Büyük Abi'nin Kürdistan planı

Büyük Abi'nin Kürdistan planı

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Şub 05, 2016 6:52

Küresel Çete’nin ana kuruluşu CFR (Council on Foreign Relations – Dış İlişkiler Konseyi) yayın organı Foreign Affairs dergisinde, yayına başladığı 1922’den bugüne kadar çıkan yazılarda 141 kere Kürdistan konusu işlenmiş veya adı geçmiş. Bunlardan 46’sında “Kürdistan’ın Bağımsızlığı” konu olmuş.

CFR’in önde giden “düşünce kuruluşları”ndan biri olan Brookings Institution, Selahattin Demirtaş’ı davet edip, kongre ve senato üyelerine tanıtıyorsa, bir saatlik ortak basın toplantısı düzenliyorsa herhalde Madam Mitterrand gibi “Kürtlere aşık” olduklarından değil.

“Kürt Bağımsızlığı ve Rus Yayılması” başlıklı yazı CFR dergisinin Temmuz 1946 sayısında çıkmış. Derginin 1991 yaz sayısında bu yazı tekrar yayınlanmış ve burada yazarı Dr. Westermann, “yıllar önce geleceği nasıl doğru tahmin etti”, diyerek övülmüş.

Büyük Abi bugün yaşadıklarımızı, bizim ruh halimizi bile o günden görerek, 1946’da anlatmış.

Bu bir tahmin mi yoksa tasarlanmış bir planın uygulanması mı…

“1945 Nisan’ında, San Francisco konferansında, Kürt Birliği adı altında bir grup tarafından delegelere sunulan bir mektupla Kürt bağımsızlık hareketi resmen başlatıldı.
Kürtlerin bağımsızlık talepleri pek çok liberal düşünceli kişiye saçma gibi görünebilir. Fakat göz ardı edilmeyecek bazı gerçekler var.
Bir Kürt bağımsızlık hareketi var.

1945 Ocak ayında, İran’da Mahabad şehrinde bağımsız bir Kürt devleti kurulduğu İran, Irak ve Türkiye’nin doğusunda Kürt Demokrasi Partisi’nin bildirileriyle ilan edildi.
Bildirinin, İran, Türkiye, Irak ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin temsilcilerinin ortak kararı olduğu söylendi.

Hareketin askeri liderinin Irak’ta, Barzani aşiretinden, yasa dışı ilan edilmiş Mullah Mustafa olduğu söyleniyor. 30 bin kişilik bir kuvveti olduğu haberi var; bu biraz abartılı desek de, yarısı bile önemli bir güç.

Kürtler kim? Neden isyan ediyorlar? Ne istiyorlar? Açıkça görülen bazı liderlerin bağımsız bir Kürt cumhuriyeti istedikleri. Taleplerini haklı gösterecek ne var? Eğer bağımsız bir devlet kurabilirlerse bunu devam ettirebileceklerini bekleyebilir miyiz? Biz yüksek karakterli Amerikalılar için, ‘halkların kendi kaderlerini belirleme hakkı’ çok çekici bir slogan. Sevgi ile yaklaşarak Kürtler adına bir şeylere bulaşmadan önce onları biraz tanımamız gerekli.”


Yazar buradan sonra, Milattan Önce 2400 yılına varan, kaynağı belirsiz bir Kürt tarihi sunduktan sonra yakın geçmişe geliyor…

“Kürtler, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerine kadar, tarih boyu büyük güçlerin yönetimi altında yaşamış olmalarına rağmen zorunlu askerlik ve vergi ödeme konularında yöneticilere güçlük çıkararak bir tür bağımsız davrandılar. Bu sebeplerden kaynaklanan isyanlar kronik bir durum aldı.

Lozan anlaşması ile 1942 yılları arasında Türkiye’de iki, İran’da üç ve Irak’ta üç ciddi Kürt ayaklanması oldu. Bu, Kürtlerin kendilerini kontrol etmek isteyenlere karşı içten gelen bir karşı koyma davranışı olsa da bunu bilinçli bir Kürt birliği ve ulusalcılığı, ve hatta ve bir devlet kurma arzusu olarak yorumlamak hatalı olur.”


Dersim ayaklanmasını, Amerikalı’nın gözünden anlattıktan sonra devam ediyor.

“Birleşmiş Milletlerde bağımsız Kürdistan için güçlü bir destek bulma şansı yok. Böyle bir devletin kurulması, bağımsız üç ülkeden, Türkiye, İran ve Irak’tan büyük toprak parçalarının alınması demektir. Bu Türkiye’nin krom havzalarının bir kısmını da kapsayacaktır. Irak’ta İngiliz kontrolünde olan Musul ve Kerkük petrol kuyularını içine alacaktır. Eğer böyle bir devlet kurulacak olursa da istikrar ve devamlılık göstermesi beklenemez. Çünkü Kürtler hiçbir zaman birleşik olmadılar. Milli gelenekleri yok, geçmişte birliktelikleri yok, kendi kendilerini yönetme deneyimleri yok.

Kürtler arasında en fazla nüfusa sahip olan Türkiye’deki aşiretler bir bağımsızlık hareketine kalkışabilirler.

Bu durumda Türkler, çok büyük fedakârlıklarla ve kanlarını vererek kurdukları birliği ve bütünlüğü korumak için savaşacaklardır.



________________________________________
Kaynak: https://www.foreignaffairs.com/articles ... nsion-1946
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x