--------------------------------------------------------------------------------
Pilot bölge Bolu imiş. Nüfus cüzdanları çiplenmiş. Çipli nüfus cüzdanı hangi ülkede kullanılıyor? Neden Türkiye?
Bu uygulama çok tehlikeli bir uygulamadır. Nedenini açayım :
Dünya finansını elinde bulunduran şu anda krizde görünen Federal Hazinenin sahipleri anladığım kadarı ile Türkiye ile sanılandan çok daha fazla ilgileniyor. Onlar tek dünya düzeni projesini kurgularken dünyada tek bir kart çip sistemine geçmeyi de planladılar. Bu çipler sayesinde bütün insanların ne yaptığı bulundukları yer dahil takip edilecek.
--------------------------------------------------------------------------------
Bu uygulamayı ilk olarak Avustralyada başlatmak istediler, Avustralya halkı ayağa kalktı, uygulatamadılar. Şimdi Türkiye
Uykudaki beyler-bayanlar, çağdışı kalmış muhalefet, uyanın artık!
ABDyi asıl yöneten "federal hazinenin sahipleri", diğer bir deyişle, Luciferin çocukları, kehanetler ile plan yapıyorlar. Onlar ABDnin kısa bir süre sonra büyük oranda yok olacağına inanıyor. New York sular altında kalacak, ABDnin tek kalacak olarak kabul ettikleri orta kısımlarına yerleşmeyi öneriyorlar. Ve tohum saklayın deniyor. Toprakların altından kıymetli olacağı biliniyor. En sağlam kalacak yer de Ortadoğu
İster inanın, ister uçuk bulun ama, luciferin hizmetkarları, paranın yöneticileri buna inanıyor. Tek banka, tek kart sistemine geçmek istemelerinin altında yatan, dünyada çok azı kalacak diye hesapladıkları karasal alanda kendi hakimiyetlerini kurmak
Onlar büyük krizler çıkarırlar. Önce globalleşme masalı ile dünyadaki sistemlere girdiler. Sonra kriz
Bütün krizlerde paralar ve şirketler belli ellerde toplanır. 2006 yılında yazdığım bu yazıyı tekrar okumanızı öneririm: http://www.internetajans.com/default.as ... 18&aid=313
İbrahim Karagül krizden çok önce ABDde yapılan hazırlıkları yazdı... Yazısında:Ekonomik çöküşe hazırlanan ABD 12 eyalette toplama kampları inşa ediyor. Nedeni de açlık durumunda isyan edebilme tehlikesi olabilecek halkı toplamak
diye belirtiyordu. Mütahit Hallyburton(!)
Para el değiştiriyor. Bu kriz bir proje. Bakın VERSO başkanı Erhan Göksel ne diyor: Birisi batarken öbürü mü kazanıyor? Evet. JP Morgan 10 milyar dolarla batarken bu şirketler kâr ediyor. Bütün Ortadoğu ve Kuzey Irakta iş yapan firmaların hisse senetleri yüzde 700900 arasında değer kazandı. Yani Hallyburton, Bechtelin değeri 100 milyar dolarsa ise 700 milyar dolara çıktı. Para el değiştiriyor. Sermaye el değiştiriyor.
Evet, işte bu Hallyburton ABDde toplama kamplarını yapan mütahit
İlginç değil mi?
Anlaşılan o ki, Türkiye üzerindeki planlar büyük, uygulamalar hızlı
Muhalefet olanları idrakten yoksun. Bunları açıklayabilecek bilim adamları yıldırılmış.
Sahi, Sinan Aygün, Emin Şirin, Erol Mütercimler vb. leri
Bunları ortada gören var mı? Yoksa kendilerine C Format mı atıldı? Milli dinamikler EMES olmuş gibi
Veee
Sağlık bilgileri, parası, künyesi çiplenmiş Türk vatandaşları
İşte asıl BBG evi budur. Kobay fareler gibi
Gideceğin hiçbir yer yok.
Türkiyenin Muhalefet Sorunu
Türkiyede bir iktidar sorunu var, tamam. Ya muhalefet sorunumuz. Muhalefet maalesef derin uykularda kestiriyor. Hala 40 yıl öncesinin muhalefeti gibiler diyeceğim ama, öyle bile değiller. Neyse bir Kılıçtaroğlu çıktı da, en azından laiklik gibi halkın bir türlü anlayamadığı söylem üzerinden değil de, belgeler üzerinden muhalefet başlattı.
Belli muhalefeti sürdürebilmek için bilgi gerekir. Anlaşılıyor ki, partiler hala çağı yakalayamadı. Hala daktilo ile hayata devam.
Ortada şu anda görülen bir CHP var. MHPnin Sayın Genel Başkanı ise arada bir görünüp, sonra sırra kadem basıyor. Zaten MHPnin genetiği değişti. Tıpkı Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar gibi genetiği değişti. Dünyaya Türk Dünyasından değil de, küreselcilerin gözlüğünden bakan adamlar baş tacı edildi...
AKPnin gizli anlaşmaları ve özelleştirilen kurumların resmi satış fiyatları ile perde arkasındaki asıl fiyatlardan muhalefetin hiç haberi olmadı. Türk çiftçisine atılan kazık ve Türk Halkını gelecekte birçok sağlık problemi ile yüz yüze bırakacak GDO yasasına muhalefet ses çıkarmadı. Vakıflar Yasasını MHP dava etmişti, sonuç ne oldu belirsiz. Vakıf yasası ile Kurtuluş savaşının arkasına düşerken bizimkiler laiklik kavgası yapıyorlardı. Acaba hep beraber vakıf yasasını gözden mi kaçırıyorlardı?
Devlet dairelerinde tarihinde görülmedik kadrolaşma oldu. Bütün ülke dinlendi. Medya üzerindeki baskılar ve ele geçirme operasyonlarında da muhalefeti göremedik.
Meclise Muhsin Yazıcıoğlu girdi. Bir parti lideri idi. Yani ülkenin yönetimine talip bir başkan
Sonra ne oldu? Sesi-soluğu yok oldu. Var mı, yok mu belli değil.
3lü koalisyon dönemi idi. İsraile tank revizyonu ihalesi veriliyor. İsrail Filistin'de katliam yapıyor. Muhsin Yazıcıoğlu ve ekibi Ankara Sakarya caddesinde ihaleyi protosto ediyor. Oradan geçiyordum, samimi sandığım için destek oldum. Şimdi bakıyorum da, ülke toptan satılırken Muhsin Yazıcıoğlu ortalarda yok. İnsan Muhsin Yazıcıoğluna MHPyi bölmek için Fethullah Gülen para verip parti kurdurdu iddiasını düşünmeden edemiyor. Ülkeyi pazarlayan adamın uçağında Avrupaya gittiğini düşünürsek
DSPde muhalefet sayılmaz. Bir de ülkede başbakanlık yapmış Mesut Yılmaz var. Zat-ı şahaneleri de mecliste ama sadece mecliste
Zaten bugünkü kartel medyasının oluşmasında en büyük mimar kendileridir. Bir de 3lü koalisyon döneminde bankaların soyulmasının baş sorumlularından. AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer sözünü de hiç unutmadık.
Bunlar kısa notlar. Bu notlar bile muhalefetin içler acısı halini gözler haline seriyor.
Kamer Genç bir başına bunların yapamadığı muhalefeti yapıyor. Şimdi bazı ezberci okur çiçek sulama falan der. Onlara şunu söyleyeceğim: Kamer Genç in olayı gerçek mi, değil mi tartışılır ama, AKPli bazı bakan ve vekillerin sekreter, özel kalem müdürlerinin değil çiçek, kış bahçelerini bile suladıkları delilleri ile mevcut. Ayrıca Kamer Genç bölücülük yapmayan, vatanına bağlı, memleketinin garibanlarının elinden tutup koşturan bir insandır. Numune Hastanesi görevlileri o koridorlarda insanları için nasıl koşturduğunu bilir. AKPnin Sağlık Bakanı Recep Akdağ da kendi geçerken ayağa kalkmayan Erzurumlu delikanlı ile atışır, sonra da mahkemeye verir. Saygı zorla alınmaz, hak edilir. Daha bunu bile öğrenememiş ama doktor olmuş(!)
Oysa kendisi, koskoca Erzurum Atatürk Üniversitesinin açılışına 1,5 saat gecikme ile gitmekte mahzur görmez. Öğretim görevlileri babasının uçağı ya (!)
Evet değerli okur, ortada muhalefet yok, küresel güçlerin ortağı konumunda görev yapan bir iktidar var. Küresel kriz kapımızda
Fakat umutsuzluk yok!.. Olağanüstü durumlar kendi şartlarında liderini ve çözümlerini daima ortaya çıkarmıştır! Ve bu şartlar doğduğunda bu ülke safralarından da kurtulmuş olacaktır, bundan emin olun.
Son söz:
"Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. " S. M. Power
Kaynak: Zahide Uçar-İnternetajans