�.F.D.Roosevelt once said "In politics, nothing happens by accident. If it happens, you can bet it was planned that way." He was in a good position to know�
�.F.D.Roosevelt bir zamanlar şöyle demişti;�Politikada hiç bir şey tesadüfi (kaza ile) olmamıştır.Bir şey oluyorsa ,bunun daha önceden planlandığına emin olabilirsiniz��Onun gibi birisinin bunu söylemesi dikkat çekicidir.(Kaynak; Non Dare Call It Conspiracy Gary Allen-Kimse Buna Komplo Diyemez. Sh.4)
Buradan alıntı gösteriyorsun, bak ben sana neyi göstereceğim...
Oku

Biz iyi biliriz İslâm üzerinde oynan oyunları. İşte asıl senin savunduğun örtünme, bu projenin içindedir. Çünkü Kur'an-ı Kerim bunu emretmez!
Çarşaf nereden geliyor...?(Örtünme olarak da söylüyorum-kıyafet olarak).Kur�an-ı Kerim�den geliyor.Kur�an kapanmayı (tepeden, tırnağa) emretmiş. Bir Müslüman; aman canım hangi devirde yaşıyoruz bu devirde öyle kapanılır mı, zaman sana uyamazsa sen zamana uyacaksın, dediği anda dört mezhebe göre o insan dinden çıkmıştır. Öyle pazarlıklı, nazarlıklı Müslüman beş paralık Müslüman�dır.
Tepeden tırnağa ha... Cehaletin böylesi, dostlardan uzak... Kur'an-ı Kerim'in ilk emrini dahi anlamamışsın, yazık.
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Yaratan Rabbinin adıyla oku!
Mehmet Şevki Eygi kendisine baksın. Suçladığı kimseler arasında ben ve benim gibi düşünenler yoktur. Ama suçladığı kişiler arasında kendisi vardır. Çok mu uğraşmış fahişeliği kaldırmak için¿? Üstelik, fahişelik ayrıdır, dini kullanarak insanları yanlış yönlendirmek farklıdır. Müslüman Türk kültüründe namus çok önemli yer teşkil eder. Bu yüzden, bizim toplumumuzda bir kimse kötü yola isteyerek, bilerek, zevk için düşmez. Fakat "türban ve çarşaf" gibi şekilciklerin; -bunların değişik çeşitlerinin önce Yahudi, sonra Hristiyan geleneğinde var olması, akabinde bunların Kur'an-ı Kerim içinde olmaması, kadınlarımızı hapsetmesi ve en nihayetinde de akıl ve mantığa uygun olmaması, halkta ne tür bir gerileme yaratır¿?- bunun sonucu bellidir: Ortaçağ'a zihniyetine dönüş... Bütün bunlar; Mehmet Şevki Eygi ve onun gibi düşünen zihniyetlerin ne kadar da boş işlerle uğraştığını göstermektedir.
Çarşaf yataktan geliyor...Nevresim takımının başrol oyuncusu olan çarşafın çeşitli modellerine rastlamak mümkün.Çarşafların yatağa serilmesi,insanların çeşitli hastalıklardan korunması adına,sağlık ve imandan gelen temizlik açısından çarşafın önemi,yadsınamaz.
Sağlığımızın koruyucusu çarşafı yataklarımızdan eksik etmemeliyiz.
Hijyen için...Hadi,beyaz çarşaf serelim Exclamation
"Belli bir jargonda da, ot sarılan kağıttır ayrıca." diyerek de katkına ek yapayım dedim Egeli.
Ahzab Suresi ;
59.Ayet- Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle;(110) onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur.(111) Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
El Suâl 1: Cilbab, dış elbise demek midir¿? Bu, o dönemdeki "baldırı çıplak, göğüsleri açık" dolaşan kadınlara üstünüzü örtün mü denmektedir¿? Tepeden-tırnağa tabiri burada var mıdır¿?
Şimdi ey okumamış insan...
El Suâl 2: Cilbab nedir¿? Hangi mânâlara gelir¿? Buradaki mânâsı nedir¿? O mânâda herkes mutabık mıdır¿?
El Suâl 3: Burada kastedilen emir bize midir, yoksa o dönemde yaşayanlara mıdır¿/
El Çözümleme:
57.Gerçek şu ki, Allah'a ve elçisine eziyet edenler; Allah, onlara dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için aşağılatıcı bir azap hazırlanmıştır.
58. Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
59. Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Buradan da anlıyoruzki, o dönemde Hazreti Peygamber etrafında toplananlara, kısaca inananlara bir eziyet vardır. (O dönem diyorum çünkü; Allah Hazreti Peygambere emretmekte, yani kısaca yanındakilerine söyle demektedir. Hazreti Peygamber de söylemiştir. Bize söyleme ihtimâli var mıdır¿? Yoktur...) Bu eziyeti, kabaca yan gözle bakmalar, sarkıntılıklar, hakaretler, dedikodular, aşağılamalar ve küfür etmeler olarak açıklayabilirim. Buna kadınların, "o dönemde" göğüslerin bir kısmını gösteren kıyafetler giymesi de sebeptir elbet. Surenin bütünün okuduğumuzda, kâlbleri fesat dolu insanların cirit attığı bir dönemi görmekteyiz, yani cahiliye dönemidir. Benim anladığım budur. Bugünkü dünya toplum ahlâkında, -inanan veyahut inanmayan biri hiç farketmez- sıradan, ahlâkı düzgün ve ruh sağlığı yerinde normâl birine bu eziyetleri yapmak, ahlâksızlık, terbiyesizlik ve sapıklık olaraka değerlendirilir. Bunlar ayrıca kanunlarda suç olarak tanımlanır. Dolayısıyla şu gerçeklilik vardır: biz ne o günde yaşıyoruz, ne de o günün şartları bugün hüküm niteliği taşır. Ayrıca biz Peygamber çevresinde olup İslâm dinine mensup ve dini yaymaya çalışan insanlar değiliz. Biz, zaten bu olmuş-bitmiş hadiseler çerçevesinde yayılmış İslâm dinine mensup insanlarız.
Nihai olarak: Akla, mantığa, bugünün şartlarına ahlâk ve yaşam şartlarına uymayan bir şeyin, İslâm dininde yeri yoktur. İslâm aciz değil, yücedir. Eğer bazılarının safsatalarıyla hareket edilecekse, bugün İslâm dininin yetersiz ve bitmiş olduğunun söylenmesi gerekir ki, bu da İslâm'ın yüceliğini inkâr etmek ve dini aciz kılmak olur. Zira günümüzde çarşaflılar, İslâm aleminde pek yer etmemektedir.
Dipnot: Türkler, İslâmiyetle tanıştıkları yıllardan bugüne, tarihin hiç bir döneminde türban takmamış, taktırmaya teşvik etmemiştır. Çarşaf ise, Tanzimat'tan sonra yaygınlaşmıştır. Bu kertede benim ecdadımın çok önemli bir çoğunluğu, bu önemli sözde dini vecibeyi yerine getirmemiş olacak ki, bu da akıl dışı bir durum olur. Ayrıca, 12 Eylül 1950'li yıllarda türeyen türban, 80 öncesine kadar örgütlenmemiştir. 80 sonrası da hem örgütlenmler, hem de bugünkü şeklini almasını sağlayan gelişmeler yaşanmıştır. 80 darbesinin CIA güdümünde olması, Kenan Evren'in türbana izin vermesi, Özal'ın türbancı ve Amerikan yanlısı olması birçok şeyi açıklıyor zaten.
Bu yazdıklarımdan sonra kimsenin yorumu benim için mühim değildir. Hâl böyleyken, maksatlı birilerinin yorumlarını buraya taşımak da zaman kaybıdır.