Çok etkili bir depresyonla başa çıkma yöntemi

Diğer kategorilere uymayan başlıkları burada paylaşabilirsiniz

Çok etkili bir depresyonla başa çıkma yöntemi

İletigönderen Efe » Pzt Nis 23, 2007 18:56

Çok etkili bir depresyonla başa çıkma yöntemi bilişsel yeniden yapılanmadır. Bu olay depresyon şeytanından gelen akıldışı düşünceleri saptamak ve yerine daha uygun düşünceleri koymaktır. Bu kesin şifa sağlayan bir yöntem değildir ama depresif olmadığımız veya hafif depresif olduğumuz dönemde şeytandan gelen darbeleri yumuşatır ve özellikle koruyucu etki yapar ve şeytanı uzak tutar. Ben tam remisyondayım yani keyifler maksimum düzeyde ve bu savaş taktikleri ile keyiflerimi maksimum düzeyde tutabiliyorum. Şeytan ile savaş taktiklerini bilmesem tekrar depresyon cehennemini boylarım. Bu savaş
taktikleri herkes için aynı ölçüde etkili olmayabilir ama bazılarınız bu taktikleri kullanışlı bulabilir. Bilişsel terapinin temel kuralına göre duygulanımlar (üzüntü, öfke, vs) , zihnimizdeki soyut dünyaya fiziksel tepkilerdir. Başka bir deyişle, önünüzde bir durum veya olay vardır- daha sonra zihniniz bu durum veya olay ile ilgili bir yorum ve değerlendirme yapar- ve bu değerlendirme sonucu duygulanım (üzüntü, öfke,vs) dediğimiz otonom bir fiziksel tepki ortaya çıkar. Yaptığımız değerlendirme ve yorum duygulanıma sebep olur. Depresif olduğumuz zaman şeytan yaptığımız yorumlar üzerinde çok fazla etkilidir. İşte burada hayatta kalma
mücadelesi başlar.
Genellikle nasıl değerlendirme ve yorum yaptığımızın farkında olmayız. Değerlendirme ve yorumlarımız otomatikleşmiştir. İşte o zaman BÜYÜK bir hata olan duygulanımsal çıkarımlar yaparız. Yani "onu hissediyorum ve duygu olarak algılıyorum, o halde o doğru almak zorunda. Yani "ne hissediyorsam o doğrudur" deriz. Fakat bizi bu hisse veya duygulanıma götürenin yaptığımız değerlendirme ve yorum olduğunu farkedemeyiz. Duygularımız ve hislerimiz otonom olduğu için
üzerinde direkt kontrolümüz yoktur ama yorum ve değerlendirmelerimizi kontrol edebiliriz. İşin sırrı geriye dönüp, hangi değerlendirme ve yorumlar ile duygulanımlarımıza sebep olduğumuzu bulmaktır. Şeytan ile savaştan sağ çıkmakta yapacağımız ilk adım geriye dönüp düşüncelerimizi analiz etmektir.

Şeytanın taktiklerini bilmek ve anlamak. İşte size depresyon
şeytannın taktikleri:



Seçici algılatma: Şeytan bize, bir olayın vaya bir durumun olumsuz
ayrıntılarını algılatır ve gözümüzde büyütür. Şeytan, durumun veya
olayın olumlu yanlarını gömemize engel olur.


Kutupsal algılatma: Şeytan bize herşeyin siyah ya da beyaz veya iyi
ya da kötü olduğunu düşündürür. Yani bir şey ya iyidir ya da kötüdür.
Ya mükemmelsinizdir ya da çok başarısızsınızdır. İkisinin ortası
yoktur.


Aşırı genelleme:
Şeytan, sadece tek bir olay üzerinde değerlendirme
yaparken , aynı şeyin tekrar tekrar olacağına bizi ikna eder. Sadece
tek bir olumsuz ilişki yaşayan birinin bundan sonra karşı cinsle
ilişkiye girmekten korkması ve karşı cinsten nefret etmesi gibi.
Kadınlar kötüdür ya da erkekler kötüdür gibi aşırı genellemeleri
şeytan bize düşündürür.


Felaket tellalığı: Şeytan sizi bir felaketin kaçınılmaz olduğuna
ikna eder. Küçük bir problemde bile olabilecek en kötü olasılığı size
düşündürür ve kesin olarak en kötü olasılığın gerçekleşeceğine dair
sizi ikna eder ve size büyük kaygılar yaşatır. Halbuki en kötü
olasılığın olma şansı çok düşüktür.


Kişiselleştirme: Şeytan, sizi başkalarının her söylediğinin size
karşı bir tepki olduğuna ikna eder. Başkalarının her söylediğinden
alınmanızı gücenmenizi sağlar. Şeytan, sürekli olarak sizi
çevrenizdekiler ile mukayese eder ve sizi, çevrenizdekilerin sizden
daha akıllı, daha güzel, daha başarılı olduklarına ikna eder ve
kendinizi kötü hissetmenizi sağlar.


Akıl okuma: Şeytan sürekli size başkalarının ne düşündüğü hakkında
veri gönderir. Başkalarının düşüncelerini tahmin etmeye çalışarak ve
bu düşüncelerden gücenerek veya alınarak üzülür veya öfkelenirsiniz.
Şeytan, özellikle başkalarının sizi düşündüğüne sizi ikna etmiştir.
Akılcı düşünce ise başkalarının ne düşündüğünü anlamanıza olanak
olmadığıdır ve üstelik başkalarının ne düşündüğü sizi hiç
ilgilendirmez.


Kontrol yanılsaması:
Şeytan, tüm hayatınızı kontrol ettiği için
kendinizi umutsuz , yardıma muhtaç ama yardım göremeyen bir kader
kurbanı olarak görürsünüz. Ayrıca şeytan , çevrenizdeki herkesin
acıları mutluluklarından sizin sorumlu olduğunuza sizi ikna eder.
Bütün bunlar şeytanın sebep olduğu yanılsamalardır.


Doğruluk yanılsaması: Şeytan, çevrenizdekilerin sizinle aynı fikirde
olmamasından dolayı gücenmenizi ve kırılmanızı sağlar. Sanki
çevrenizdekiler sizinle aynı fikirde olmak zorundaymış gibi.


Suçlama: Şeytanın etkisi ile yaşadığınız problemler sonucu
çektiğiniz acılardan ya kendinizi ya da başkalarını suçlarsınız.
Şeytanın en etkili taktiklerinden biridir. Şeytan size sürekli
suçlayacak birini aratır ve kendinizi kötü hissetmenizi sağlar.
Zorunluluklar ve kurallar: Şeytan size bir sürü zorunluluklar ve
kurallar listeler. Bu listede sizin ve başkalarının nasıl davranmak
ve düşünmek zorunda olduğu yazılmıştır. Başkaları bu kuralları ihlal
ederse, gücenir ve kırılırsınız, siz bu kuralları ihlal ederseniz
suçluluk duyarsınız.


Duygusal çıkarımlama:
Şeytan ne hissediyorsanız onun doğru olduğuna
sizi ikna eder. Eğer kendinizi değersiz hissediyorsanız, değersiz
olduğunuzu düşünürsünüz.


Değiştirme yanılsaması: Şeytan, eğer başkalarını yeteri kadar
etkiler ve zorlarsanız onları sizin düşüncenize uygun bir şekilde
değiştirebileceğinize sizi ikna eder. Başkalarını değiştirme ihtiyacı
duymanız mutluluğunuzun tamamiyle başkalarının davranış biçimine
bağlı olduğu inancıdır. Buna da sizi şeytan ikna etmiştir. Şeytan,
başkalarını oldukları gibi kabul etmenize engel olur.


Global etiketleme: Şeytan bir ya da iki özelliğe göre olumsuz bir
global değerlendirme yapar. Örneğin şeytan size şunu
düşündürebilir: "matematikte başarısız olduğuma göre ben bir salağım"
Böyle düşündürerek sizin kendinizi kötü hissetmenizi sağlar. Zaten
şeytanın tek amacı size kendinizi kötü hissettirmektir.


Cennet vaadi yanılsaması: Şeytan, yaptığınız özveriler ve
fedakarlıklar için karşılık beklemenizi sağlar. Sanki birisi sizin
yaptıklarınızın skorunun tutmaktadır ve iyi skor yapmak için
çabalarsınız ama ödül bir türlü gelmez çünkü aslında siz şeytanın
tuzağına düşmüşsünüzdür.


Bunların bazısı size uyabilir, bazısı ise uymayabilir.

damnant quod non intelligunt...
Kullanıcı küçük betizi
Efe
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 1508
Kayıt: Cmt Şub 17, 2007 22:58

İletigönderen tuba » Cum May 16, 2008 0:47

EfE: Bir şey bu kadar mı güzel analiz edilir...Bizler genellikle içine düştüğümüz ve yıllardır alışkanlık haline getirdiğimiz bu bahsettiğiniz zihinsel formları, tuzakları farkedemediğimiz için bir türlü o muhteşem dönüşümü gerçekleştiremiyoruz kendi içimizde...ha oldu derken başka bir tuzak çıkıyor karşımıza....tatmini, başarıyı, mutluluğu hep kendi dışımızda arıyoruz...o yüzden de ancak çok azımız bu hayatta gerçek potansiyelini gerçekleştirebiliyor...oysa sizin de bahsettiğiniz gibi insan bu zihinsel düşünce kalıplarını kendinde farkedip bunların aslında "biz" olmadığımız gerçeğini anlayınca onların tutsaklığından kurtuluyor ve "gerçek" özgürlük, doyum, mutluluk ondan sonra kendiliğinden geliyor...Zaten aslımızda, özümüzde hepimiz "mükemmel" değil miyiz!!! Yazı için çok ama çok teşekkürler, bütün dostlarıma göndereceğim...
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen orhunefe » Cum Ağu 01, 2008 17:52

Bu bilişsel teknikleri biliyordum fakat benim okuduğum metinlerde Şeytan ! yoktu.

Bu sanırım bizimkilerin işi. İyi niyetle yapılmış bile olsa işin içine şeytanı karıştırmak hangi akla hizmet bilmiyorum. Sanırım vesvese denen şey ile bağıntılamışlar.

Depresyon gibi ciddi bir sendorma şeytan bulaştırmak işleri zora sokabilir. Depresyon muzdariplerine sana şeytan musallat olmuş demek gibi bir şey. Yakında haç göstermeye de başlanabilir depresiflere.
Kullanıcı küçük betizi
orhunefe
Üye
Üye
 
İletiler: 452
Kayıt: Sal May 22, 2007 10:51

İletigönderen lafebesi » Pzt Kas 10, 2008 21:05

seytanın artık kacacak yerı olamaz herhalde:D
herseyıyle afişe olmus seytan :D
bravo gercekten guzel anlatmıs anlatan
Kullanıcı küçük betizi
lafebesi
Üye
Üye
 
İletiler: 32
Kayıt: Cum Kas 07, 2008 12:03

İletigönderen PearL-GraiN » Pzr Mar 01, 2009 22:46

EfE, çok güzel bir yazı paylaşmışsın, teşekkürler


karamsar halimizin suçlusu kim bulduk: şeytanmış :? :lol:
Kullanıcı küçük betizi
PearL-GraiN
Üye
Üye
 
İletiler: 174
Kayıt: Pzt Eki 20, 2008 10:51
Konum: Ne önemi var...

İletigönderen maydonos » Pzt Mar 02, 2009 2:13

bu yazinin bilimsel oldugunu hic sanmiyorum.kaynak belirtimemis.ne bu ya :!:yani sucu baskasina atarak depresyondan kurtulun..komik bir yazi..
depresyonmus.yeni yeni hastaliklar turetip insanlara ilac satiyorlar.her dakika manik depresifler gibi siritmamizi, enerji icecegi icmis gibi aktif olmamizi sartliyor neden :?: sacmalik.baska birsey degil.insan bazen uzgun bazen de neseli vs. tum duygulanimlari gosterebilir..hemen bir gun canin birsey yapmak istemesen; damga hazir. ooo sen depresyondasin.illa ki onlarin istedigi gibi davranamalisin.depresyonmus.cok sacma bence..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

konu mantıksız gerçekten

İletigönderen emesiz1979 » Sal May 19, 2009 11:31

depresyon durumu veya psikolojik çöküntü dediğimiz bunalım dönemi çok uzun sürerse örneğin kişi 15 gün boyunca iletişim kurmuyor üzüntülü ve içine kapanmışsa buna depresyon diyebilirsiniz ya da sürekli neşeli olma hali de psikolojik bir vakadır aslında konuya bende bilimsel bir cevap yazmayacağım sadece çevremden edindiğim birkaç gözlemi aktarmak isterim.
örneğin psikolojisi güçlü dediğimiz insanların ortak özelliklerine bakınca gözle görülür bir şekilde ayakları yere basan insanlar olduklarını görüyorum bir de yaptıkları iş her ne ise o işe dört elle sarılıyorlar iş dışında özel hayatlarına zaman ayırdıklarında da dolu dolu zaman geçiriyorlar, başkalarının duygu ve düşüncelerini değiştirmek gibi bir niyetleri yok, tutucu değiller her ortama kolaylıkla ayak uydurabiliyorlar , kişilerin maneviyatlarına saygıları var . Bir de bu piyasada satılan lullstral gibi rahatlatıcı ilaçların içeriğindeki maddeler vucutta mutluluk hormonu salgılatmaktan başka bir işe yaramıyor bu ilaca alışırsanız bıraktığınızda mutlaka spor yapın cunku spor yapmak o ilacı size aratnayacak. (SPOR YAPMAK VUCUTTA MUTLULUK HORMONU SALGILATIR.) ayrıca beden işi ile uğraşanlar genelde tv film izleyerek ruhunu ve bedenini dinlendirir , sayısal hesap kitap işi ile uğraşanlar da spor yaparak dinlenir. biraz karman çorman oldu konu ama dediğim gibi kendi fikirlerim bunlar bilimsel yanı yok neticede insan nasıl rahat ediyorsa öyle yaşamalı ..
“Halkın her dediği demokrasinin gerekleri olarak kabul edilirse bu bir çoğunluk diktatörlüğü yaratabilir. Demokrasinin sınırlarını halk belirlemez, demokrasinin temel ilkeleri belirler.”
Prof. DR. AHMET TANER KIŞLALI
Kullanıcı küçük betizi
emesiz1979
Üye
Üye
 
İletiler: 70
Kayıt: Prş Oca 03, 2008 17:03
Konum: İzmir


Şu dizine dön: Diğer

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x