Milli Eğitim Bakanı, 2000 yılında Saidi Nursi için gerçekleştirilen etkinliğe bildiri sundu
Çelikin Nur sevgisi
Hüseyin Çelik, 2000 yılında uluslararası Saidi Nursi Sempozyumuna sunduğu bildiride Nursiyi övdü, Atatürkün Nursiye, Kuvayı Milliyeye destek vermesi için ısrarlı davetlerde bulunduğunu savundu.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin, 2000 yılında uluslararası Saidi Nursi Sempozyumuna bildiri sunduğu ve Nursiyi överek hürriyet âşığı, Cumhuriyet yanlısı olarak tanıttığı ortaya çıktı.
Çelik, 2000 yılında Nurculuk hareketinin kaynağı Saidi Nursi adına düzenlenen Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu-5e, Bediüzzamana Göre Cumhuriyet ve Demokrasi başlıklı bildiri ile katılarak Nursiyi övdü, Cumhuriyet rejimini ise eleştirdi. Gelenek Yayınları tarafından 2000 yılında kitaplaştırılan sempozyumdaki bildiriler, Saidi Nursi için hazırlanan www.barlaplatformu.com adresli internet sitesinde yayımlanıyor. Çelikin bildirisinden bazı bölümler şöyle:
* Milli Mücadelenin, Kuva-yı Milliye hareketinin en ateşli savunucularından olan Bediüzzaman, İngilizlerin İstanbulu işgal etmeleri üzerine onlara karşı Hutuvat-ı Sitte isimli eserini yayımlamış ve nihayet Atatürkün ısrarlı davetleri üzerine, Kuva-yı Milliye hareketine destek vermek için Ankaraya gelmiştir. Meşrutiyeti olduğu gibi Cumhuriyeti de alkışlamıştır. Ne var ki o hayatı boyunca isimden ziyade uygulamaya önem vermiştir. Meşrutiyet ve Cumhuriyet isimleri altında istibdatın devam etmesi, onu hep yaralamış ve o, bu durumu her fırsatta tenkit etmiştir.
* Cumhuriyet döneminde de Bediüzzamanın en çok şikâyet ettiği şey, keyfiliğe, hukuksuzluğa, müstebit bir yönetime Cumhuriyet adı verilmesidir. Tek partili dönemin cumhursuz cumhuriyet anlayışı başta din ve vicdan hürriyeti olmak üzere birçok hürriyeti ayaklar altına almıştır.
* Cumhuriyet devrinde, Cumhuriyetin ruhuna aykırı olarak sergilenen tutum ve davranışları, Bediüzzaman, gerek mahkeme müdafaalarında gerekse mektuplarında şiddetle kınamıştır. Hatta ona göre adı ne olursa olsun, mutlak bir istibdat olan, ilmi, vicdani, dini hürriyetlere yer olmayan bir rejimde yaşamaktansa, ehl-i namus ve dindar insanlar için ölmek veya hapse girmekten başka şeçenek yoktur.
* (...) Bediüzzaman, Cumhuriyet döneminde kanun namına yapılan kanunsuzluklardan, kanunların uygulanmasındaki çifte standarttan şikâyet eder.
* Bireyi, devlete ve topluma feda etmeyen, bireyin hakkını esas alan hukuk ve devlet anlayışı, Kuranî olan, demokratik olan ve aynı zamanda Bediüzzamanın arzuladığı hukuk ve devlet anlayışıdır.
Cumhuriyet
23 Haziran 2008