Bükemediğimiz Eli Öperiz / Mehmet UYSAL

Bükemediğimiz Eli Öperiz / Mehmet UYSAL

İletigönderen anter79 » Prş May 31, 2012 10:14

BÜKEMEDİĞİMİZ ELİ ÖPERİZ

Annan ateşkes planının ardından Suriye’deki terör eylemlerinin emperyalist güçler tarafından icat ve imal edilmiş muhaliflerce 5 bin defa ihlal edildiği ve yüzlerce kişinin ölümüne sebebiyet verdiği açıklandı.

Geçen süre zarfında görüldü ki, Batılı haçlı zihniyetinin kan dökme ve bozgunculuk yapma siyasetinden asla vazgeçmediğini, önümüzdeki yaz aylarında terör eylemlerinin daha da şiddetlendirileceği ve Suriye’ye komşu olan ülkelere daha çok göç politikasını tırmandırarak, Suriye ve arkasında durmakta olan güçleri pes ettirip Libya benzeri bir hava saldırısıyla, Suriye’nin çökertilmesi olacağı ipuçlarını vermeye başlamıştır.

Şeytani güçlerin yanında yer elan medya yayın organları ise Suriye üzerinde uyguladıkları gerçeklikten uzak ve zihinlerde kirlilik oluşturacak uyuşturucu haberleriyle, Suriye’den daha evvel geçtikleri ölüm haberlerini yüzlerce olarak vermeye başlayarak uluslararası toplumun bu ülkeye askeri seçenekten başka bir plan kalmadığı yönünde üretilmiş haberlerle bölge ve dünyayı savaşa itmenin hesapları ile bölgede nüfuzlarını kan ve gözyaşı üzerine kurulu politikalarla sağlamanın tek çıkar yol olduğunu görmektedirler.

Tüm bu çatışmaların ortasında Kilis’te yaşayan ve olayları derinlemesine gözleyen birisi olarak daha önce yazdığım Suriye cephesinin düşmesinin Türkiye Cumhuriyetinin düşmesi anlamına geleceğini, tarihi olarak yüzyıl önce yaşamış olduğumuz işgali tekrardan yeniden yaşayabileceğimizi belirtmek isterim. İşte bu zaman aralığında savaş çığırtkanlığı yapan cenahın temsilcilerinin Kilis’e geliş gidiş trafiğinin hızlandığını gözlemliyoruz. Fransa, Kanada ve ABD heyetleri çalışmalarını tamamlayarak, icat ve imal ettikleri muhalif denen güruhun taleplerini ve nasıl bir yol izleyeceklerini birinci ağızdan dinleyerek ülkelerine dönmüşlerdir. Önümüzdeki haftada olayların asıl planlayıcısı İngiltere üst düzey heyeti KARAKAŞLARINA VE GÖZLERİNE KURBAN OLDUKLARI muhalifleri ziyaret ederek neler yapılabileceğinin karar anı arifesinde ülkelerine döneceklerdir. Geçtiğimiz günlerde sessizce Kilis’e gelen ABD Senatosunun ikinci ismi demokrat partili senatör Dick Durbin ve beraberindeki heyetin Arap kardeşleriyle olan münasebetlerinin ve kardeşlerinin derdiyle dertlenen bir ortamda geçirmiş olduğu ziyaretten edindiği izlenimleri Obama yönetimine aktaracağı talepleri sizlere aktarayım. Arap muhalif kardeşlerimiz Durbin’e derler ki: “Bizlere söz verdiniz verdiğiniz sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Libya gibi hemen yıkılmadık. Suriye rejimi de ayakta duruyor. Mültecilik statüsü, ev, araba iş verecektiniz hiçbiri olmadı bizleri rejimle kötü bir konuma getirdiniz, biz sizlere kızgınız. Eğer taleplerimiz yerine getirilmezse çok yakın bir zamanda bulunduğumuz yerleri ateşe vererek hepimiz Suriye’nin yolunu tutacağız. Yeter artık “ha bugün düşüyor ha yarın” diye diye rejim düşmedi.” Bu sözleri dinleyen Obama yönetimi Durbin’e dönerek sen neler söyledin bu sözlere karşılık olarak. Durbin dedi ki: “Sizi temin ederim ki ülkemiz bilmediğiniz kadar büyük bir ülke her ne yapar eder sizi bu mayınlı araziden çıkartırız kendi memleketimize götürür sizi yedirir, içirir bütün taleplerinizi yerine getiririz. Daha da olmadı sizi cehennemin tam ortasına atar tanrılarımız adına sizi kurban dahi eder ve sizi tanımayız. Biz böyle bir yapıya sahibiz, bükemediğimiz eli öperiz.”

“O zaman ne yapmamız icap eder söyleyin bakalım” diyen Obama’ya dönen senatörler “Bizleri bu işe katmayın gidin gözlerinizle görün durumun vahametini, tsunami öncesi bir sessizlik, tutanın elinde kalacak olan ve bize doğru gelen bir bumerang gördük. Nasıl kaçtığımızı bilemedik sanki muhaliflerle değil Arap kılığına girmiş Türklerle konuşuyorduk. Bu işten vazgeçelim. Suriye ile yeniden anlaşalım ve hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edelim.” Obama biraz düşündükten sonra koltuğu bırakma havasına “Bu süreç sürdürülemez bir hal aldı ve bu işten sıyrılmanın zamanı geldi” diyerek güzellik uykusuna dalar ve bir daha hiç kalkmaz. “HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR.” (Al-i İmran 185.ayet)

Bu türden geliş gidişlerin bizlere öğreteceği ders ise tarihimizde yaşadığımız gibi Türkiye Cumhuriyeti olarak dış politikamızın tamamıyla yabancı emrine sunulduğu ve paralel yönde politikaların izlendiğidir. Son olarak yaşanan Suriyeli diplomatların sınır dışı edilme kararını hızlı bir şekilde uygulamaya koyan anlayışın yukarıda bahsettiğimiz emrine amade politikasının bir örneği olarak tarihe not düşüldüğünün acı bir göstergesi olmuştur. Bu yönde izlenecek politikaların Türkiye Cumhuriyetinin varlık sebebi olan tam bağımsız bir ülke olmaktan çıkartarak Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş anayasası aleyhine atılmış adımlar olarak görüyoruz. Yani mevkisi ve makamı ne olursa olsun vatandaşlık bağı ile bağlı herkes ülkesinin, milletinin, bayrağının ve anayasasının korunup kollanmasında en önde olmak zorundadır. Bu hadiselere tribünden maç seyreder gibi bakanların yarın yaşacakları tam bağımsız bir toprakları dahi olmayabilir ve İstiklal Marşımızın şairi rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN” diyerek gelecek yazımızda Suriye’den gelenler için TBMM’de çıkartılacak olan mültecilik statüsüne eşdeğer olacak “geçici koruma yasası” ile ilgili bilgiler vereceğiz.

Mehmet UYSAL, 31 Mayıs 2012
Kullanıcı küçük betizi
anter79
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Çrş May 09, 2012 12:42

Şu dizine dön: Mehmet UYSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x