ÇÖZÜM ÜRETMEK
Sorunlara çözüm üretirken, belli ilkeleri, bu ilkelerin getirdiği sınırları dikkate almak herkesi, her kesimi memnun etmeye de olanak olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir. Özellikle CHP, çözüm üretirken bu kurallara uymak, ciddi ve tutarlı olmak zorundadır. CHP’nin tabanı diğer partilere kıyasla daha tutarlı, parti ilkelerine daha yapışık ancak daha güç beğenir, tepki verir bir yapıdadır. Bu nedenle CHP’nin, tabandan gelebilecek tepkilere karşı da duyarlı olması gerekir.
CHP, çözüm, politika üretirken altıok uyumuna özen göstermelidir. Halkçılık kuşkusuz partinin umdelerinden, ilkelerinden biridir ama bunu devrimcilik, laiklik ve devletçilikle birlikte düşünmek, yorumlamak gerekir. CHP’ye zaman zaman jakoben yakıştırması ya da eleştirisi yapılır. CHP’nin halkçılığı, cumhuriyetçiliği, halk yararına, halkı zorlama ile, halk onayı olmadan uygulamalar, devrimler yapmak değildir. Başarı ancak halkın devrimleri benimsemesi, içselleştirmesi ile kazanılır. Halkçılığı, halk yararına olmayan ancak halkı hoşnut etmeye, halkın gözünü boyamaya yönelik, halk yalakalığı ile halkın desteğini almak diyebileceğimiz ucuz halkçılıktan, popülizm diye ifade edilen yaklaşımdan ayırmak gerekir.
***
Halkçılık, halkın benimsemesi ile halkın yaşam kalitesini yükseltmelidir. Bu ilkenin kapsamına değer yargılarının, davranış biçimlerinin değişmesi de girer. Oy ve sempati toplama hesapları ile halkçılık yapılmaz; halkın sempatisi için ilkelerden ödün verilmez. Önemli olan, halkın sizin savunduklarınızı benimsemesi, kendi yararına olduğuna inanmasıdır. İktidar olmak için ödün vermek, uzun süreli başarı için geçerli ve sağlıklı bir yol değildir; aksine, geleceği de tehlikeye atar. Eleştiriye, uğrasa da CHP, ucuz halkçılık konusunda AKP’leşmemelidir.
Çözüm üretirken nelerin öncelik taşıdığını, nelerin ikincil önemi olduğunu, hatta güncel olsa da önemli olmadığını belirlemek, ayırmak gerekir. Türkiye’nin çok kapsamlı bir eğitim sorunu vardır. Sorunun çözümünde, derslik yapmak, türbana üniversiteye giriş olanağı tanımak, ikincil bir öneme dahi sahip değildir. Yeterli kaynak ayırmak, eğitmen yetiştirmek, fırsat eşitliği yaratmak, eğitim programları geliştirmek, hatta gelir düzeyi düşük olanlar için yaygın bir deyişle pozitif ayrımcılık yapmak büyük önem taşır. Eğitim projelerine CHP’nin, laikliklik, halkçılık, devrimcilik ilkeleri yansımalı, projeler bu ilkelerin ortak ürünü olmalıdır.
***
Devletçilik yalnız planlamayı, devlet gözetimini ve düzenlemesini değil devletin üretici olmasını da gerektirir. Türkiye sınaileşecekse, sınaide ileri aşamalara geçecekse, bu amaç doğrultusunda devlete önemli görevler düşer. Devlet, ülkede hem sektörel hem de coğrafi bölgeler itibarıyla dengeli bir sınaileşme programı uygulamalıdır. Yalnız Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde sınai tesisler kurulması yeterli değildir. Sektörel üretim dengesizliği ve dış ticaret açığını doğuran ara malı ve sermaye malı iç üretim yetersizliğini de devlet, tümüyle gidermese bile azaltmalıdır. Türkiye, teşvik yaftası altında kaynak savurganlığından ve kişi zengin etme politikasından vazgeçmelidir. Devlet yatırımları girdi talebini arttırarak ve çıktıları için de pazar yaratarak özel girişimleri de özendirir. Devlet yatırımları talep yaratarak, girdi sağlayarak, ileriye ve geriye etkileri ile ekonomide hareketlenme yaratır.
Türkiye’de vergi reformları yaftası altında, vergilerin yapısı sistematiği bozulmuş ve vergi gelirlerinin yaklaşık üçte ikisi, dahilde mal ve hizmetlerden alınan vergiler ile dış ticaretten alınan vergilerden oluşmaya başlamıştır. Türkiye’de kurumlar vergisi hasılatının ve beyannameli mükelleflerden alınan gelir vergisinin gerek yasal düzenleme gerek etkin kontrol ile yükseltilmesine gereklilik vardır.
“Çağa ayak uydurma” alalaması ile CHP’yi de ekonomik politikası açısından liberal eğilimli bir parti haline getirme telkinleri, hatta baskıları yapılmaktadır. İktisaden liberal eğilimli bir CHP, korkarım bir süre sonra sağlam tabanını da yitirir. Her açıdan sağa kaymış, AKP’leşmiş bir CHP’ye ne gereksinim var, sorusu kafalarda yerleşmeye başlar.
CHP, altıoku ile emperyalizme karşı duruşu ile bağımsız üniter devlet anlayışı ile varlığını sürdürür. CHP şahıs değil, ilkelerini egemen kılmaya yönelik politikaları olan parti olmalıdır.
ÖZTİN AKGÜÇ, Cumhuriyet, 24 EYLÜL 2010