Büyük yalan Büyük İhanet 2 (Ermeni iddiaları)

Büyük yalan Büyük İhanet 2 (Ermeni iddiaları)

İletigönderen Otopsi » Pzr Nis 05, 2009 18:13

Büyük yalan BÜYÜK İHANET 2

Ermenilerin altın çağı: TANZİMAT VE SONRASI
Türkler vatan için cephede Ermeniler iş ve güçlerinde

1856 Islahat Fermanı’nın 7.maddesi, Osmanlı Devleti vatandaşı
gayrimüslimlerin “cemaat” işlerinin, “ruhanî ve cismanî aza”dan oluşan
“Meclisler”ce yürütülmesini ve sonuçlandırılmasını öngörecektir... Bu durumun ne anlama geldiğini daha iyi anlayabilmek için Osmanlı Devleti vatandaşı olan Türkler’e böyle bir hakkın tanınmamış olduğunu bilmek gerekir...

1839’da ilan edilen Tanzimat’la birlikte tüm Osmanlı gayrımüslimleri için olduğu gibi Ermeniler’in de dünkü bölümde belirtilen “fiilî” durumları, “hukukî” alanda da tam bir güvenceye kavuşacaktır. Ayrıca, Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin gözünde “tebaa-i sadıka”, yani sadık uyruklar olduklarından onlara ayrıca haklar ve ayrıcalıklar da tanınacaktır. Öte yandan, 1856 Islahat Fermanı’nın 7.maddesi, Osmanlı Devleti vatandaşı gayrimüslimlerin “cemaat” işlerini, “ruhanî ve cismanî aza” dan oluşan “Meclisler” ce yürütülmesini ve sonuçlandırılmasını öngörecektir.


Büyük ayrıcalık
Bu, Osmanlı Ermenileri için, Osmanlı devlet düzeni içinde ve devlet düzeninin yanı başında ayrı bir örgütlenmeye gidebilmeleri demekti. Bu durumun ne anlama geldiğini daha iyi anlayabilmek için Osmanlı Devleti vatandaşı olan Türkler’e böyle bir hakkın tanınmamış olduğunu bilmek gerekir. Başka bir deyişle, Türkler’in devlete karşı haklarını koruyacak bir meclisi, bir örgütü bulunmazken, bir Ermeni için durum bütünüyle tersinedir. Bu, aynı zamanda, hak ve özgürlükler açısından, Ermeniler’in Türkler’e göre ayrıcalıklı ve çok daha güvenceli olmaları demekti.
Kaldı ki, Osmanlı gayrimüslimleri askerlik görevinden bağışık bulunuyorlardı. Bu nedenle de dört bir cephede savaşan devlete canları ve kanları ile hizmet edenler yalnız Türkler’di. Bunun ne anlama geldiğini II.Abdülhamit şöyle belirtmiştir:
“Osmanlı Devleti, askerî kuvvetleri Rumeli ve Arabistan’da birkaç yer müstesna olmak üzere Anadolu ahalisinden, daha doğrusu dört beş milyon nüfusun içinden almaktadır. Bu hal pek az daha devam ederse askerî ihtiyaçlarımızı asla karşılayamayan bu nüfus askerlik sikleti [ağırlığı/yükü] altında bütün bütün ezilip hükümetin her hususta dayanağı olan Anadolu kıtasının İslâm unsuru, başka bir sebebe hacet kalmaksızın yalnız bu sebeple mahvolarak harp halinde, devlet asker bulamayacaktır.” Enver Ziya Karal: Osmanlı Tarihi; C.VIII, T.T.K.yyn., 1962, s.494)
1856 Fermanı, askerlik konusunda Ermeniler ve öteki gayrimüslim Osmanlı vatandaşları için bir “yenilik” içeriyordu. Ferman’ın 23.maddesine göre, bunların orduda “suret-i istihdamları” için yeni bir düzenleme yapılacaktı. Sonunda gayrimüslimlerin fiilen askerlik yapmamaları, buna karşılık bir bedel ödemeleri kararlaştırılacaktı. Ancak, bu bedel de onlardan alınamayacaktır. Bu durum karşısında Namık Kemal şöyle demiş bulunuyor:

Namık Kemal diyor ki
“Devlet Hıristiyanların her türlü hukuk-i politiyelerini [siyasal haklarını] temin etti; fazla olarak bir cüzi bedel mukabilinde vatan-ı müşterek uğruna kan dökmekten kendilerini hıfzeylemektedirler [korumaktadırlar / sakınmaktadırlar]. Her ne şikâyetleri olsa inikas-ı mehibi [gürültüyle yankılanması] Avrupa’nın her köşesinden işitiliyor. Mebusan Meclisine numüne olacak meclisleri ve sefaret hükmünü verir patrikhaneleri var. Buna mukabil biz neye malikiz? ..... Vatan yolunda tüfek taşımak istemezler de ordu müşürü [mareşali] olmayı arzu ederler.” (Mithat Cemal Kuntay: Namık Kemal Devrinin İnsanları Ve Olayları Arasında; M.E.B.yyn., İstanbul, 1944, C.I, s.185-186)
Meclis karşıydı...
Mebusan Meclisi’nde 3 Ocak 1978’de Aydın mebusu Yenişehirlizâde Ahmet Efendi ise şöyle diyordu:
“..... madem ki vatandaş diyoruz, bu mülkün [memleketin] selâmeti için onlar da hizmet etsinler. Bu mülkte biz yalnız yaşamayacağız. Onlar da yaşayacak. Onlar da müstefit olacak [yararlanacak]. Şimdi bedelat-ı askeriye [askerlik bedeli] olarak bir seneden beri hiçbir şey alamadık.” (Hakkı Tarık Us: Meclis-i Mebusan İnikadları - Zabıtlar; İstanbul, 1945, C.II, s.66)

2. Abdülhamit’e tahttan indirilişi tebliğ ediliyor

II.Abdülhamit’in tahttan indirildiğini dört kişilik bir heyet kendisine bildirmiştir. Bu heyette yer alan kişiler şunlardı: Arif Hikmet Paşa, Esat Paşa (Arnavut), Emanuel Karasu Efendi (Yahudi) ve Aram Efendi (Ermeni).

DEVLET, ERMENİLER’E EMANET
1876 Anayasası gereğince kurulan Mebusan Meclisi’nin ikinci başkanı Ermeni Ohannes Efendi idi. Mithat Paşa’nın en yakın çalışma arkadaşı olarak kâtibi Kılıçyan Efendi’yi görüyoruz.
II.Abdülhamit döneminde Boğos Bey, Saray muhasibi ve Darphane müdürüdür. Diran Bey, Maksutzâde Simon Bey ve Agop Efendi, Saray’ın satın alma işlerinden sorumludurlar.
Devlet örgütünde kaymakamlık ve malmüdürlüğü gibi görevler çoğunlukla Ermeniler’in elindedir. Derviş Onnikyan Efendi, Yozgat’ın Madenilçesi kaymakamıdır.
Osmanlı Dışişlerinde ise Ermeniler yoğun bir biçim Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı kayıtlarına göre bu Ermeniler şunlardır (adlarının yanındaki yıllar, göreve atandıkları tarihi göstermektedir):
BERLİN: Şarl Davut Efendi (Maslahatgüzar) - 1840, Karabet Artin Davutoğlu Bey (Maslahatgüzar) - 1848
BRÜKSEL: Diran Bey (Maslahatgüzar) - 1857, Mihran Kavafyan Efendi (Elçilik müsteşarı) - 1907, PARİS: Odiyan Efendi (Özel görev) - 1876
ROMA: Serkis Efendi (Ortaelçi) - 1872 LA HAYE: Hovsep Misakyan Efendi (Elçi) - 1900,
MESİNA: Hırant Düz Bey (Konsolos) - 1900
NİS VE TULON: Mihran Kavafyan Efendi (Genel konsolos) - 1900
OZİÇE: Ohannes Magikyan Efendi (Konsolos yardımcısı) - 1900
Öte yandan, Artin Dadyan Paşa, 1890’da Hariciye Nezareti Müsteşarlığına getirilmiştir.
II.Abdülhamit döneminde Hariciye Nezaretinde görev yapan öteki Ermeniler’den adlarını saptayabildiklerim ise şu kişilerdir: Ohannes Aprahamyan, Harutyan Markaryan, Hovsep Azaryan, Serkis Balyan, Dikran Hünkar Beğendiyan, Levon Bey Yeremyan, Diran Bey Dadyan, Minas Veram, Mıgırdıç Eremyan, Ohannes Nafilyan, Hırant Bey Noradunkyan.
Tarihsel bir ibret olgusu da, Balkan Savaşları sırasında, Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) olan kişinin Gabriyel Noradunkyon Efendi olmasıdır. Bu Ermeni, Lozan’da toplanan Barış Konferansı’na, Türkiye’ye karşı Ermeni toprak v.b. isteklerini bildirmek üzere gelen Ermeni heyetinin başkanı olarak karşımıza çıkacaktır!...

Mebus Pastırmacıyan’ın ihaneti


Bir başka ilginç olay da, Van, Ruslar tarafından işgal edildiğinde onlarla işbirliği yapan Ermeni Gönüllü Çeteleri’nin reisleri Pastırmacıyan ve Papazyan adlı Ermeniler’di. Ne var ki, bu iki Ermeni de Osmanlı Mebusan Meclisi’nin üyeleriydi! Osmanlı Devleti’nin mebusları, bugünkü deyişle milletvekilleriydi!...Bu noktada insan tarih tekerrür mü ediyor diye sormadan edemiyor...

Ermeniler Galatasaray Sultanisi’nde
Engelhardt, gözlemlerine dayanarak kaleme aldığı “Tanzimat” adlı kitabında Galatasaray Sultanisi’nin ilk yıllarında öğrencilerin etnik dağılımının şöyle olduğunu bildirir:
Görüldüğü gibi Ermeni öğrenciler tüm Osmanlı gayrimüslimleri arasında en büyük gurubu oluşturmaktadır.
Bir dönem için bu okulun müdürlüğünü yapmış olan Ali Suavi ise, padişaha sunduğu raporunda, Ermeni öğrencilerin yarısının okul ücretlerinin devletçe karşılandığı belirtmektedir.



Basında Ermeniler
Elİmİzde 1876 yılı itibarı ile İstanbul’da yayınlanan gazeteler için şu bilgiler bulunuyor: Yayınlanan toplan gazete sayısı 47’dir. Bunların 9’u Ermenice, 9’u Rumca, 7’si Fransızca, 3’ü Bulgarca, 2’si İngilizce, 2’si İbranica, 1’i Almanca ve 1’de Arapça yayınlanıyordu. Osmanlıca (Türkçe) yayınlanan gazete sayısı ise yalnız 7 idi. (Ahmet Emin Yalman: The Development of Modern Turkey as Measured by its Pres; New York, 1914, s.41) Açıkça görüleceği üzere İstanbul bakımından Ermeniler basın alanında da Rumlar ile birlikte en ön sırada yer alıyordu. Devletin 20 milyona yaklaşan Türk nüfusuna karşılık Ermeniler’in 2 milyon dolayında nüfusları olduğu
düşünüldüğünde, Osmanlıca 7 gazeteye karşılık Ermenice 9 gazetesinin yayınlanmakta olması, Ermeniler’in devlet içindeki etkin konumlarını göstermesi bakımından ilginç olsa gerektir.
Buna ek olarak, Pars Tuğlacı (Parsen Tuğlacıyan), 1839-1922 yılları arasında Osmanlı Devleti sınırları içinde Ermeniler’in toplam olarak 887 Ermenice ya da Ermeni abecesi ile basılmış Osmanlıca gazete ve dergi yayınladıkları ve bunların nerelerde basılmış oldukları ortaya koymuş bulunmaktadır. (Pars Tuğlacı: 200.Yıldönümünde Türkiye’de Ermeni Basının Dünü Ve Bugünü “; Toplumsal Tarih Dergisi, C.XXII, sayı 132, s.39)

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=14712
Kullanıcı küçük betizi
Otopsi
Üye
Üye
 
İletiler: 251
Kayıt: Sal Ağu 12, 2008 13:55

Şu dizine dön: Büyük Yalan Büyük İhanet

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x