Çabuk olun!

Çabuk olun!

İletigönderen sessiz sedasız » Cmt Ara 26, 2009 12:33

Çabuk olun!

Telefonları dinlemek bir suç takibi yöntemi midir, yoksa devlet terörü ile varılacak bir amacın aracı mı?

Artık şüphe çizgisini aştı; iktidar en vazgeçilmez insan haklarından birini paspas gibi çiğneyerek hızla “polis devleti” hedefine yürüyor.

Yargı bu gerçeği işin başında göremedi. Hatta yürütme organından geldiğine bakarak bu talepleri insan hakları terazisinde tartmadan karşılamayı görev saydı.

Rezalet öyle bir yere vardı ki, yargı mensuplarından kendi meslektaşlarının hukukunu çiğneyen kararlar vermeleri istendi.

“Kanuna uygun her şey hukuka uygun olmuyor. Hukuk, temel hak ve özgürlüklerin teminatıdır!”

Yargıtay Başkanı Gerçeker bu sözleri geçen ay Yargıtay’ın, İstanbul C. Başsavcısı ile 65 hâkim ve savcıya ait telefonların mahkeme kararı ile dinlendiğine dair haberin duyulduğu gün söyledi.

Gerçeker bu sözleriyle, mahkeme kararının şekil şartını yerine getiriyor olsa da hukuki özü bakımından yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Çirkin bir kulak...

VATAN’ın bugünkü manşeti, hukuk devletine yönelik kastın, sistematik bir katliam biçiminde yürüdüğünü gösteriyor.

Haber, 21 hâkim ve savcının telefonları dinlenirken iş yerlerinin ortam dinlemesine tabi tutulması, ses ve görüntülerinin alınması için mahkeme kararı çıkarıldığını anlatıyor.

Liste, İstanbul Başsavcısı’ndan sonra Ankara dahil dört büyük ilin başsavcılarını da Ergenekon bağlantılı şüphelerin karanlığına itiyor.

Bir Danıştay üyesine yöneltilen ortam dinlemesi sayesinde iktidarın eylem ve işlemlerini denetleyen Danıştay’a da çirkin bir kulak yerleştiriliyor.

Bu dinlemeler için “ciddi şüphe” bulunması ve başka bir yöntemle suçluların yakalanmasına imkân görülmemesi lâzım.

Mahkeme kararında, izlemeye gerekçe gösterilen şüpheler sıralanıyor: Ergenekon terör örgütü yargıya sızmaya çalışıyormuş...

Birçok örgüt üyesinin hâkim ve savcılarla irtibatı varmış... Bazı şüpheliler hâkim ve savcı adaylarının sınavları için tavassutta bulunmuş...

Veli Küçük’ün birçok hâkim ve savcı ile irtibatlı olduğu, bunlar için “bizim çocuklardan” diye konuştuğu duyulmuş...

Otopsiye kalmasın

Bunca hâkim ve savcının haysiyetlerine saldırıda bulunmayı haklı gösterecek ne var burada?

Bu iddiaların “ciddi şüphe” doğuran bir niteliğine yükselmesi için kanıt, tanık gerekir.

Bunlar yoksa neden lekeleniyorlar?

Varsa niçin hâlâ görevleri başındalar?

Yargıtay’ın dinlendiğini bir ay önce öğrenmiştik.

Dün de Danıştay’ın ortam dinlenmesinin denetimi altına girdiğini öğrendik.

Bu durum, yargı bağımsızlığını tehdit eden siyasi ihtirasın, cüretle hedefine ilerlediğini gösteriyor.

Bunlar deşifre edilen dinleme, izleme kararları. Acaba tümü bu kadar mı?

Kimse emin olamaz.

Hukuka uygun olmayan dinleme ve izlemeleri durdurmak yüksek yargının görevidir. Hâkim ve savcıları devlet terörü ile karşı karşıya bırakmak, yargının bağımsızlığını kahramanlık göstermeleri şartına endekslemek hem onlara, hem ülkeye haksızlıktır.

Geçen ayki rezaletten sonra Yargıtay Başsavcılığı, iktidar eylemlerinin “hukuk devleti” ilkesi açısından incelenmesine karar vermişti.

Dün ikinci rezalet ortaya çıktı.

Yargıtay dileriz daha fazla gecikmez.

Çünkü üçüncüyü bekleyecek olurlarsa korkarız ki “hukuk devleti” incelemesi değil sadece otopsi yapabilirler!

Güngör Mengi

Kaynak
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x