
Gülün Suriyede yaptığı açıklamaları okuyunca kendi kendime şu soruyu sordum: Tarihi fırsat, terörün bitmesi ise ne tip açılımlardan bahsediyoruz? PKKnın bir şekilde silahlara veda etmesini sağlamak için atılacak adımlar nedir? Abdullah Öcalanı da içine alan genel bir aftan mı bahsediyoruz? Silahların susması için masaya gelecek konu başlıkları nelerdir?
***
Elbette tartışma derinleşecek. Ama kendi pratiğimde öğrendiğim, bu konuların tartışılmasının bile sıkıntı yarattığıdır.
Geçen gün yazıma Müjde, TMSF Kürdistanda petrol buldu başlığı atmıştım. TMSF ile sorunlu bir grubun Kuzey Irakta petrol bulmasıyla ilgiliydi yazı.
Gelen tepkiler: Neden Kürdistan dediniz, ne demek istiyorsunuz şeklindeydi.
Peki o bölgeye ne diyeceğiz?
O bölgenin resmi adı Kürdistan değil mi? Türkiye, Irak Anayasasını kabul etmedi mi? Irakı tanımıyor mu?
Buna rağmen Dışişleri Bakanlığının veya devletin resmi yaklaşımında bölge adının farklı kullanılıyor olması gerçeği değiştiriyor mu?
***
Aslına bakarsanız, tepkiler gelince Irak Anayasasını baştan sona okudum.
Öncelikle belirtmeliyim; etnik yapı üzerinden siyaset yapanların demokratikleşmeden anladıkları kendi etnik taleplerinin kabul edilmesidir. Bu acıdan bakıldığında Kürt siyasetçilerine göre Irak Anayasası, Türkiye, Suriye ve İrandan daha özgürlükçü sayılır.
Bir ülke düşünün, resmi dili Arapça ve Kürtçe.
Kürdistan Bölgesi, Anayasanın 118inci maddesine göre Merkezi yönetimin görevleri dışında kalmak kaydı ve Anayasaya uygun olma şartıyla yasama, yürütme ve yargı erkini kullanma hakkına sahip.
Ayrıca Irak topraklarında çıkan doğalgaz ve petrol gelirlerinden nüfusa bağlı kalmak kaydıyla eşit hakka sahip. Nitekim petrol yasasına göre petrol gelirlerinin yüzde 17si Kürdistan Bölgesine verilecek.
Kürdistan Bölgesindeki mevcut makamlar federal bölge olarak kabul ediliyor.
Öyle bir aşamaya gelinmiş ki, Anayasanın 137inci maddesine
1992 yılından bu yana Kürdistan Bölgesinde çıkartılan yasalar mahkeme kararları ve ticari sözleşmeler dahil olmak üzere, Kürdistan Bölgesel Hükümeti tarafından alınan kararlar Anayasayla çelişmedikleri sürece yürürlükte kalmaya devam eder ifadesi konmuş.
***
Denebilir ki, Anayasa halkın büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiş olsa da ABDnin çizdiği bir anayasadır ve değişir!
Olabilir. Ama mevcut durum budur.
Şimdi tarifi Kürt sorunu olarak yaptığınızda taleplerin nereye kadar uzanabileceğini anlatabilmek için bunları yazıyorum.
Belki de bizi cesur yapacak olan şey, Anayasal kimlik tanımaya kadar uzanan pek çok talebi, tüm risklerine karşın oturup konuşmaktan geçiyor.
Ya da başımızı kuma gömmeye devam edebiliriz.
Ama unutmayın, yanı başımızda zenginleşme yolunda hızla ilerleyen ve 10 yıl-20 yıl sonra bölgenin cazibe merkezi haline gelebilecek bir
Kürdistan var. Bu bölgeden istifade mi edeceğiz, korkularımızın esiri olup o bölgeye sırtımızı mı döneceğiz?
Çözümü Kürt sorununa yaklaşım belirleyecek
Yavuz Semerci - Gazeteport
yavuz.semerci@gazeteport.com
[img]http://img527.imageshack.us/img527/1563/gazeteportsmallsi9.gif[/img]