismud
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 170
Kayıt: Cum Mar 21, 2008 1:25

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Oca 11, 2009 12:06

kaye, gel gel, Yılmaz ÖZDİL müthis islemis mevzuyu :lol:

[quote="hirbo06"][/quote]
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10753619.asp?yazarid=249&gid=61
Yazarlar
Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurriyet.com.tr


Anıtkabir’i de kazar bunlar...


Kestane ağacına sırtını ver...

20 adım yürü.

Beyaz bi kaya var orada.

"X" işaretli.

Dön şimdi ordan...

Kayaya sırtını ver.

20 adım yürü.

Kestane ağacı göreceksin.

Çömel...

Kaz orayı.

*

Casus filminizin en heyecanlı yerine limon sıkmak istemem ama, ben hayatımda bu kadar geri zekâlı bi derin devlet görmedim...

*

Atatürk Evi’nin bahçesine silah gömmüş, maazallah unuturum munuturum diye, kroki çizmiş!

*

Krokiyi kaybettiğini düşünsenize...

- Şey bahçesine gömmüştük...

- Fenerbahçe mi?

- I-ıh... Ankara’daydı, köşkteki be...

- Haaa o mu, George Clooney.

- Yok yok, Türk, sarışın, öldü hani...

- Ayla Dikmen o zaman.

*

İbrahim Şahin dediğin adam, zurna değil... Genelkurmay’da kurs görmüş, Almanya’da kurs görmüş, ABD’de kurs görmüş, özel harekât başkanı olmuş, özel tim okulu kurmuş, 20 yıldır yargılanıyor, ruh gibi takip ediliyor, 24 saat dinleniyor.


*

Krokiyi evinde unutmuş!

*

İster misin, Atatürk Evi’ni kazalım, Türkeş’in mezarını kazalım filan derken, AKP’nin bahçesinde hocanın buhar ettiği "kayıp trilyonu" bulsunlar...


11 Ocak 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x