CHP Önünde Dört Saat / Nihat Genç

CHP Önünde Dört Saat / Nihat Genç

İletigönderen Balasagun » Pzt Haz 13, 2011 15:55

CHP ÖNÜNDE DÖRT SAAT

Cumhuriyet tarihinin en uzun günüydü, 12 Haziran. Seçim yasağı kalkıp ekranlar seçim sonuçlarını vermeye başlayınca hemen CHP önüne koştum. Gölbaşı’ndan Altındağ’dan Sincan’dan Cebeci’den Tuzluçayır’dan Sincan’dan Çankaya’dan Emek’ten Yenimahalle’den Batıkent’ten Etimesgut’tan benim gibi koşup gelen yüzlerce ayrı CHP’liyle karşılaştık. Herkes her biri yirmi-otuz sandık sonucunu kağıda yazıp gelmiş. Herkes cebinden sonuçları çıkartıp birbirine göstermeye başladı. Başta ben, altı yüze yakın sandık sonucu okudum. Bir nevi sandık sonuçları borsası kuruldu ve şunlar Tuzluçayır’dan şunlar Sincan’dan gelen rakamlar deyip herkes birbirinin sonuçlarını incelemeye başladı…

Tuhaf bir şey vardı, kendim de bizatihi okuduğum bu sonuçların yüzlercesinde CHP’nin oyları yüzde ellinin dahi üstündeydi yüzlercesi yüzde seksenlere varıyordu. Ve isyan burada başlıyordu.

Ekranlardaki rakamlarla herkesin kendi seçim bölgesinden getirdiği rakamlar hiç ama hiç birbirine uymuyor ve herkes Kemal Kılıçdaroğlu ya da bilgisayar sistemi kurduğu söylenen Emrehan Halıcı’nın hızla bir açıklama yapmasını bekliyordu.

Herkes neler oluyor burada bir sanal numara var diye ekranlardaki rakamlara isyan ederek tek bir kişi evet tek bir kişi dahi hem inanmıyor hem de biz uluslar arası bir seçim oyununun figüranı mıyız diye feryatlarla bağırıyordu. Ve herkes şaşırmış gibi etrafına kendi bölgesinin rakamlarını gösteriyor ve bizler, diyorlardı, bugüne kadar CHP’nin sandık sonuçlarını bu kadar yüksek hiç görmemiştik oysa ekranlarda tam bir hüsran var…

Ki, Kemal Kılıçdaroğlu saat 22.00 sularında açıklamasını yaptı, bir grup partili, direne direne kazanacağız, faşizme karşı omuz omuza, Kemal Başbakan… diye sloganlar atıyordu.

Oysa CHP’nin önüne ekranlara inanmayıp koşup gelenler CHP’nin bilgisayar sisteminin ne yaptığını ya da sonuçları onaylayıp onaylamadığını bekliyordu…

Velhasıl 22.30 sularında CHP’nin önünden ayrılırken Gölbaşın’dan Etimesgut’tan Çankaya’dan gelmiş yüzlerce CHP’li seçim kayıtlarını bilgisayarla tuttuğu söylenen Emrehan Halıcı’ya ulaşmak istiyordu ama partili görevlilerden hiç kimseye bir beton duvar örülmüş gibi kimse yanaşamıyordu. Ne bu yaa, ne bu yaa, bu bir oyun diye diye deliler gibi tepindiler…

İşte Yeni CHP’nin ilk seçimi sonrası gördüğüm en büyük derdi burada:

Sanırım bugün bu saat itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin artık en büyük görevi kendi seçmenine bu seçimlerin sandık sonuçlarının doğru olup olmadığına inandırması gerekecek.

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye başarı dileyip seçim sonuçlarını kabullenmesi parti yönetimiyle partilileri arasına seçim sonuçlarının doğruluğu konusunda çok ciddi bir yarılma meydana getirdi. Bu kısa notu yazmamın sebebi CHP parti yönetimine bunu hatırlatmak, yani, CHP’liler hayal kırıklığı değil büyük bir sahtekarlık karşısında kaldıklarına iman eder gibi inanmış ve kendilerini sahipsiz hissediyor durumdalar ve şimdi parti yönetiminin de bu sahtekarlıktan hiç bahsetmeyişi ciddi bir kırılma meydana getirdi.

Şu anda tek bir CHP’li dahi evet tek bir CHP’li her seçim yüzde altmıştan başlayıp yüzde ellide sona eren ekran sonuçlarına inanmıyor…

Emrehan Halıcı’ya bu konuda tarihi bir görev düşüyor…

Partili gençler Kemal Kılıçdaroğlu’nu alkışladı ama CHP’nin önüne panikle yığılan partililer Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘devam edeceğiz, mücadele edeceğiz’ mesajlarını değil, seçim sahtekarlığı konusundaki fikirlerini ve bu beklenen sahtekarlığa karşı CHP’nin nasıl bir çalışma yaptığını ve varsa böyle bir çalışma onun sonuçlarını bekliyor…

İmza: bir dost…

Odatv.com

Not: Ankara’daki Odatv okuyucuları da bildikleri sandık sonuçlarını yorumlara yazabilirler…




Papağanlar Konuşurken / Nihat Genç

Dün akşam ODA TV’de İmza: Bir Dost yazısını CHP önünden kaleme alan bendim. Dört yüzün üstünde sandık sonuçlarını gördükten sonra seçim sahtekarlığı yapıldığına inancım büyüdü.. Seçim hilesinin Ankara, İstanbul, İzmir gibi üç büyük şehirde tezgahlandığını düşünüyorum. Sadece ben ve birkaç deli değil binlerce yüzbinlerce insan üç büyük şehirde sahtekarlık yapıldığını düşünüyor..

Geçmiş seçim tecrübeleriyle CHP’nin Emrehan Halıcı’yla önlem aldığı CHP tarafından duyurulmuştu, o halde, CHP’den sorumlu birileri kalkıp, hayır yanılıyorsunuz, kuşkularınız boşuna demesi gerekir ve hiç değilse Etimesgut, Mamak, Keçiören gibi bir seçim bölgesi pilot olarak seçilip ellerindeki tutanakları birebir karşılaştırarak hepimizi pekala inandırabilir.

Şu an itibariyle milyonlarca insan CHP’nin elindeki fotoğrafı çekilmiş ya da başka şekillerde kaydedilmiş sandık tutanaklarıyla seçim kurulu tarafından duyurulan sonuçları mukayese ederek açıklamasını bekliyor.

Halkı paniğe sürükleyecek denli kuşkular varsa parti yetkilileri partililerinin kendilerine olan güvenlerini pekiştirmek için mutlaka konuşması gerekir, söyleyeceğim bu kadardır.

Milyonlarca seçmenin doğru yanlış ister gülünç ister hastalıklı kuşkularını bu sütunlarda dile getirdiğimiz halde şüpheniz olmasın kimsecikler açıklama yapmayacaktır.

Oysa kitlelerin gülünç hastalıklı duyguları obsesifleşmiş siyasi kırgınlıkları dahi partililer tarafından ciddiye alınmalı, kitleler artık deliliğe varan kökleşmiş kuşkularından arındırılmalı..

Seçim öncesi havalı havalı şöyle tedbir aldık böyle bilgisayarlar döşedik altıyüzbin kişiyi görevlendirdik beyanatlarından geçilmiyordu, şimdi, tıss yok..

Dünya siyasi tarihinde eşine benzerine rastlanmayan ve üç seçim aynı grafikle başlayıp aynı grafikle sona eren, yani ekranlar saat yedide açılır yüzde altmışların üstündeki AKP üç seçimdir bir saat içinde çekile çekile yüzde elliye çekilir ve seçim biter..

Milyonlarca seçmen bunun büyük bir oyun olduğunu düşünüyor, böyle düşünerek delirmiş durumdalar, o halde, milyonlarca delirmiş partilinin bu delirmiş halini tedavi etmek önce CHP’nin görevidir..

Her seçim öncesi ve sonrası aynı konuşmalar ekranlarda papağan anketciler ve yazarlar tarafından basmakalıp kaldığı yerden devam ediyor..

Ünlü mizah kahramanı İranlı Meşhedi (acem) bilmeden bir papağanı kesip yemiş, papağanın sahibi ‘yahu onu niye yedin o kuşun konuşmak gibi marifetleri vardı’ demiş, Meşhedi: Madem konuşuyordu niye beni kesmeyin, demedi..

CHP’den birileri konuşmayı biliyorsa niçin kafalarının kesildiğini de papağan değilseler söylemeleri gerekir.

CHP’nin bu seçimde oylarını arttırması Türkiye için CHP için hiçbir şey ifade etmiyor, çünkü, daha önceki seçimlerde Türkiye’nin garantisi diyebileceğimiz hakimleri savcıları medyası kurumları azıcık da olsa vardı, bugün kimsenin içeri tıkılmamak dövülmemek haklarını korumak adına hiçbir garantisi yoktur ve bu yüzden seçimde birkaç puan artışı asla telafi sayılamaz. Bu seçimin bir nihai seçim ve ülkenin ‘teminatı’ kurumların mesela ‘yurttaşlığın’ kesinlikle tarihin sayfalarına gömüldüğü bir seçim olduğunu duymayan bilmeyen tadmayan yaşamayan anlamayan kaldı mı hala..

İşte yedi tane arkadaşımız niçin içerde hala bilmiyoruz ve bizim gibi eşi dostu arkadaşı niçin içeri tıkıldığını bilmeyen binlerce mağdur artık hukuk diye bir şeyin kalmadığını gayet iyi biliyor… Türkiye’de hakim kalmadı, sadece savcılar ve polisler var, Türkiye’de yargı bitti sadece tutuklama ve suçlama var.. Bakın sızlanırken isyan şikayet ederken kimsecikler artık ‘ülkemiz’ demiyor…

Dünyanın ve herkesin gözü önünde açıkça ve aleni ve hukuk demeden üstelik meydan okuyarak kaset skandallarını devreye sokanların bu oyları aldığını unutmayalım, artık istediğini uçuran istediğini tutuklayan istediğini devlet imkanlarıyla kepaze eden bir gaddar iktidarın esirleri rehinleriyiz hepimiz.

Seçimin bu saati itibariyle içerde dışarıda hepimiz rehiniz esiriz..

Yazacak yerimiz ODA TV’nin başına gelenler böyle, konuşacak yerimiz bir iki küçük TV’nin hazin içler acısı halini anlatmak başka yazıma kalsın, bir iki gün içinde gerçek yazımı ve şahsi kırgınlıkları, CHP, çok şeyi ayrıntısıyla anlatmaya çalışacağım, şu kadarını söyleyeyim, sefillikten beter imkansızlık yüzünden bu saat itibariyle oralarda yayın yapmak mümkün değil..

Sadece siyasi iktidarın rehinleri esirleri değil, medyanın beyan ettiği görüşlerin açık oturumların da rehinleri esirleriyiz, yine onlar uyduracak inanın inanmayın hepiniz riayet edeceksiniz, seçim sonuçlarına kadar yeni anayasalara kadar aklınıza gelen her şey tane tane cümle cümle orada kotarılıp şekillendirecek… Siz sadece seyredeceksiniz…

Artık hiç biriniz bir yurttaş bir siyasi figür değil sadece ‘seyredeceksiniz’, arkadaşlarınız dövülürken seyredeceksiniz içeri alınırken seyredeceksiniz belediyeler basılırken seyredeceksiniz çocuklarınız alınırken seyredeceksiniz ülkenin yağması sürerken seyredeceksiniz çevreciler gece yarısı içeri atılırken seyredeceksiniz..

Ve seyretmek dahi bir şans artık bazı şeyleri hiç duymayacaksınız, Bush, Suriye’ye savaş ilan ettiği günlerde Şam’ı ziyaret etmiştik, taksici, yahu niye buralara alelacele bir hışımla geldiniz durum o kadar vahim mi, dedi, biz de Bush’un savaş ilanını duymadın mı dedik, duymamış….Şöyle cevap verdi, yok olamaz Şam kutsal şehirdir kimse hücum edemez..

Bu taksicinin profili size Türkiye’deki seçmen profilini hatırlatıp acı acı güldürmesin, siz bu satırları okuyan önce kendi haline bak, seçimden bir iki gün önce Cumhurbaşkanımız, Suriye’deki karışıklıklara müdahil oldu ve askeri dahil her şeye hazırız beyanatı verdi..

Bu beyanat tam anlamıyla ‘savaş ilanıdır’, bu dayılanma göz korkutma sözü apaçık savaştır.. Bense seçime bir iki gün kaldı sayın cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne bir komşu ülke için savaş çığlığı gibi en ağır ültimatomu verirken, yahu iki gün sonra seçim olur hükümet değişir, bu savaş narasına yeni gelecek hükümet meclis karar versin diye niye düşünmez, dedim..

Cumhuriyet döneminde tarihimizin en kabadayı savaş narasını attık üstelik komşumuzun en müşkil anında fırsat bilip, duymadınız, bir de kimsecikler sormaz mı savaş gibi bir meydan okumayı yapanlar nerden biliyorlardı seçimle iktidarın el değiştirmeyeceğini, bu kadar emin Suriye’ye posta koyuyorlardı..

Nihat Genç, Odatv, 13.06.2011
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x