Büyük Oyun!..

Genel & Güncel Konular

Büyük Oyun!..

İletigönderen tuba » Cum Ağu 22, 2008 15:35


Irak’ı işgal için Saddam’ı kullanan, Afganistan’a Ladin’le çöreklenen ABD, Karadeniz kilidini ise Saakaşvili’yle açtı

Kuşatma harekatı
İŞgal ettiği Irak’ı bölüp, kukla Kürdistan devleti kurarak Türkiye’yi güneyden çeviren ABD, 1 Mart’ta tezkerenin reddiyle başaramadığı Karadeniz kuşatmasını, yine kendisinin paralı devrimle işbaşına getirdiği kukla Gürcü lider Saakaşvili sayesinde gerçekleştirdi.

Bir taşla iki kuş vurdu
SaakaŞvİlİ’yi de tıpkı kendisine “işgal” zemini yaratan Saddam ve Ladin gibi kullanarak Osetya’ya saldırtıp Rusya’yı savaşın içine çeken ABD, bu sayede hem Polonya ile füze savunma sistemi anlaşması yaptı hem de Karadeniz’e savaş gemilerini soktu.

Büyük oyun devrede!
Irak’a müdahale etmek için Saddam Hüseyin’i Kuveyt’e saldırtan ABD, Afganistan’ı işgal etmek için ise elleriyle beslediği El Kaide lideri Usame Bin Ladin’e ikiz kuleleri vurdurttu.

Aynı taktik Karadeniz’e açılma projesi içinde kullanıldı. Reddedilen 1 Mart tezkeresi ve uyuşturucu ile mücadele bahanesiyle Karadeniz’e açılma hayalleri suya düşen ABD, bu kez Saakaşvili’ye sarıldı.

Soros devrimiyle iktidara getirilen Gürcü lider, Osetya’nın üzerine gönderilip Rusya savaşa çekildi. Hedefine ulaşan ABD ve NATO, insani yardım kılıfıyla gemilerini Karadeniz’e gönderdi.


Kafkaya’da yaşanan gerilimin ardından müthiş bir tezgah çıktı. Gürcistan ve Rusya arasındaki savaş, ABD’nin temellerini 1957 yılında attığı Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) bir adım daha öteye taşıdı. 1957 yılında hazırlanan “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi”, SSCB’nin dağılmasıyla birlikte “Büyük Ortadoğu Projesi” olarak devreye sokuldu. İlk etapta, “Orta Doğu ve Kuzey Afrika” yı kapsayan projenin adı yeniden “Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Girişimi” haline dönüştürülerek, Kafkaslar ve Orta Asya da hedef haline getirildi.

Saddam’ı kullandı astırdı
BOP’un ilk adımı olarak, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin desteklendi ve Kuvety’e saldırtıldı. Ülkeyi ve bölgeyi istikrarsızlaştıran ABD, zemini hazırladıktan sonra bölgeye müdahale etti. 1. ve 2. Körfez savaşlarının ardından Irak, BOP’da öngörüldüğü gibi fiilen 3 parçaya bölündü, ABD ise Orta Doğu’ya bir daha çıkmamak üzere yerleşti. Washington kullandığı Saddam Hüseyin’i de bir bayram sabahı apar topar idam ettirdi.

Ladin hâlâ bulunamadı
Planın ikinci ayağı olan Afganistan’da da benzer oyunlar sergilendi. Haber alma servisi CIA tarafından kurulduğu, korunduğu ve kollandığı iddia edilen El Kaide örgütü, 11 Eylül 2001’de ABD’de uçaklı saldırılar düzenledi. Çok sayıda insanın ölümüyle sonuçlanan olayın ardından, örgütün Afganistan’da konuşlandığı öne sürülerek Kabil işgal edildi. Yüz binlerce insanın hayatına malolan saldırının ardından yıllar geçmesine rağmen, ne hikmetse örgüt lideri Usame Bin Ladin’e bir türlü ulaşılamadı. Harabeye dönen ülke hala işgal altında.

Karadeniz için ilk atak
Proje kapsamında Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da Yahudi spekülatör Soros’un paralarıyla “renkli devrimler” yapıp yandaşlarını iktidara getiren ABD, Karadeniz’de askeri varlık göstere bilmek için de çeşitli girişimlerde bulundu. Irak’ı işgal etmeden önce Türkiye’den üs isteyen ABD’nin konuşlanmak istediği limanlar arasında Trabzon ve Samsun limanları da vardı. Ancak ABD’nin talepleri doğrultusunda hazırlanan “Irak Tezkeresi” nin 1 Mart 2003’te reddedilmesiyle birlikte Beyaz Saray’ın Karadeniz’e açılma umutları suya düştü.

Uyuşturucu bahanesi
Tezkerede umduğunu bulamayan ABD, daha sonra NATO’yu devreye sokarak, terör, uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadele bahanesiyle Karadeniz’e donanma göndermeye kalkıştı. Kendi ürettiği terörü bahane eden ABD, “Akdeniz” de NATO bünyesinde faaliyet gösteren Aktif Çaba Deniz Gücü’nün görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesini gündeme getirdi. İlk olarak ABD Dışişleri Bakanlığı-Avrupa ve Avrasya sorumlusu Kurt Volke tarafından gündeme getirilen teklif, başta Rusya olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan bazı ülkeler tarafından reddedildi.

Sorosçular destekledi, Rusya karşı çıktı
Ankara ve Moskova, bu mücadelenin Karadeniz ülkelerinin üyesi bulunduğu, “Karadeniz Gücü -Blackseafor” adlı teşkilatça yapılabileceğini ve ayrıca bir NATO girişimine gerek olmadığını dile getirerek tepki gösterdi. NATO’nun yeni üyeleri Bulgaristan ve Romanya ile Soros parasıyla iktidar koltuğuna oturan Gürcistan ve Ukrayna yönetimi, ise ABD’nin talebine sıcak baktı. Ancak, Türkiye ve Rusya’nın içinde olmadığı bir Karadeniz projesinin ölü doğacağı göz önüne alınarak planlar rafa kaldırıldı. Boşa giden ikinci hamlenin ardından ABD’nin gerçek niyetini ortaya koyan açıklamalar gelmişti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, tam da 10.Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in Rusya ziyaretine denk gelen bir zamanda açıklama yaparak, ülkesinin Karadeniz’de daimi donanma varlığı oluşturmak ve müttefiklerimizle çalışmak istediğini açıklamıştı.

Saakaşvili devrede
Karadeniz’e açılmak için 2 girişimi de boşa çıkan ABD, çareyi bilindik taktiklere başvurmakta buldu. Soros devrimiyle iktidara getirdiği Mihail Saakaşvili yönetimini Güney Osetya’ya karşı sürekli kışkırtarak Rusya’yı rahatsız eden ABD, bölgede tansiyonu kontrollü olarak yükseltti. Gürcistan ise ABD’nin telkinleri doğrultusunda, 7 Ağustos akşamı tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’yı işal etti, Rusya da karşılık vererek Gürcistan’ı harabeye çevirdi. Washington işte bu tezgahın ardından Karadeniz konusundaki amaçlarına ulaştı. Rusya’yı savaşa çekerek Gürcistan’ı yerle bir ettiren Beyaz Saray, insanı yardım bahanesiyle, Karadeniz’e 2 askeri kargo gemisi, 2 donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gönderme kararı aldı. ABD aynı zamanda bunu bahane ederek Polonya’yla füze kalkanı anlaşmasını imzaladı.

Savaş gemileri Boğaz’dan geçti
Türkiye ile ABD arasında yaşanan Möntrö krizinin çözümlenmesinin ardından Karadeniz’de sular yeniden ısındı. Dün, ABD, Almanya ve İspanya savaş gemileri sahil güvenlik botları da eşliğinden boğazlardan geçti. Polonya’nın da Boğazlar’dan geçiş için bildirimde bulunduğu ifade edildi. Bugün ise ABD’ye ait tonajı düşük iki donanma gemisinin ve bir sahil güvenlik gemisinin Boğazlar’dan geçeceği vurgulandı.ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Robert Wood da Türkiye’nin, Gürcistan’a insani yardım malzemeleri taşıyan 2 Amerikan donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gemisinin Karadeniz’e geçişine onay verdiğini doğruladı. Öte yandan gemilerin boğuzdan geçişi sırasında kendilerini “Yurtsever Cephesi” olarak adlandıran bir grup ABD’yi protesto etti.

Yakında Trabzon limanını isterlerİşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, ABD savaş gemilerinin boğazlardan geçilmemesi gerektiğini söyledi. İstanbul’da bir basın açıklaması yapan Önsel, ABD’nin, Kafkasya gerilimiyle Rusya’yı test ettiğini öne süren Önsel şöyle devam etti: “ ABD’nin Rusya’yı kuşatma projesinde Boğazlar ve Karadeniz tayin edici önemdedir. Bir yolunu bulup Montrö delinmelidir. Gemilerin tonajı düşürülür, ve yanlarına ABD’nin savaş gemileri katılarak Karadeniz’e çıkılır. İşte ABD’nin yaptığı da budur. ABD Montrö’ye uyacağım diyerek Montrö’yü delmektedir. Montrö’nün özünü iğdiş ederek, şeklen uyuyor görünerek Kafkasya’ya yapacağı yığınağın engellerini aşıyor. Sonuç olarak ABD Kafkasya’daki hakimiyet mücadelesine Tayyip’ler aracılığıyla Türkiye’yi de sürüklüyor. İnsani yardım mavallarıyla kimseyi kandıramazsınız. Montrö’nün bu delinişi büyük gelişmelere gebedir. Rusya bu durumu savaş nedeni olarak ilan etmiştir.” “Yakında Trabzon limanında ABD gemilerinin mevzilenmesi gündeme gelecektir.” diyen Önsel ABD’nin Orta Asya’nın derinliklerine girme stratejisi güttüğünü dile getirdi.

ABD’den peşmergeye: Arkanızdayız!
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, ülkesinin Kürtler’e sırtını dönmeyeceğini öne sürdü. Peşmerge reisi Barzani’nin ’Kurdistan TV’sine konuşan küstah Büyükelçi, ’Irak’ın özgürleştirilmesi’süreci başlamadan önce ABD’nin, ’Kürdistan’olarak nitelendirdiği Kuzey Irak’taki Kürtler’i desteklediğini söyledi. ABD Büyükelçisi, “Amerika geçmişte olduğu gibi gelecekte de, Kürdistan’a yönelik desteğini sürdürecek ve hiçbir şekilde de desteğini kesmeyecektir” dedi. Büyükelçi, ABD’nin Kuzey Irak’a yönelik desteğini kestiği yönündeki haberleri de yalanladı.

Erbil’e yabancı çıkarması
Öte yandan Erbil’de düzenlenen ’Kuzey Vilayetleri Ekonomi Konferansı’başladı. Bölgesel Kürt yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani başkanlığındaki konferansa, ABD’nin Bağdat Büyükelçisi ve çok sayıda üst düzey yetkili de katıldı. Başbakan Neçirvan Barzani, Kürt Bölgesi ile Bağdat arasındaki ilişkilerin tarihi gelişimini ve günümüzdeki boyutlarını anlatırken Irak’taki Kürt, Arap, Türkmen ve diğer oluşumların geçmişte acılara uğradığını ancak, şimdi iyi bir gelecek için fırsat doğduğunu, birlikte iyi bir gelecek inşa edileceğini söyledi.


Resim
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Re: Büyük Oyun!..

İletigönderen kaye » Cum Ağu 22, 2008 16:03

tuba yazdı:Büyük oyun devrede!
Irak’a müdahale etmek için Saddam Hüseyin’i Kuveyt’e saldırtan ABD, Afganistan’ı işgal etmek için ise elleriyle beslediği El Kaide lideri Usame Bin Ladin’e ikiz kuleleri vurdurttu.

ABD bu taktiği hep yapıyor ki zaten. II. Dünya Savaşı'na gidelim, ABD bu savaşa nasıl müdahil oldu!! Hangi gerekçelerle atom bombalarının testini Hiroşima ve Nagasaki'de yaptı??
Sizce, dönemine göre teknolojide ileri seviyede bir ülke, kamikaze saldırılarını haber alamadı, engelleyemedi!!
İnandık...


Resim
Japon saldırısı sonucu inflak eden USS Shaw...


Resim
Pearl Harbor'da yanan USS Arizona gemisi...


Resim
Wheeler Field'den yanan hangar ve uçaklar...
Daha fazla resim için bakınız

7 Aralık 1941, şafaktan kısa bir süre sonra japon savaş uçakları Amerikanın en önemli üslerinden olan Hawaii üssüne bütün kuvvetleri ile saldırıya geçti. Tam iki saat içerisinde 18 savaş gemisi, 200e yakın savaş uçağı ve 2403 amerikan askeri yokedildi.
Ertesi gün başkan Roosevelt olağanüstü kongreye saldırı gününü rezalet günü olarak niteleyen bir konuşma yaptı ve bu konuşma neticesinde kongre savaş kararı alarak bütün yetkileri başkana verdi.

Ya, tüm dünya amerikayı tanıdı da, bir bizim şeyhin kelebekleri tanıyamadı, çok yazık...

...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen rafet » Cum Ağu 22, 2008 21:06

ABD buyuk bir yanilgiya dusebilir, o da karsisinda Sovyet Rusya oldugu yanilgisidir.
Sovyetler Birligi doneminde elimizdekini koruyacagiz diye Sovyet yoneticileri hep geri
adim atan politikalar izlediler.Bir adim attilar, ABD sert cikinca hemen geri cekildiler.
Bugun Kuba devleti bagimsizligini korumussa Sovyetlerin yardimlarindan ziyade
Kuba Halkinin sahiplenmesinden, sonuna kadar Castro'nun yaninda yer almasindandir.
Yoksa Sovyetlere kalsaydi coktan ABD oraya girer, darmadagin ederdi.

Sovyet sonrasi Rusya devleti kapitalist bir devlet olarak, kendisinden kopartilan devletlere
hep dusmanlikla bakacaktir, eline firsat gecince de bunlarin en azindan Rus ittifaki
icinde kalmasi icin elinden geleni yapacaktir.

ABD bunu degerlendiremez de hep Sovyetler donemini, o donemin politikalarini kendine
rehber olarak alirsa bunun sonucu bolgesel savaslardan dunya savasina kadar da gidebilir.

Rusya'nin Gurcistan'a girmesi iyi bir uyari olmasi gerekirdi, ama Amerikalilar tam anlamamis
gibiler ya da savaslardan cekinmiyorlar.

ABD imparatolrlugu her imparatorluk gibi batacak da, batarken dunyayi da pesinden
suruklemez insallah.
Kullanıcı küçük betizi
rafet
Üye
Üye
 
İletiler: 185
Kayıt: Sal Kas 06, 2007 2:07


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x