Çelik’in ‘Nur’ sevgisi

Genel & Güncel Konular

Çelik’in ‘Nur’ sevgisi

İletigönderen tuba » Pzt Haz 23, 2008 4:36

Milli Eğitim Bakanı, 2000 yılında Saidi Nursi için gerçekleştirilen etkinliğe bildiri sundu

Çelik’in ‘Nur’ sevgisi

Hüseyin Çelik, 2000 yılında uluslararası Saidi Nursi Sempozyumu’na sunduğu bildiride Nursi’yi övdü, Atatürk’ün Nursi’ye, Kuvayı Milliye’ye destek vermesi için “ısrarlı davetlerde bulunduğunu” savundu.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, 2000 yılında uluslararası Saidi Nursi Sempozyumu’na bildiri sunduğu ve Nursi’yi överek “hürriyet âşığı, Cumhuriyet yanlısı” olarak tanıttığı ortaya çıktı.

Çelik, 2000 yılında Nurculuk hareketinin kaynağı Saidi Nursi adına düzenlenen “Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu-5”e, “Bediüzzaman’a Göre Cumhuriyet ve Demokrasi” başlıklı bildiri ile katılarak Nursi’yi övdü, Cumhuriyet rejimini ise eleştirdi. Gelenek Yayınları tarafından 2000 yılında kitaplaştırılan sempozyumdaki bildiriler, Saidi Nursi için hazırlanan “www.barlaplatformu.com” adresli internet sitesinde yayımlanıyor. Çelik’in bildirisinden bazı bölümler şöyle:

* Milli Mücadele’nin, Kuva-yı Milliye hareketinin en ateşli savunucularından olan Bediüzzaman, İngilizlerin İstanbul’u işgal etmeleri üzerine onlara karşı “Hutuvat-ı Sitte” isimli eserini yayımlamış ve nihayet Atatürk’ün ısrarlı davetleri üzerine, Kuva-yı Milliye hareketine destek vermek için Ankara’ya gelmiştir. Meşrutiyeti olduğu gibi Cumhuriyeti de alkışlamıştır. Ne var ki o hayatı boyunca isimden ziyade uygulamaya önem vermiştir. Meşrutiyet ve Cumhuriyet isimleri altında istibdatın devam etmesi, onu hep yaralamış ve o, bu durumu her fırsatta tenkit etmiştir.

* Cumhuriyet döneminde de Bediüzzaman’ın en çok şikâyet ettiği şey, keyfiliğe, hukuksuzluğa, müstebit bir yönetime Cumhuriyet adı verilmesidir. Tek partili dönemin “cumhur”suz cumhuriyet anlayışı başta din ve vicdan hürriyeti olmak üzere birçok hürriyeti ayaklar altına almıştır.

* Cumhuriyet devrinde, Cumhuriyetin ruhuna aykırı olarak sergilenen tutum ve davranışları, Bediüzzaman, gerek mahkeme müdafaalarında gerekse mektuplarında şiddetle kınamıştır. Hatta ona göre adı ne olursa olsun, mutlak bir istibdat olan, ilmi, vicdani, dini hürriyetlere yer olmayan bir rejimde yaşamaktansa, ehl-i namus ve dindar insanlar için ölmek veya hapse girmekten başka şeçenek yoktur.

* (...) Bediüzzaman, Cumhuriyet döneminde kanun namına yapılan kanunsuzluklardan, kanunların uygulanmasındaki çifte standarttan şikâyet eder.

* Bireyi, devlete ve topluma feda etmeyen, bireyin hakkını esas alan hukuk ve devlet anlayışı, Kuranî olan, demokratik olan ve aynı zamanda Bediüzzaman’ın arzuladığı hukuk ve devlet anlayışıdır.


Cumhuriyet
23 Haziran 2008
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Re: Çelik’in ‘Nur’ sevgisi

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Haz 23, 2008 18:43

Çelik yazdı:Nursi “hürriyet âşığı, Cumhuriyet yanlısı”dır

Bu haysiyetsiz herif Milli Egitim Bakani. Bu assagilik, bu yalanci, bu yobaz herif Türkiye Cumhuriyeti Milli Egitim Bakani!

Bediüzzaman kadar tas düssün kafaniza e mi!

Türk-Kan yazdı:Osmanli'nin deli raporu verdigi ve 2. Abdülhamit'in timarhaneye attigi bir manyaktan bahsediyoruz :kikirik: radyoyu meleklerle aciklamis cok mu :kikirik: misyonerlerle isbirligini tavsiye eden kürtcü zir deli.

Hadi bu deli de, bunun risaleleri ile beyinleri sulanmis binlerce müride ne demeli?
:twisted:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Pzt Haz 23, 2008 19:08

Bir rivayete göre de, elinde çay fincanıyla ağaca yürüyerek çıkıyormuş. Böyle bir şeydi sanırım. Rivayet doğruysa, bir nevi sirk maymunu diyebiliriz.

Eğitim zaten milli değildi. Bu adi hainler geldiği vakit, Eğitim Bakanlığı, Gayri Milli Eğitim Bakanlığı oldu.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x