Bir Küçük Anımsatma


Ülkenin meclis eli ile yıkımı tüm hızı ile sürüyor...
Teker teker, sindire sindire, hazmettire hazmettire...
Koyunları kuzu kuzu seçenler ise dizi dizi dizi izlemede...

Bırakın ülkeyi, gezegen "leş" gibi kokuyor...
Her yer pislik içinde; her şey vıcık vıcık...
Elinizi attığınız elinizde kalıyor.

Öyle ya, üzüm de üzüme baka baka çürüyor...
Böylesi bir ortamda elbette yılların "güvenilir" kurumları da bozuluyor, yamuluyor...

Dünkü olay değil elbette bu çürüme... Ne halkı kalmış ortada, ne de bir cumhuriyet.
Kurucusunun göçüşünün ardından adım adım bugünlere geliyor, edilgen pasör anamuhalefet partisi!

Söz mü kalmış ki söyleyelim içinde bulunduğumuz sapkınlığa-aymazlığa-ihanete ilişkin...
Biz içimize dert olan "o anımsatma"yı kendimizce yapalım da, günah bizden gitsin.

Bir Deli yazdı:Cumhuriyetçilik
Dünya'da barışın tek güvencesi olan Cumhuriyet'in ölmez bekçisi olmaktır.

Devletçilik
Kimsesizin kimsesi olan devletin kimi-kimsesi olmaktır.

Devrimcilik
Büyük devrimlere gereksinim duymayacak kadar devrimci olmaktır.

Halkçılık
Allah ile aldatanlara inat, Hakk'a tapana hizmete varlığını adamaktır.

Laiklik
Ademliğini anımsayıp adam olmak; "şeriat"tan "hakikat"e sıçramaktır.

Ulusalcılık
"Türk"ün bir ulusun değil, "adamların birliği"nin adı olduğuna aymaktır.