CHP’yi BDP’nin veya Norveç’in Oltasına Takmak / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

CHP’yi BDP’nin veya Norveç’in Oltasına Takmak / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Mar 09, 2011 1:50

CHP’yi BDP’nin veya Norveç’in Oltasına Takmak

Köln’de yapılan bir panelde CHP, BDP, ÖDP seçim ittifakından söz edildiği haberi geldi. Ziver Ermiş imzalı bir haberdi. Diyor ki:

“CHP, BDP ve ÖDP, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun ev sahipliğinde ortak bir sol muhalefet platformu oluşturmak için harekete geçti. Köln'de, 'Kardeşçe bir arada yaşamak için güçlerimizi birleştirelim' adıyla gerçekleştirilen panelde seçim ittifakı masaya yatırıldı. Panele CHP Parti Meclisi Üyesi Binnaz Toprak, BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Turgut Öker katıldı.”

Haberin devamını arayan internetten bulur. Biz kendi yorumumuzu yapalım. (GM-Not: Aramayın, burada: http://www.guncelmeydan.com/pano/chp-pkk-yakinlasmasi-t27621-15.html#p144277)

BDP ile ittifaka girecek olan herhangi bir parti baştan kaybeder. Bu basit bir matematiktir. Aleviler adına hareket ettiğini söyleyen Turgut Öker ise, emperyalist AB ve ABD’nin Kürdistan hayaline hizmet eden kişi konumuna düşer ve “düşkün” ilan edilir. Hele “kardeşçe bir arada yaşama” gibi, sanki birbirine düşmanmış gibi bir imajla toplantı başlıyorsa…

CHP’ye oy kaybettirmekten başka işe yaramayacak böyle bir ittifakı tezgâhlamak ne akıldır, anlamak mümkün değil. CHP tabanını bu tezgâha çekmek affedilecek şey değildir.
Üstelik BDP’yi sol bir partiymiş gibi göstermek de boşa gayret. Eğer bu parti solda olsaydı, “Türk’ü Tasfiye Projesi”ni yazan Kürt kızı Müyesser Yıldız’ı Ergenekon diye tutuklayanlara söyleyecek sözleri olurdu.

Kemalizm’i birinci düşmanı gören bir ayrılıkçı partinin, CHP gibi kurucusu Mustafa Kemal olan bir partiyle ittifak arayışındaki taktik değişikliği gayet iyi anlıyorum. Onlar can derdine düşmüştür, CHP’ye yamanarak ömürlerini uzatma gayretindedirler. Bağımsız milletvekili olarak bile meclise gelemeyecek haldedirler, ABD onları deliğe süpürdü. Batıyorlar, batarken tutunacak dal arıyorlar. Onları kurtarmaya çalışan onlarla birlikte boğulur. Almanya’daki CHP’liler bunu görmüş olmalıydı.

Almanya, bize karşı her türlü tezgâhın kurulduğu bir ülkedir. Böyle bir panelin yapılmasından menfaat uman birileri orada elbette vardır. Uyanık olması gereken benim CHP’li Alevi insanımdır.

CHP adına hareket edenlerin böyle yanlışlara düşmemesi için uyarıcı olmalıyız. Ben de o nedenle bu konuya girdim. Konunun bir de Ankara sokaklarına yansıyan boyutu vardır.
CHP’li Çankaya belediyesine ait zabıtanın denetiminde olan Sakarya caddesindeki bazı ağaç heykellere dikkat çekmek istiyorum. Bu cadde Sakarya Meydan Savaşının adını taşıyor, o nedenle benim için ayrıca değerlidir. Buradaki ahşap ve plastik görsellerin ne Şanlı Sakarya ile, ne de estetik sanatlarla bir ilişkisi yoktur. Bunlara son eklenen bir tanesi var ki, artık bunları konuşmanın vakti geldi geçiyor.

26 Şubat sabahı, çiçeklilerle balıkçıların kesiştiği köşeye, beton üzerine demirlenmiş kocaman dikey bir kütük kondu. Kütüğün üzerinde semahlarda kullanılan yeşil-kırmızı iki kurdele asılmış haldeydi. Yukarı kısmında kocaman harflerle KÜTÜK BABA yazısı vardı. Aşağı tarafında ise “deniz mi, liman mı” yazılıydı.

Ben gördüğümde kurdeleler hiç toz almamıştı, yani yeni takılmıştı. Bir tesadüf o sabah oradan geçiyordum. Hemen zabıtaya şikâyet ettim. “Bu yazı bizim kurban kestiğimiz Koyun Baba türbelerimize hakarettir, baba kavramını aşağılamaktır, Alevilere hakarettir, bu hakaretten incinenler olur, bu kütük buradan kaldırılmalıdır” dedim. Zabıta görevlileri “biz bu şikâyetinizi iletelim” dediler.

Üç gün sonra aynı yerden geçerken, kütük ve yazı yerinde duruyordu, sadece kurdeleler yoktu. Kendi babama hakaret edilmiş gibi hissettim, çıkardım siyah gazlı kalemi, KÜTÜK BABA yazısının altına aynı irilikte PAPAZ yazdım. Ben yazarken esnaf geldi yanıma, onlarla aynı duyguları paylaştığımı fark ettim. Onlar da bir baba olarak bundan rahatsızdılar. Koyun Baba yatırlarımıza hakaret edildiğini düşündüğüm için böyle davrandığımı söyledim, yan tarafına da PAPAZ yazmamı istediler, yazdım. Çünkü bence bize kültürel yozlaşma savaşı açanlar, haçlı seferine çıkan papazdan farksızdı.

BABA yazısının altında duran “deniz mi liman mı” yazısına takıldı gözüm, “iskele babası” imajı veriyordu. Fıkra gibi anlatılır, Kayseri milletvekili vaktiyle Kayseri’ye liman istemiş, bilinir. Ben de “liman mı” yazısının altına “Kayserili” imzası ekledim.

Sakarya caddesine daha önce yapılan seviyesiz heykellerle halkın estetik algısını yeteri kadar geriye çektiler ki, bu kütüğü rahatça oraya koydular. Hele bir tanesi, ağaçtan karnı delik kadın heykeli, anne rahmine hakaret içeriyor, yan yana iki tanesinde de erkek organına benzetilmiş kadın ve erkek figürü var. Biliyorum ki bazı esnaf, belediye ile kapışmamak için bunlara itiraz etmiyor.

Bunları düşünürken, önceki gün Sakarya’da baktım millet kuyrukta, açıkta bedava ekmek arası ızgara balık dağıtımı var. Norveç buzhane balıkları kamyonlarla getirilmiş, sokakta mangallar kurulmuş, Çankaya belediye başkanı da orda, ikramı izliyor. Makarna paketi dağıtmaktan farkı yok. Değirmenin suyu kuzey denizindeki Danimarkalı Yahudi gemileriyle geliyor olmalı.

Benim Karadeniz balıklarım ise orada satılmayı bekliyor…

Norveçli Hıristiyan Noel baba, kızağıyla değil İngiliz kamyonuyla Sakarya Caddesine gelmiş, hediye dağıtıyor… Misyonerlik değil, reklâmlar, da neyin reklamıdır soran yok…
Dün Polatlı Sakarya’dan kovduklarımız bugün Kızılay Sakarya’da oltaya takılacak balık arıyor…

Yeni küresel güçler arası pazar paylaşım savaşında, kuzeyli İngiliz Norveç hattından birileri Ankara’nın ortasına karargâhı kurmuş, öyle anlaşılıyor. Balığın faturası kime kesilecek dersiniz?

Benim halkım para işlerinden anlamaz, ortaklık kültüründen geldiği içindir, üzümünü yer bağını sormaz. Ama...

Kimse “kütük baba” hakaretine göz yummamızı beklemesin.

Kimse BDP’nin oltasına yem olmasın!

Kimse CHP’yi Norveç balık ağlarına takmaya kalkmasın!





Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 8 Mart 2011, Ankara
mahiye@gmail.com
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x