CHP'nin hesapları incelemede

Genel & Güncel Konular

CHP'nin hesapları incelemede

İletigönderen sessiz sedasız » Sal Nis 22, 2008 10:59

CHP Kanaltürk'e aktardığı paranın kaynağı araştırılıyor. Öte yandan Yargıtay Başsavcılığı dosyayı doğruladı..

CHP'nin Kanaltürk'e verdiği 4.1 milyon YTL'lnin 3 milyon YTL'lik bölümünü belgelendirmediği iddiası Anayasa Mahkemesi'nin kesin hesap incelemesinde netleşecek..

Öte yandan Yargıtay Başsavcılığı dosyanın kendisine ve Anayasa Mahkemesi'ne ulaştığını doğrladı.CHP'li Süha Okay ise partilerine çamur atıldığını ileri sürdü..

Yüksek Mahkeme, yasaya aykırılık tespit ederse faturalandırılmayan miktar Hazine'ye geçiyor ve parti yöneticilerine ceza davası açılıyor. Parti hakkında kapatma davası açılaması ise söz konusu değil.

3 MİLYON YTL BELGELENDİRİLEMEDİĞİ İDDİA EDİLİYOR

Dün bazı basın organlarında Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, CHP'nin Kanaltürk'e 4 milyon 102 bin 109 YTL para aktardığı bilgisini içeren 2007 tarihli raporu gündeme geldi.

Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na da gönderilen bu rapordaki bilgilere göre, EFT yöntemiyle aktarılan bu paranın sadece 1 milyon 180 bin YTL'si fatura edilmişti. Geri kalanının belgelendirilemediği belirtilmişti.

KAPATMA YOK YÖNETİCİLERE HAPİS CEZASI İSTENİYOR

Rapor, Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partiler kesin hesap incelemeleri sırasında ele alınacak. Rapordaki iddiaların doğru olduğu bu inceleme sırasında tespit edilirse faturalandırılmamış miktar Siyasi Partiler Kanunu'na göre Hazine'ye irat kaydedilecek ve yasaya aykırı bağış nedeniyle siyasi parti temsilcilerine 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

YARGITAY DOĞRULADI

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin Kanaltürk'e yaptığı ödemelere ilişkin Maliye Bakanlığı'nın gönderdiği yazıyı doğruladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada şu bilgilere yer verildi:

"21.04.2008 günü bazı yayın organlarında yer alan Cumhuriyet Halk Partisi ile Yaşam TV Yayın Hizmetleri AŞ arasında 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin çeşitli ödemelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür. Söz konusu konuya ilişkin Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ilettiği yazı ve ekleri, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun hükümleri uyarınca siyasi partinin mali denetimi kapsamında görüldüğünden yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmiştir."

CHP'YE ÇAMUR ATILIYOR İDDİASI

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, "Birileri CHP'ye çamur atmak istiyor. Bu konu 1 yıl önce tartışıldı. CHP, yasal çerçevede ödeme yaptığını ifade etti" dedi.


:arrow: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=137836
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: CHP'nin hesapları incelemede

İletigönderen Türk-Kan » Sal Nis 22, 2008 12:49

sessiz sedasız yazdı:Dün bazı basın organlarında Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, CHP'nin Kanaltürk'e 4 milyon 102 bin 109 YTL para aktardığı bilgisini içeren 2007 tarihli raporu gündeme geldi.

Hangi bazi basin organlari bunlar? Fetullah'in din taciri medyalamasi mi? :)

Bakin Sabih Kanadoglu bu konuda ne diyor:
] Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu yazdı:Partilerin harcamaları ile gelir ve giderlerinin Anayasa Mahkemesi'nin denetiminde olduğunu hatırlatan Kanadoğlu, CHP'nin dosyasının bu sebeple Yüksek Mahkeme ve Başsavcı'ya gönderildiğini ifade etti.

"Aktarılan parayı gider olarak göstermemişse, böyle bir tutarsızlık varsa, bunun incelenmesi için göndermiş olabilirler. Gider gitmez işlem yapılacak diye bir şey yok. Kendi reklamı için istediği gibi harcama yetkisi yok mu partilerin? Yani devletten aldığı yardımı kendi siyasi propagandası için kullanmaya bir sınırlama var mı? Yok. O halde ilgisi yok."

Elbette arastirilmali, incelenmeli siyasi partilerin para kaynaklari...

Yeri gelmisken, asagidaki konu ile ilgili bir gelisme var mi?

Almanya'daki kara para ve dolandırıcılık soruşturması Tayyip Erdoğan ve oğluna dayandı.

Almanya'dan gelen karapara ve dolandırıcılık dosyası MASAK'ta bekletiliyor.

Almanya'da 25 Nisan 2007 günü 340 polis ve iki savcı tarafından yapılan operasyonla başlayan "Deniz Feneri ve Kanal 7" soruşturmasında, Tayyip Erdoğan ve oğlu Burak'ın suçları araştırılıyor.

Operasyondan önce Deniz Feneri ve Kanal 7'yi dört ay izlemeye alan Frankfurt Savcılığı, "Uluslararası hukuk yaptırımlarından faydalanarak Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesinin alınmasını talep edeceğiz" diyor.

Savcılık, izleme sırasında Tayyip Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan'ın aynı binadaki Deniz Feneri ve Kanal 7'ye sık sık gittiğini saptadı. Bu saptama, Burak Erdoğan'la ilgili kurye kuşkusunun kamuoyuna yansımasına neden oldu.

Karapara Dosyası Geldi, Masak'ta Bekliyor

Federal Almanya Frankfurt Savcılığı, kara para aklama ve dolandırıcılık suçundan geçen Nisan ayında açtığı soruşturmayla ilgili olarak Türk makamlarından bazı talepleri içeren dosyayı Ankara'ya gönderdi. Dışişleri Bakanlığı'na iletilen dosya Adalet Bakanlığı'nca incelendikten sonra Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)'na devredildi. Dosya MASAK'ta bekliyor.

Tutuklanmasaydı AKP'den Aday Olacaktı

Soruşturmada tutuklanan, Almanya'daki bütün hesaplarına el konulan, bütün mal varlığının satışı durdurulan Mehmet Gürhan'ın Türkiye ilişkileri konusunda Frankfurt Savcısı Doris Moeller-Scheu şunları belirtiliyor:
"Mehmet Gürhan aldığımız bilgilere göre Türkiye'de Temmuz ayındaki seçimlerde AKP'den milletvekilliğine aday gösterilecekti. İncelediğimizde şahsın, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini Ankara'ya giderek bizzat gerçekleştirdiğini tespit ettik."


Tayyip Erdoğan'ın İfadesinin Alınmasını Talep Edeceğiz

Savcı Doris Moeller Scheu'ün açıklaması şöyle devam ediyor:
"Erdoğan ailesi ile sıkı ilişkilerde olan Mehmet Gürhan'ın İzmir limanında demirleyen ve İtalya'dan Türkiye'ye gurbetçi taşımak için satın alınan geminin Deniz Feneri'ne yapılan bağışlarla alındığını tespit ettik. Ayrıca uluslararası hukuksal yaptırımlardan faydalanarak Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesinin alınmasını talep edeceğiz.

"1992 yılında 2000 Mark karşılığı taksi şoförlüğü yapan Gürhan'ın 1,5 milyon Euro değerindeki filosuna nasıl sahip olduğunu, bir villa ve dört daireden oluşan 4,5 milyon Euro'luk mülkiyeti nasıl ve hangi parayla aldığını Gürhan'dan sorduk. Gürhan gibi avukatları da çelişkili açıklamalarda bulundular."

Burak Erdoğan Kurye mi?

Frankfurt Savcılığı'nın 2007 yılının Nisan ayında başlattığı soruşturmada, en çok Mehmet Gürhan ile Türkiye arasındaki para trafiği üzerinde duruluyor. Buna göre Deniz Feneri Almanya'dan Türkiye'deki bazı banka hesaplarına yüklü miktarlarda paralar transfer ediliyor. Para transferlerinde üst düzey bir bürokratın Ziraat Bankası hesaplarının kullanıldığı, savcılık tarafından belirleniyor. Bu konu, Ankara'ya gönderilen ve şu anda MASAK'ta bulunan dosyaya da yansıtılıyor.

Alman savcılığı, kara para hareketlerinin yaşandığı dönemde bir başka noktaya dikkat çekiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan, tam da bu dönemde Deniz Feneri ve Kanal 7 Almanya'nın bulunduğu binaya sık sık gidip geliyor. Savcılığın bu ziyaretleri önemsemesi ve para transferleriyle aynı döneme denk geldiğine dikkat çekmesi, gazetecilerin de dikkatini çekiyor. Akşam ve Güneş gazeteleri internet siteleri gibi bazı yayın organlarında, "Burak Erdoğan kurye mi?" soruları ortaya atılıyor. Burak Erdoğan'ın Başbakan'ın oğlu olarak VIP salonlarını kullanması, üstünün veya eşyalarının aranmaması gibi özellikler de bu soruların dayanağı olarak değerlendiriliyor.


İç İçe İlişkiler AKP'yi Gösteriyor

Frankfurt'ta kapılar kırılarak girilen binada çok sayıda belgeye el konulmuştu. Operasyonun nedeni Deniz Feneri Derneği'nin topladığı 16 milyon Euro'nun 8 milyon Euro'sunu Kanal 7'nin Avrupa bürosuna aktarmasıydı. Frankfurt Savcılığı'nın baskında gözaltına aldığı dört zanlıdan üçünün, hem Deniz Feneri Derneği'nde hem de paraların aktarıldığı Kanal 7 ve YİMPAŞ Grubu şirketlerinde yöneticilik yaptığı açıklandı.

Kanal 7, 1995 yılında, Almanya'da Media 7 GmbH adıyla bir şirket kurdu. Gurbetçileri dolandıran Yimpaş'tan Media 7'ye, Media 7'den de Kanal 7'ye milyonlarca dolar aktarıldı. Paralarını Yimpaş'a ve patronu Dursun Uyar'a kaptıran gurbetçiler perişan olurken, onların paraları ile Media7 ve Kanal 7 palazlandı. Bu operasyonda görev yapan isimler daha sonra Deniz Feneri Derneği'nin Avrupa merkezinde bir araya geldiler.

O dönemde şirketin başında son operasyonda tutuklanan Mehmet Gürhan ve arkadaşları vardı. Bu isimler aynı zamanda Kanal 7'nin de yönetiminde görev yaptılar. Hortumlanan paralar Kanal 7'ye akıyordu.

Gurbetçi paralarını hortumlayan Yimpaş'ın ortak olduğu Media 7 daha sonra iflas ettiğini açıkladı. Media 7 iflas edince yerine Euro 7 kuruldu.

Mehmet Gürhan Euro 7'nin de ortağı. Mehmet Gürhan son operasyonda Deniz Feneri'nin topladığı yardım paralarını Euro 7'ye aktardığı için tutuklandı. Aslında Almanya'da başlatılan operasyonunun Türkiye'ye uzanan ilişkiler zincirinde hep aynı isimler ve bu isimlere ait şirketler var.

Burak Erdoğan Sık Sık Gidip Geliyordu

Ön soruşturması yapılan davada Deniz Feneri Avrupa Başkanı ve Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan'ın ve muhasebe sorumlusu Firdevsi Ermiş'in de ifadeleri alındı.
Önceleri taksicilik yapan Mehmet Gürhan'ın Frankfurt'ta 17 taksiden oluşan taksi filosunu nasıl elde ettiği ve Frankfurt yakınlarındaki Dietzenbach kasabasındaki daire ve villa gibi gayrimenkullerin kaynağı soruldu.
Frankfurt Savcısının yaptığı araştırmaya göre Tayyip Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın da çeşitli zamanlarda Frankfurt Deniz Feneri ve Kanal 7'ye gelip gittiği belirlendi.
Savcılık, araştırmanın en az bir yıl süreceğini, iki kamyon dolusu dosyanın incelenmesinin zaman alacağını, açıkladı.
Ayrıca İzmir limanında bulunan Atlas isimli gemiye el konulabileceğini, bunun için de Frankfurt savcılığı nezdinde ön çalışmaların tamamlandığını belirten Savcılık, ileriki günlerde bir grup Alman avukatın, Ankara'daki Alman Büyükelçiliği ile işbirliği yaparak, gemiye el konulması için hareket edilecek.


Alman Polisi Kosova'da Araştırma Yaptı

Federal Suç Dairesi (Kriminalamt) Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İngiltere'nin yanı sıra Kosova, Türkiye ve Endonezya'da topladığı bilgilerle makbuzları karşılaştırdı.
Savcılık, Kosova'dan gelen ilk makbuzlarla Deniz Feneri'nin kayıtlarında yer alan; Kosova'da fakir köylere dağıtıldığı ileri sürülen yardımlara ilişkin makbuzların ilk karşılaştırmasında söz konusu Deniz Feneri'nin bağışladığı miktarlar ve kişilerin hayal ürünü olduğunun belirlendiğini açıkladı.
Alman ve Kosova polisinin işbirliğiyle Deniz Feneri'nin makbuzlarda verdiği adres ve köylere gidildi. Buna göre 28 köyün muhtarı ile yapılan görüşmelerde söz konusu makbuzlarda yer alan bu isimlere ait kayıtlar bulunamadı. Kosova'daki muhtarlar, Alman İnterpol yetkililerine, "Hayatımızda ne Deniz Feneri duyduk, ne de sözü edilen kişiler köylerimizde var" dediler.

Pakistan'da Hayali Üniversite Kurmuşlar

Alman polisi, Kosova'nın yanı sıra Pakistan'da da araştırmalarını sürdürüyor. Pakistan'daki araştırmalarda Deniz Feneri'nin kayıtlarında yer alan üniversite yapımı işi de uydurma çıktı. Konu edilen üniversite ile ilgili hiçbir şeye rastlanamadı.
Fatih'te muhtarların düzenledikleri sahte yardıma muhtaç kişiler ve yardım edildiği şeklindeki belgeler ayni zamanda araştırmanın diğer bir kanadını oluşturuyor.

Fetullahci dinci medyalama bu konuda ne düsünüyor..? :roll:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen sessiz sedasız » Sal Nis 22, 2008 14:09

ne düşünecek abla? kanal 7 iydi ve aynı mantıktaki omurgasız yaratıkların başlarında olduğu medyaydı...zaten onların tezgahı bunlar.olan yine sömürülen saf insanlara oldu diyecem ama onlarda hiç bişeyden ders almıyorlar mı ne yapıyorlar anlamadım gitti
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen Çetin Taş » Sal Nis 22, 2008 15:09

Bu haberin kaynağının ciddiyetinden şüpheliyim arkadaşlar.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Türk-Kan » Cum Nis 25, 2008 11:26

KANAL TÜRK’TEN KAMUOYUNA VE MEDYAYA AÇIKLAMA

Bir süredir Maliye Bakanlığı eliyle, Cumhuriyet Halk Partisi ile Kanal Türk arasında “yasadışı” bir para alışverişi yapılmış,bu “ayıplı olay” saklanmak isteniyormuş da, maliyeciler bunu yakalamışlar gibi bir hava yaratılarak, kurumlara ve insanlara iftira atılmaktadır.

Kamuoyuna bizzat bakan Kemal Unakıtan aracılığıyla da yapılan açıklamalarla yalan söylenilmektedir. Yalanlar şöyledir:

1- Kanal Türk ile CHP arasında 4 milyon liralık bir alışveriş var. Bunun bir milyon lirası faturalı geri kalanı faturasız. Bağış yapmışlar, bu yolla Kanal Türk’ü desteklemişler...

2- Maliye Bakanlığı memurları bu konuda hazırladıkları raporu önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, savcılık da Anayasa mahkemesine göndermiştir. CHP için bir kapatma davası açma hazırlığı yapılmaktadır. CHP ile Kanal Türk arasında bu paranın karşılığında söz konusu edilen fatura kesilmemiştir. Yani vergi kaçırılmıştır.Hazırlanan bir belgesel de yoktur...

Kanal Türk bu yalanları dile getirenleri hangi makam veya görevde olurlarsa olsunlar yalancı olmakla, namussuz olmakla, haysiyetsiz olmakla, devletin makam ve görevlerini siyasi ve maddi çıkarları için kullanmakla suçlamaktadır. Bu yalanlarını ispatlayamayanlar müfteridirler...

Amaç 22 temmuz seçimleri öncesinde olduğu gibi aynı iddaları dile getirerek, Cumhuriyetimizin kurucu güçlerinden olan ana muhalefet partisi CHP yi kurultayı öncesinde etkilemek ve yönlendirmektir.Bunun için Fetullahçı ve Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı yağdanlık medya, yalan makinesi olarak kullanılmaktadır. Gerçekler şöyledir:

1- Kanal Türk ile CHP arasında faturasız hiç bir işlem yoktur. Bunu en iyi maliye memurları ve bakan Kemal Unakıtan bilmektedir. Çünkü iki yıl süren mali inceleme bitmiş ve incelemeyi yapanlar raporlarını yazmıştır. Bu raporda CHPile Kanal Türk ilişkisine dair bir tek satır yoktur. Çünkü yapılan işin faturaları daha ilk günden, geçtimiz yıl Kanal Türk’den maliye memurları tarafından alınmış ve yandaş medyada yayınlanmasını sağlamışlardır. Bunun üzerinden bir yıl geçtikten sonra tekrar aynı yalanları,iftiraları gündeme getirmeleri CHP kurultayıyla ilgilidir.

CHP ile Kanal Türk arasına duvar örmek , ilişkileri kestirmek, arada sorunlu durum varmış gibi, hatta suç varmış gibi göstererek , CHP üzerinde etkili olmaya çalışanlar yanılacaklar.

Söz konusu 4 milyon liranın tamamı iştir ve faturası kesilmiştir. Faturalar ekte bilginize sunulmaktadır.

Bu faturalar elindeyken bilgileri saklayarak ve yalan söyleyerek CHP ile Kanal Türk’e saldıran Kemal Unakıtan’ın amacı nedir?

Maliye Bakanlığı ve memurları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na eksik ve yalan belge ile hazırlanmış rapor göndermeye nasıl cesaret ve cüret göstermişlerdir?

2- Maliye memurları ellerindeki faturalarla ilgili olarak yalan işlem yapmak durumuna nasıl gelmişlerdir? Bu memurlar hazırladıkları mali rapora koymadıkları CHP ile Kanal Türk ilişkisini, tek satır olarak yazmadıkları ,eleştirmedikleri bir durumu, nasıl olmuş da raporla savcılığa göndermişlerdir. Böyle bir inceleme cumhuriyet tarihinde görülmüş müdür?

Kanal Türke uygulanan mali terör sırasında ellerine geçirdikleri belgeleri yandaş medya aracılığıyla kamuoyuna açıklayan memurlar hakkında Kanal Türk suç duyurusunda bulunmuştur. Bununla ilgili olarak savcılığa, bu memurları görevlendiren bakanlık görevlisi yargılanmalarına izin verilmediği yazısını göndermiştir. Böylece suç işleyenler yargıdan kaçırılmak istenmiştir.Yargılama halen devam etmektedir. Bu memurlar hakkında yeniden suç duyurularında bulunulacaktır. CHP hakkında ne kapatma davası ne de bu konuda bir inceleme söz konusu dahi edilemez. Bu yalandır böyle bir işlem yoktur.

CHP ile Kanal Türk ilişkisinde ne kesilmemiş bir fatura, ne alınmamış bir para ,ne hibe, ne de yardım söz konusu değildir. Bu iftiraları atanlar yargı önünde hesap vereceklerdir. Bu para karşılığı hazırlanan belgesel Cumhuriyet Halk Partisine teslim edilmiştir. Eser hakkı ve yayın izni CHP’ye aittir. Eger bu konuda Kanal Türk’e yayın izni verilerse 13 bölüm olarak hazırlanan belgeseli, büyük bir memnuniyet ve mutlulukla yayınlarız. Takdir CHP’nin dir...

3- Yalanları yayınlayan gazeteler ve televizyonlar hakkında davalar açılmaktadır. Ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve memurları hakkında suç duyurusunda da bulunulacaktır.

Kamuoyuna ve medyaya saygıyla duyurulur...


Resim

Resim

Resim



Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x