AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidara taşıyan ABD’nin Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) basın organında çıkan “Kutuplaşmış Türkiye’de Karar Günü” başlıklı yazıda Ortadoğu Enstitüsü, Türkiye Araştırmaları Bölüm Başkanı Gönül Tok ile 28 Ekim 2015’de yapılan bir söyleşi yer alıyor.

Yansıtılan görüşler, hemen hepimizin çok iyi bildiği şeyler fakat kilit cümle, yine çok iyi bildiğimiz ancak açıkça söylemekten çekindiğimiz ve özgür(!) Türk basınında yer bulamayan bir cümle.

“Bu, Erdoğan ve ailesi için bir ölüm kalım meselesidir.”

Söyleşiden seçme alıntılar şöyle.

“- AKP on üç yıl sonra ilk kez meclis çoğunluğunu kaybetti; bu seçimlerde Haziran ayından farklı bir sonuç olması mı?”

“- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim çağrısının ardında bu beklenti vardı. Erdoğan PKK ile barış sürecini sonlandırarak ardından gelen kaos ile milliyetçi seçmenleri hükümet arkasında destek alacağını, sandık başına gitmeye isteksiz olanların ikna olacağını düşündü. Ama birkaç hükümet yanlısı kamuoyu yoklamaları dışında birçok anketler 7 Haziran’a benzer sonuçlarla AKP’nin meclis çoğunluğunu almasının mümkün olmayacağını, Kürt yanlısı HDP’nin yaklaşık 12 ila 13 oranında oy alacağını gösteriyor.

Haziran seçimleri sonunda, anahtar HDP idi. Seçmenler, HDP meclise girerse, Erdoğan’ın başkanlık hayallerinden ve AKP çoğunluğundan kurtulacaklarını sanıyorlardı. 1 Kasım seçimleri sonrası aşırı milliyetçi parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) anahtar olacak. Genellikle din üzerine siyasetten kaçınmasına rağmen, MHP’nin, AKP benzeri geleneksel, milliyetçi bir seçmen kitlesi var. 1 Kasım’da MHP oyları artarsa bu AKP'den eksilenlerden olacak.
...
Yeterince oy kaybederse, MHP lideri AKP ile koalisyon kurmaya daha istekli olabilir. Ama bu pazarlık uzun bir sürü alacaktır. AKP yolsuzluk davalarıyla ilgili geri adım atmayacak ve Erdoğan AKP üzerindeki fiili denetimden vazgeçmemek için mücadele edecek.

Bu Erdoğan ve ailesi için bir ölüm kalım meselesidir.
...
HDP hâlâ liberallerin desteğine sahip. Liberaller arasında AKP karşıtılığı Haziran ayından daha da fazla; Erdoğan'ın PKK'ya karşı savaşa devamla dar siyasi çıkarları için ülkeyi iç savaşın kıyısına getirdiği görüşündeler. Onlara göre HDP, Türk demokrasisi için olumlu bir umut kaynağı.

Ama HDP, CHP seçmenleri kaybedebilir. Onlar, HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın Türkiye'de yeni bir post-Kemalist sol inşa edebileceği, bir ana muhalefet lideri olabileceğini düşüncesiyle HDP’ye oy verdi. Bunlar milliyetçi seçmenler. Onlar Kürtlerin haklarının verilmesini istiyorlar ama Kürtlerin özerklik taleplerini karşı çıkıyorlar. Bazı CHP seçmenleri PKK’nın Haziran seçimlerinden sonra yeniden saldırılara başlamasıyla HDP ile PKK arasındaki çizginin belirsizleştiği düşüncesiyle HDP’den soğudu.
...”

Kaynak: http://www.cfr.org/turkey/decision-time-polarized-turkey/p37187