
Büyük halk-büyük adam
Yeni bir Atatürk lazım !..
Bu cümle son zamanlarda çok fazla yineleniyor.
Her yinelenişinde kimler ne kadar ilgileniyor bilemiyorum ama beni ilgilendirdiği kadar da utandırıyor.
Pentagon’un siyasi işlerden sorumlu müsteşarı Eric Edelman, Türkiye’nin liderlerine laiklik, vizyon ve popüler olmayan zor kararları cesurca alabilme konusunda Atatürk, İsmet İnönü ve Turgut Özal’ı örnek göstermişti.
Edelman demişti ki :
ABD, bugünün güvenlik tehditleriyle yüzleşirken, yüce ulusların ilerlemesi için tartışmalı kararlar almaktan korkmayan, Atatürk, İnönü ve Özal gibi güçlü, kararlı ortaklara ihtiyaç duyuyor.
Burada Edelman’ın hemen düzeltilmesi gerekirdi ama yalakalıktan gerçekleri gören çıkmıyor.
Görülmeyince ve bilinmeyince söylenemiyor da.
Atatürk, ABD’nin ortağı falan olmadı.
Uzun yıllar ABD’nin Ankara Büyük Elçisi olarak çalışan Edelman, Amerikan Senatosu’nun Lozan’ı onaylamadığını biliyordur.
Lozan’ın onaylanmamasından doğan sıkıntıların daha sonra İKİLİ ANLAŞMALARLA giderilmeye çalışıldığını da bilir.
İki ülke tarihini çok iyi bilmeyen kişiyi Ankara’ya büyükelçi atamazlar.
Edelman bu konuşmayı Turgut Özal anısına düzenlenen konferansların sekizincisinde yapmıştı.
Allah gecinden versin Demirel ve Derviş anısına düzenlenen konferanslarda bakalım neler duyacağız.
Edelman’ın bir konuyu daha çok iyi bilmesi gerekir.
Atatürk, İnönü ve Özal’ın adlarının aynı satırda geçmesi sadece T.C. cumhurbaşkanlarının adları sayılırken gerçekleşebilir.
İsmet İnönü, Atatürk’ün bıraktığı mirası yok etmek için oluşacak karşı devrimin alt yapısını hazırlayarak kendinden sonrakilere ülkeyi teslim etmiştir.
Özal ise, parası olanların mutluluğunu sağlamak, olmayanların da her yol meşrudur felsefesiyle yollarını bulmaları için gerekli ahlaki çöküntüyü sağlamıştır.
Edelman’ın saydığı adlar içerisinde Atatürk dışında, zor kararları cesurca alabilen ikincisinin bulunmaması tuhaftır.
İsmet İnönü ve Turgut Özal iktidarda oldukları sürece hangi zor kararları cesurca alarak,Türkiye’ye büyük prestij ve gelecek sağlamışlardır?
İnönü Türkiye’yi batıya teslim ederek 60 yıldır giderek artan bir ekonomik tutsaklığa kapı açmış, öte yandan Sovyetlere karşı batının fedailiğini üstlenerek yıllarca savunma bütçelerinin milli gelirin büyük kısmını yutmasının hazırlayıcısı olmuştur..
Turgut Özal ise Türkiye’yi bir ABD eyaletine dönüştürmek için sonuna kadar çabalamıştır.
Ben Türkiye’ye yeni bir Atatürk gerektiğine inanmıyorum.
Tıpkı ABD’ye yeni bir Washington veya Lincoln gerekli olmadığı gibi.
Türkiye’ye okuyan, öğrenen, kandırılamayan, bilinçli, yurdunu seven, iki yüzlülükten kaçınan, ülkesinin çıkarlarını kişisel çıkarların önünde gören, yurduna olan sevgisini eylemleriyle kanıtlayan HALK lazımdır.
Mustafa Kemal’i başarılı kılan ve ATATÜRK’lüğe taşıyan halktır.
Bize yeni bir halk gerekli diyeceğim ama ayıp kaçacak.
Atatürk halksız bir önder değildi.
Şu son zamanlara gündeme sokulmak istenen diktatör müydü, değil miydi tartışmalarının ayakları havadadır.
Diktatörlerin halk desteği bulunmaz, varmış gibi gösterilir.
Yeni bir Atatürk beklemek pek akıllıca beklenti değildir
Atatürk’ün hangi koşullarda ortaya çıktığı iyice düşünülürse durum anlaşılır.
Bu ülkenin bir kez daha işgal edilmeye, bu halkın bir kez daha tutsak olmaya istek duyduğunu sanmıyorum
Halkımız bir gece sessizlikte yatağında doğrulup düşünsün.
Düşünmek parayla değildir. Vergi de alınmaz.
Devlet Başkanları Atatürk’e konuk olmanın onurunu yaşarlardı, şimdi yabancılar akıl verip yol gösteriyor.
Orhan SELEN
Anayurt Gzt. / 14.12.10