Büyük Taarruza Kimler Muhalefet Etti

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

Büyük Taarruza Kimler Muhalefet Etti

İletigönderen Türk-Kan » Prş Ağu 30, 2007 20:56

Büyük Taarruza Kimler Muhalefet Etti



Milli Mücadelenin gün yüzüne pek çıkmamış konuşulmayan tarafları vardır. 30 Ağustos 1922'deki "Büyük Zafer Taarruzuna" kimlerin karşı geldiğini, kimlerin planlara muhalefet ettiğini yazacağım.

İlk Meclis, yasama ve yürütme (tesrî ve icraî) yetkilerine sahip ve bu yetkiler ile görev yapmıştır. Bu yetkilerle Meclis'te 1922 yılının Mart ve Temmuz ayları arasındaki dört ay süre sıkıntılı ve kriz ile geçmiştir. Bu dönemde çıkarılan "Başkumandanlık Kanunu"nun seyri incelendiğinde, bu kanunun üç ay daha uzatılması için ilk dönemler gerekli oyu alamamış; "Sarih hakkımızı vermeyiz. Bu bir gasbtır. Tahammül edemeyiz" itirazlarının yükseldiği mecliste çetin, sert konuşmaların ve münakaşaların yaşandığı gözlenmektedir.

Bu münakaşaların yaşandığı oturumlardan (celse) birinde, Afyonkarahisar milletvekili Mehmed Şükrü Bey oturumun açık yapılması teklif etmiş ve o işgal altındaki günlerde Meclis müzakerelerinin düşman tarafından duyulmasındaki sakıncasına istinaden müzakere gizli olarak yapılmıştır.

5/6 Mayıs 1922 günlerindeki müzakerelerde, Hüseyin Avni (Ulaş) Bey'in Başkumandanlık yetkilerini Meclis'in çalışmalarından ayrılması konusunda yaptığı konuşmada: "Bu hareketimizle milleti tarih huzurunda rezil ediyoruz. Miskinlik gösteriyoruz. Vazife şahıslarla olmaz. Şahıslar yoktur, Millet vardır." demesi üzerine, Mustafa Kemal Paşa söz ister.

Mustafa Kemal Paşa; "Gerçi asil olan millettir, heyeti içtimaiyedir. Onun da umumî iradesi Meclislerde tecelli eder. Fakat fertler de vardır. Meclis, memleket ve devlet işlerini fertlerle, şahıslarla yapmaktadır. Hakikati, manasız nazariyelerle inkara mahal yoktur." "Şu dakikada ordu kumandansızdır. Eğer ben orduya kumanda etmekte devam ediyorsam, gayri kanunî kumanda ediyorum. Meclis'te tecelli eden rey'e göre, derhal kumandadan uzaklaşmak isterdim ve başkumandanlığımın hitam (son) bulduğunu hükümete tebliğ ettim. Fakat gayri kabili telafi bir fenalığa meydan bırakmamak mecburiyeti karsısında bulundum. Düşman karşısında bulunan ordumuz başsız bırakılamazdı. Binaenaleyh, bırakmadım, bırakamam, ve bırakamayacağım" demiştir.

Mustafa Kemal'in bu şekilde milletvekillerinin karşısına dikilmesi, direnişi, münakaşalar daha da sertleştirmişse de, Meclis'in o kabul etmeyen ve muhalifleri mücadele edilerek 6 Mayıs gününün gece yarısında yapılan oylamada 11 ret, 15 çekimser, 177 kabul oyu ile Başkumandanlık Kanunu üç ay daha uzatılmıştır. Daha sonra bu üç ay kaydı süresiz olarak kabul edilmiş ve 30 Ağustos Zaferi, bu karardan otuz yedi gün sonra kazanılmıştır. (30 Ağustos Zaferini; öncesi ve sonrası ile Mustafa Kemal Atatürk, Nutkun'da bütün evreleri ile anlatmıştır.)

********

30 Ağustos harekatı planına katılanlar: Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'dır. Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Garb Cephesi Kumandan İsmet (İnönü), Birinci Ordu Kumandanı Nureddin, İkinci Ordu Kumandanı Yakup Sevki (Subaşı) Paşa, Garb Cephesi Kurmay Başkanı olan Asım Gündüz Paşa, Fahreddin Altay, İzzeddin Çalışlar, Şükrü Naili, Kemaleddin Sami, Hüseyin Hüsnü Erkilet, Kazım İnanç, Naci Tınaz, Kazım Orbay, Salih Omurtak, Naci Eldeniz, Asır Atlı, Deli Halid Paşa, Abdurrahman Nafiz Gürman, Halid Akmansu, Halis Bıyıktay gibi muhtelif rütbedeki askeri erkan vardır.

********

30 Ağustos zaferi öncesinde birde cephedeki muhalifler vardır:
Büyük Taarruz öncesinde İsmet Paşa, iki ordunun birlikte hücuma kalkmasını "risk" olarak değerlendiriyordu. İsmet Paşa'nın Kurmay Başkanı olan Asım Gündüz ise farklı düşünüyordu. Mustafa Kemal Paşa gelmeden taarruz emrinin bir karalama taslağını hazırlayan Asım Paşa ile İsmet Paşa arasında en büyük ihtilaf çıktı.

Başkumandan Mustafa Kemal Paşa ve diğer komutanlar 28 Temmuz 1922'de Akşehir'de buluşmuşlar ve aslında bir paravan olan bir futbol maçı düzenlenmişti. Geceleri toplantılar aralıksız sürmüştü. 30 Ağustos'taki büyük taarruza İsmet İnönü, ikinci Ordu Kumandanı Yakup Sevki Paşa tamamen, Birinci Ordu Kumandanı Nureddin Pasa kısmen, Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) ise bazı temel noktalarda karşı çıkmış ve bu anlaşmazlık kimi zaman had safhayı bulmuştu.


(**) Akşam olmuştu. Başkumandan odama girdi: "Hazır mısın Asım?" dedi. Ben de söyleyeceklerimi en sona bırakarak İsmet Paşa'nın arzuladığı şekilde, İkinci Ordu'nun 25 Ağustos'ta taarruz etmesi dahil, planımızı izaha başladım. Başkomutan hemen müdahale etti: "Olmaz öyle şey...Taarruzu iki ordu, aynı günde yapacak, devam ediniz!..." Bana fikrinde o kadar ısrar eden İsmet Paşa tek kelime söylemedi. Huzura kavuşmuştum. Nitekim daha sonra öğrendim ki Fahrettin Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya durumu anlatmış ve ikaz etmişti. Olup bitenleri sezen İsmet Paşa, bu hareketimizi ömrü boyunca unutmadı. (**)


Mustafa Kemal Paşa, toplantılar sonrası genel taarruz için bütün hazırlıkların tamamlanmasını emretti ve planın ana hatlarını da dikte ettirdi. Plan, İkinci Ordu ile düşmanın 2. ve 3. kolordularını ve 1. kolordunun Akarçay kuzeyindeki birliklerini tutmak, Eskişehir-Afyon irtibatını kesmek, eğer düşman taarruza geçerse oynak bir savunma ile Güney'de kesin sonuç alınıncaya kadar düşmanı oyalamak, Birinci Ordu ile Akarçay-Toklu sivrisi bölgesinden kesin neticeli bir taarruzla düşmanı kuzeye atıp kuşatarak yok etmekti. Süvari kolordusu da Yunanlıların boş bıraktığı Ahır dağları geçitlerinden girerek, düşmanın gerideki birlikleriyle irtibatını kesecek ve arkadan hücumla onu yıpratacaktı.

Büyük taarruzdan sonra, Eşme sırtlarında, o unutulmaz emri "Ordular!.. İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri"


M. Şükrü ŞEKER


(**) Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım GÜNDÜZ'ün Hatıraları (Syf: 151, 152)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen MedceziR » Pzt Eyl 03, 2007 12:38

Paylaşım için sağol abla...
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...


Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x