
Beğler! Türklüğü kabul etmeseniz de, her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunuzu söyleyip milliyetçi nutuklarla oy devşirseniz de, Türklüğün en özel sıfatlarından olan “Beğ”liği size lâyık görerek sesleneceğim!
Beğler! Bizi, milleti duymak zorundasınız!
Al Bayrağın mahzûnlaştığı gökyüzüne bakmaya utanır olduk! Bu cennet vatanı bize bahşeden ve emânet bırakan Şühedânın soluduğu, hür havayı solumaktan utanır olduk! “Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ” tarifli Vatan toprağına ayağımızı basmaya utanır olduk! Toprak da vatanlıktan utanıyor olmalı ki her yerini asfaltla, betonla kapatıvermiş!
Beğler; sistemle kavgalı olabilirsiniz, -ki Millî Şef’le başlayan/başlatılan Atatürk Cumhuriyeti sisteminin yozlaştırılmış haliyle biz de çok barışık değiliz- yasalarla barışık olmayabilirsiniz, -ki on yıldır el vurmadığınız, değiştirmediğiniz yasa yok- Devlet kurumlarıyla kavgalı olabilirsiniz -ki Devlet Kurumları’nın Birinci 12 Eylül’de millet evlâtlarına neler yaptığını biz de biliyoruz- ama; Beğler; bu Vatan, size n’eyledi?
Ektiniz, ektirdiniz bitmedi mi, ektiğinizi fazlasıyla geri vermedi mi? 20 yıl önce delik ayakkabılı birini, dünyanın en zengin sekiz Devlet Adamı’ndan biri etmedi mi?
Beğler! Bu Millet, size n’eyledi?
Sövdünüz gene de oy vermedi mi? Dövdünüz, hapsettiniz, coplattınız, soğuk foseptik sularıyla kış günü ıslattınız, gene de size oy vermedi mi? Her evden en az iki üniversite mezunu işsiz üretmenize rağmen gene de size oy vermedi mi?
Ektiğine kota koymanıza, ziraatte astarı kumaşından pahalıya mal etmenize; Atatürk Cumhuriyeti’nin yaptığı bütün fabrikaları, KİT’leri su fiyatına özelleştirerek çalışanlarını kapı önüne koymanıza rağmen gene de size oy vermedi mi?
Daha ne yapsın bu Millet, sizin öfkenizden kurtulabilmek için?
Anadolu’nun değişik bölge ve vilâyetlerinde; ikişerli, üçerli teröristle koskocaman bir orduyu uğraştırıyorsunuz ve bu trajedinin ekranlarda, gazetelerde çarşaf çarşaf duyurulmasına bigâne kalıyorsunuz! Beğler, bu milletin haysiyetinden, gurûrundan, ordusundan ne istiyorsunuz?
“Peygamber Ocağı” sıfatlı Orduyu, meyhane tarifli hâle; Allahü Ekber tekbiri ile saldıran orduyu, imansız gürûhu tarifine soktunuz yetmedi mi? Beğler; daha ne istiyorsunuz bu milletten, bu Milletin Devleti’nden?
Güpegündüz askerlerimiz infaz ediliyor! Güpegündüz askerlerimiz yolları kesilerek kaçırılıyor! Güneydoğu’da ve büyük şehirlerde polisimiz, PKK sıkıyönetiminde çâresiz! İçişleri Bakanı; kaçırılan askerler hakkında, “Ümitvârım!” diye açıklama yapıyor! Beğler! Allahınızı severseniz ne yapıyorsunuz?
Anaları ağlatanların, analarını ağlatın! Başlıya baş eğdirin, dizliye diz çöktürün! Bu lânet Haçlı taşeronu örgütün sonunu getirin; sonra sistemi mi değiştireceksiniz, Anayasa mı yapacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin saygınlığını bitiren “Geceyarısı dikte yasaları” na devam mı edeceksiniz, edin!
Muhteşem Türk Atatürk’e, silah arkadaşlarına, Şühedâya saygı ve sadâkatimizle yine size itiraz ederiz ama Vallahi, böyle değil!
Gâzi’liği tarih edilen; saygınlığı, yıllardır “Gâzi Vekiller”in haleflerince bitirilen Meclis’te, size güç yetmez tamam! İstediğinize tükürdüğünü yalatır, istediğinize diz çöktürürsünüz tamam ama bu aymaz hâlinizle Türk Milleti’ni isyân ettirmek üzeresiniz!
Güpegündüz, sokak ortasında infaz edilmelerine rağmen yok farzedilen o ana-baba evlâtlarının görüntüsünün, millette yarattığı öfkeyi görmek zorundasınız! Başkent Ankara’da güpegündüz, 75 metre kablo döşeyerek askerimize tuzak kurulmasındaki aczinize, Türk Milletinin öfkesini görmek zorundasınız!
Bu asîl Gâzi Milletin öfkesinin nelere muktedîr olduğunu bilmediğinize inanamayız!
Beğleeeer! Allah aşkına artık Milleti duyun!
“Mağrûr olma padişahım! Senden büyük Allah var.”
Mustafa Aslan, YENİÇAĞ, 22.07.2011