Bursa'da öldüresiye dayak: 'Bu öldü' diyerek beni bıraktılar!

Genel & Güncel Konular

Bursa'da öldüresiye dayak: 'Bu öldü' diyerek beni bıraktılar!

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Tem 15, 2021 3:36

Bursa'da yol kenarında yürüyen Vedat Buğdaycı'ya (37) otomobille çarpan 3 kişi, daha sonra da dövdü. Eski sevgilisi Z.A.'nın ailesi tarafından darp edildiğini ileri süren Buğdaycı'ya otomobilin çarptığı ve içindekilerin Buğdaycı'yı dövdüğü anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Darp edenlerin öldüğünü düşündükleri için kendisini bıraktığını söyleyen Buğdaycı, "Arabayla bana vurdular, tuğlaların üzerine fırladım. Sonra da kafama sallama diye tabir edilen bıçaklarla vurdular. 'Bu öldü' diyerek beni bıraktılar. Hastaneye geldim, doktorlar beni öldü zannetmiş" dedi.
Resim
Bursa'da, yaklaşık 1,5 yıldır birlikte olduğu kız arkadaşı Z.A.'dan 6 ay önce ayrılan Vedat Buğdaycı ile kızın babası N. A. ve ağabeyi R.A. arasında husumet oldu. İddiaya göre, baba N. A., Vedat Buğdaycı'nın eniştesinin üzerine olan evi ve iş yerini değerinin altında bir fiyata kendilerine devretmesini ve kentten ayrılmasını istedi. Evini ve iş yerini devretmek istemeyen enişte ile N.A. arabulucularla bir araya geldi ancak husumet barışla sonlanmadı.
Resim
OTOMOBİLLE TAKİP EDİP, ÇARPTILAR
1 Temmuz günü saat 12.00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Hacivat Mahallesi'nde bulunan evinden yaya olarak ayrılan Vedat Buğdaycı yaklaşık 10 dakika sonra takip edildiğini fark etti. Buğdaycı, 11 Eylül Bulvarı'na çıkarak iş yerine yöneldi. Ancak bu sırada karşı yönden hızla gelen bir otomobil manevra yaparak yol kenarında yürüyen Vedat Buğdaycı'ya çarptı. Çarpmanın etkisiyle havalanan Buğdaycı, yol kenarındaki bir inşaatın önünde istiflenmiş halde bulunan tuğlalara çarparak yere düştü. Bunun üzerine otomobilden inen ve Z.A.'nın babası N. A., ağabeyi R. A. ve amcası F. A. olduğu iddia edilen 3 kişi yerde acı içinde kıvranan Buğdaycı'yı taş, sopa ve bıçakla öldüresiye darp etti. Saldırganlar bir süre sonra aynı otomobile binerek olay yerinden hızla uzaklaştı.
Resim
OTOMOBİLLE ÇARPIP DARP ETME ANLARI KAMERADA
Saldırı anları bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde, hızla gelen otomobilin manevra yaparak yol kenarında yürüyen Buğdaycı'ya çarptığı görüldü. Çarpışmanın etkisiyle Buğdaycı'nın havalanarak yol kenarındaki tuğlalara çarpması ve ardından yere düşmesi, otomobilden inen 3 kişinin Buğdaycı'yı dövdüğü anlar güvenlik kamerasınca saniye saniye kaydedildi.
10 GÜN SÜREN YAŞAM SAVAŞINI KAZANDI
Kanlar içinde yerde yatan Vedat Buğdaycı'yı görenler yardıma koşarken durumu polis ekiplerine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından olay yerinde ilk müdahalesi yapılan Buğdaycı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Vedat Buğdaycı yoğun bakımda 10 gün süren yaşam savaşını kazandı. Kafasına toplam 42 zımba dikiş atılan Buğdaycı, saldırganların kendisini öldüğünü düşünerek bıraktığını belirtti.
Resim
3 KİŞİ ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDI
Olayın ardından harekete geçen polis ekipleri çevrede geniş çaplı incelemede bulundu. Çevredeki vatandaşların ve Buğdaycı'nın ailesinin ifadesine başvuran ekipler N. A., R.A. ve F. A.'yı gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 3 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Resim
BU ÖLDÜ" DİYEREK BENİ BIRAKTILAR
Husumetlilerinin kendisini ölümle tehdit ettiğini ve olay yerinde de öldüğünü düşünerek bıraktıklarını ifade eden Vedat Buğdaycı, "Dükkanıma giderken 3-5 araba beni bekliyordu. Arabayla bana vurdular, tuğlaların üzerine fırladım. Sonra da kafama sallama diye tabir edilen bıçaklarla vurdular. 'Bu öldü' diyerek beni bıraktılar. Hastaneye geldim, doktorlar beni öldü zannetmiş. Devlet bize yardımcı olsun. Beni orada öldü, diye bıraktılar, Allah beni korudu ben ölmedim. 10 gündür hastanede yatıyorum" dedi.
Resim
'BURSA'DAN GİT YOKSA SENİ ÖLDÜRTECEĞİZ'
Husumetlilerinin, eniştesinin evini ve iş yerini kendilerine devretmesini istedikleri için saldırıya uğradığını ortada namus meselesi olmadığını iddia eden Buğdaycı, şunları söyledi:

"Ben evlenmek amacıyla Z.A.'ya yaklaştım. Sonra bana ailesi dedi ki 'Bu işi namus meselesine dökeceğiz, seni de öldürteceğiz. Ya malınızı mülkünüzü bize verin ya da biz namusumuza baktı diyeceğiz' Bana Z.A.'nın 'Numarasını sil' dediler 'Tamam sileceğim' dedim, ardından da ablanın oturduğu evi bize vereceksin, dediler. Ben eniştemin evi olduğu için veremeyeceğimi söyledim, onlar da namus meselesi güdeceklerini söylediler.. Bunlar beni zaten ölümle tehdit ediyordu. 'Bursa'dan git yoksa seni öldürteceğiz. Bursa'da biz kime ne söylersek o olur' dediler. Z.A. kendi isteğiyle her gün yanıma geliyordu. Onu arabayla gezdirmemi istiyordu, ben de gezdiriyordum. Her gün benden 50-100 TL para alıyordu evdeki ailesine de her gün sigara alıyordum. Bana, 'Bu benim kocam, her yere götürür' diyordu. Sonra biz evlenmeye karar verdik. Ancak ailesi demiş ki 'Bunun evi, arabası yok. Bu çocukla birlikte olma biz bunun 50 bin TL parasını alalım. Bu zaten korkar Diyarbakır'a gider. Gitmezse de ölümle tehdit ederiz.' Beni öldü diye kenara atmışlar. 'Biz aşiretiz, kimse bizle baş edemez. Ya buraları terk et yoksa seni öldüreceğiz' dediler."
Resim
'NAMUS KAVRAMI İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLEBİLECEK BİR EYLEM TESPİT EDEMEDİK'
Vedat Buğdaycı'nın avukatı Tuncay İlçim de yazılı açıklama yaparak, olayın namus meselesinden farklı bir boyutta olduğunu belirterek, "Adli tahkikat dosyalarına yansıyan tüm mesajlaşma, video ve ses kayıtları tetkik edildiğinde namus kavramı içerisinde değerlendirilebilecek bir eylem tespit edemedik. Farazi kavramlar üretilerek hadisenin gayrimenkul pazarlıkları ve tapu devirlerine yönelik tehdit, baskı ve cebre dönüştürülmesi ayrıca düşündürücüdür. Devletin tüzel kişiliği ve hukukuna saygı göstermeyen taraflara bu saatten sonra yetkili mercilerin de saygı göstermeyeceği kanaatindeyim. Adli mercilere somut delilleri ile yansımamış ve farklı şekilde aksettirilmiş çokça konu var, bu veriler delilleri ile birlikte ibraz edildiğinde gerekli yasal yaptırımların olması gerektiği şekilde uygulanacağını umuyoruz" dedi.
Resim
Resim
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x