
Irakı işgal için Saddamı kullanan, Afganistana Ladinle çöreklenen ABD, Karadeniz kilidini ise Saakaşviliyle açtı
Kuşatma harekatı
İŞgal ettiği Irakı bölüp, kukla Kürdistan devleti kurarak Türkiyeyi güneyden çeviren ABD, 1 Martta tezkerenin reddiyle başaramadığı Karadeniz kuşatmasını, yine kendisinin paralı devrimle işbaşına getirdiği kukla Gürcü lider Saakaşvili sayesinde gerçekleştirdi.
Bir taşla iki kuş vurdu
SaakaŞvİlİyi de tıpkı kendisine işgal zemini yaratan Saddam ve Ladin gibi kullanarak Osetyaya saldırtıp Rusyayı savaşın içine çeken ABD, bu sayede hem Polonya ile füze savunma sistemi anlaşması yaptı hem de Karadenize savaş gemilerini soktu.
Büyük oyun devrede!
Iraka müdahale etmek için Saddam Hüseyini Kuveyte saldırtan ABD, Afganistanı işgal etmek için ise elleriyle beslediği El Kaide lideri Usame Bin Ladine ikiz kuleleri vurdurttu.
Aynı taktik Karadenize açılma projesi içinde kullanıldı. Reddedilen 1 Mart tezkeresi ve uyuşturucu ile mücadele bahanesiyle Karadenize açılma hayalleri suya düşen ABD, bu kez Saakaşviliye sarıldı.
Soros devrimiyle iktidara getirilen Gürcü lider, Osetyanın üzerine gönderilip Rusya savaşa çekildi. Hedefine ulaşan ABD ve NATO, insani yardım kılıfıyla gemilerini Karadenize gönderdi.
Kafkayada yaşanan gerilimin ardından müthiş bir tezgah çıktı. Gürcistan ve Rusya arasındaki savaş, ABDnin temellerini 1957 yılında attığı Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) bir adım daha öteye taşıdı. 1957 yılında hazırlanan Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi, SSCBnin dağılmasıyla birlikte Büyük Ortadoğu Projesi olarak devreye sokuldu. İlk etapta, Orta Doğu ve Kuzey Afrika yı kapsayan projenin adı yeniden Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Girişimi haline dönüştürülerek, Kafkaslar ve Orta Asya da hedef haline getirildi.
Saddamı kullandı astırdı
BOPun ilk adımı olarak, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin desteklendi ve Kuvetye saldırtıldı. Ülkeyi ve bölgeyi istikrarsızlaştıran ABD, zemini hazırladıktan sonra bölgeye müdahale etti. 1. ve 2. Körfez savaşlarının ardından Irak, BOPda öngörüldüğü gibi fiilen 3 parçaya bölündü, ABD ise Orta Doğuya bir daha çıkmamak üzere yerleşti. Washington kullandığı Saddam Hüseyini de bir bayram sabahı apar topar idam ettirdi.
Ladin hâlâ bulunamadı
Planın ikinci ayağı olan Afganistanda da benzer oyunlar sergilendi. Haber alma servisi CIA tarafından kurulduğu, korunduğu ve kollandığı iddia edilen El Kaide örgütü, 11 Eylül 2001de ABDde uçaklı saldırılar düzenledi. Çok sayıda insanın ölümüyle sonuçlanan olayın ardından, örgütün Afganistanda konuşlandığı öne sürülerek Kabil işgal edildi. Yüz binlerce insanın hayatına malolan saldırının ardından yıllar geçmesine rağmen, ne hikmetse örgüt lideri Usame Bin Ladine bir türlü ulaşılamadı. Harabeye dönen ülke hala işgal altında.
Karadeniz için ilk atak
Proje kapsamında Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistanda Yahudi spekülatör Sorosun paralarıyla renkli devrimler yapıp yandaşlarını iktidara getiren ABD, Karadenizde askeri varlık göstere bilmek için de çeşitli girişimlerde bulundu. Irakı işgal etmeden önce Türkiyeden üs isteyen ABDnin konuşlanmak istediği limanlar arasında Trabzon ve Samsun limanları da vardı. Ancak ABDnin talepleri doğrultusunda hazırlanan Irak Tezkeresi nin 1 Mart 2003te reddedilmesiyle birlikte Beyaz Sarayın Karadenize açılma umutları suya düştü.
Uyuşturucu bahanesi
Tezkerede umduğunu bulamayan ABD, daha sonra NATOyu devreye sokarak, terör, uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadele bahanesiyle Karadenize donanma göndermeye kalkıştı. Kendi ürettiği terörü bahane eden ABD, Akdeniz de NATO bünyesinde faaliyet gösteren Aktif Çaba Deniz Gücünün görev alanının Karadenizi de kapsayacak şekilde genişletilmesini gündeme getirdi. İlk olarak ABD Dışişleri Bakanlığı-Avrupa ve Avrasya sorumlusu Kurt Volke tarafından gündeme getirilen teklif, başta Rusya olmak üzere Karadenize kıyısı olan bazı ülkeler tarafından reddedildi.
Sorosçular destekledi, Rusya karşı çıktı
Ankara ve Moskova, bu mücadelenin Karadeniz ülkelerinin üyesi bulunduğu, Karadeniz Gücü -Blackseafor adlı teşkilatça yapılabileceğini ve ayrıca bir NATO girişimine gerek olmadığını dile getirerek tepki gösterdi. NATOnun yeni üyeleri Bulgaristan ve Romanya ile Soros parasıyla iktidar koltuğuna oturan Gürcistan ve Ukrayna yönetimi, ise ABDnin talebine sıcak baktı. Ancak, Türkiye ve Rusyanın içinde olmadığı bir Karadeniz projesinin ölü doğacağı göz önüne alınarak planlar rafa kaldırıldı. Boşa giden ikinci hamlenin ardından ABDnin gerçek niyetini ortaya koyan açıklamalar gelmişti. ABDnin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, tam da 10.Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezerin Rusya ziyaretine denk gelen bir zamanda açıklama yaparak, ülkesinin Karadenizde daimi donanma varlığı oluşturmak ve müttefiklerimizle çalışmak istediğini açıklamıştı.
Saakaşvili devrede
Karadenize açılmak için 2 girişimi de boşa çıkan ABD, çareyi bilindik taktiklere başvurmakta buldu. Soros devrimiyle iktidara getirdiği Mihail Saakaşvili yönetimini Güney Osetyaya karşı sürekli kışkırtarak Rusyayı rahatsız eden ABD, bölgede tansiyonu kontrollü olarak yükseltti. Gürcistan ise ABDnin telkinleri doğrultusunda, 7 Ağustos akşamı tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetyayı işal etti, Rusya da karşılık vererek Gürcistanı harabeye çevirdi. Washington işte bu tezgahın ardından Karadeniz konusundaki amaçlarına ulaştı. Rusyayı savaşa çekerek Gürcistanı yerle bir ettiren Beyaz Saray, insanı yardım bahanesiyle, Karadenize 2 askeri kargo gemisi, 2 donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gönderme kararı aldı. ABD aynı zamanda bunu bahane ederek Polonyayla füze kalkanı anlaşmasını imzaladı.
Savaş gemileri Boğazdan geçti
Türkiye ile ABD arasında yaşanan Möntrö krizinin çözümlenmesinin ardından Karadenizde sular yeniden ısındı. Dün, ABD, Almanya ve İspanya savaş gemileri sahil güvenlik botları da eşliğinden boğazlardan geçti. Polonyanın da Boğazlardan geçiş için bildirimde bulunduğu ifade edildi. Bugün ise ABDye ait tonajı düşük iki donanma gemisinin ve bir sahil güvenlik gemisinin Boğazlardan geçeceği vurgulandı.ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Robert Wood da Türkiyenin, Gürcistana insani yardım malzemeleri taşıyan 2 Amerikan donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gemisinin Karadenize geçişine onay verdiğini doğruladı. Öte yandan gemilerin boğuzdan geçişi sırasında kendilerini Yurtsever Cephesi olarak adlandıran bir grup ABDyi protesto etti.
Yakında Trabzon limanını isterlerİşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, ABD savaş gemilerinin boğazlardan geçilmemesi gerektiğini söyledi. İstanbulda bir basın açıklaması yapan Önsel, ABDnin, Kafkasya gerilimiyle Rusyayı test ettiğini öne süren Önsel şöyle devam etti: ABDnin Rusyayı kuşatma projesinde Boğazlar ve Karadeniz tayin edici önemdedir. Bir yolunu bulup Montrö delinmelidir. Gemilerin tonajı düşürülür, ve yanlarına ABDnin savaş gemileri katılarak Karadenize çıkılır. İşte ABDnin yaptığı da budur. ABD Montröye uyacağım diyerek Montröyü delmektedir. Montrönün özünü iğdiş ederek, şeklen uyuyor görünerek Kafkasyaya yapacağı yığınağın engellerini aşıyor. Sonuç olarak ABD Kafkasyadaki hakimiyet mücadelesine Tayyipler aracılığıyla Türkiyeyi de sürüklüyor. İnsani yardım mavallarıyla kimseyi kandıramazsınız. Montrönün bu delinişi büyük gelişmelere gebedir. Rusya bu durumu savaş nedeni olarak ilan etmiştir. Yakında Trabzon limanında ABD gemilerinin mevzilenmesi gündeme gelecektir. diyen Önsel ABDnin Orta Asyanın derinliklerine girme stratejisi güttüğünü dile getirdi.
ABDden peşmergeye: Arkanızdayız!
Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, ülkesinin Kürtlere sırtını dönmeyeceğini öne sürdü. Peşmerge reisi Barzaninin Kurdistan TVsine konuşan küstah Büyükelçi, Irakın özgürleştirilmesisüreci başlamadan önce ABDnin, Kürdistanolarak nitelendirdiği Kuzey Iraktaki Kürtleri desteklediğini söyledi. ABD Büyükelçisi, Amerika geçmişte olduğu gibi gelecekte de, Kürdistana yönelik desteğini sürdürecek ve hiçbir şekilde de desteğini kesmeyecektir dedi. Büyükelçi, ABDnin Kuzey Iraka yönelik desteğini kestiği yönündeki haberleri de yalanladı.
Erbile yabancı çıkarması
Öte yandan Erbilde düzenlenen Kuzey Vilayetleri Ekonomi Konferansıbaşladı. Bölgesel Kürt yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani başkanlığındaki konferansa, ABDnin Bağdat Büyükelçisi ve çok sayıda üst düzey yetkili de katıldı. Başbakan Neçirvan Barzani, Kürt Bölgesi ile Bağdat arasındaki ilişkilerin tarihi gelişimini ve günümüzdeki boyutlarını anlatırken Iraktaki Kürt, Arap, Türkmen ve diğer oluşumların geçmişte acılara uğradığını ancak, şimdi iyi bir gelecek için fırsat doğduğunu, birlikte iyi bir gelecek inşa edileceğini söyledi.
