
Çankaya Köşkü’nde bir zirve. Başbakan ile Genelkurmay Başkanının elinde çantalar.
Belli ki ikisinde de bilgi ve belgeler var.
Yemek öncesi taraflar gergin!
Öyle ki Genelkurmay Başkanı 14 orgenerali Ankara’ya çağırmış ve yaptıkları toplantıyı önemli diye kamuoyuna duyurmuş!
Toplantı sonrasındaki bir ayrıntı ilgimi çekti.
Kamuoyunun hiç sorgulamadığı bu ayrıntı zirve sonrasında üçlü olarak yemek yenmesiydi.
Ne var bunda demeyin, gerginlik aşılamamış ve sorun çözülememiş olsaydı taraflardan biri bir bahane ileri sürer ve yemeğe katılmazdı. Dolayısı ile beraber yenen yemek, adeta mutabakatın ilanı ve kutlanması gibidir.
Bu tür zirvelerde ne konuşulduğu ve neye karar verildiği ise hemen akabindeki gelişmelerden öğrenilir.
İşte o buluşma sonrasında ardı ardına yaşananlar:
-Kuvvet Komutanları, onları sabaha karşı evinden aldırtan savcılık tarafından serbest bırakıldı!
-Buna mukabil Çetin Doğan ile bazı muvazzaf generaller bir bir tutuklandı.
-İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, polise genelge göndererek Ergenekon savcılarının arama ve yakalama emirlerinde kendi imzasının aranması şartını iletti.
-Üçüncü Ordu Komutanı Saldıray Berk, ifadesi alınmadan Ergenekon’a şüpheli yapıldı yani terör örgütüne üye olmakla itham edildi.
-En önemlisi kağıt parçası denen, Albay Çiçek’in belgesinin doğru olduğuna dair Jandarma kriminal rapor verirken Genelkurmay Savcılığı da benzer tavır takındı!
-Ve bildiklerimi millete açıklarım diyen Genelkurmay Başkanı sustu!
Bütün bunlar birkaç gün içinde o malum zirve sonrasında oldu!
Ne yalan söyleyeyim benim kafam bir kez daha karıştı!
Çantalardan hangi belgeler çıktı da TSK adeta kendini inkar edercesine bazı şeyler yapıyor? Dursun Çiçek için tutuklanmalı diyen Genelkurmay Askeri Savcılığı o zaman niçin Çiçek’in ardında ya da üstünde kimler var demiyor ve gereğini yapmıyor? Ne o, yoksa Dursun Albay diyet midir? Yüzbinlerce askere komutanlık eden Saldıray Paşa’yı böyle bir görüntüye sokmaya kimin hakkı var? Keza eski Kuvvet Komutanlarının savcılık tarafından serbest bırakılması, mutabakatın ürünü mü? Eğer öyle ise diğer generaller feda mı edildi?
Kuşkusuz bütün bunlar tesadüf de olabilir ama eğer öyle ise biraz fazla değil mi?
Sanki Çankaya’daki zirvede karşılıklı olarak tavizler verilerek bir şeylerin üstünde uzlaşıldı gibi görüntü var ve o zirve şekil olarak biraz Dolmabahçe’yi çağrıştırıyor!
NOT: Kime hizmet ettiği malum olan Vakit adlı mevkute Erol Özkasnak’tan teşekkür mesajı aldığımı yazdı. Yalan, ben böyle bir şey almadım...
Sabahattin ÖNKİBAR, 4 Mart 2010