Çözümün Adı: Savaş

Çözümün Adı: Savaş

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Tem 27, 2011 0:59

ÇÖZÜMÜN ADI : SAVAȘ

Gelmekte olan savașın Türkiye’ye ‘teğet geçme olasılığı’ kaç acaba? Deveye sorulan soruya benzese de; yanıt bulunması gereken soru budur.

Önce ne ‘savașı’ diyenler olacaktır; sonra Türkiye zaten savașın içinde diyenler... Falan da filan. Devenin kulağından bașlayalım öyleyse.

Türkiye bölgesel bir ‘sıcak savaș’ın eșiğindedir. Tanklı, toplu; kadınlı erkekli, çoluklu çocuklu; kanlı ve acılı bir savașın eșiğinde. Ve yüzde ellilik ‘bu hükûmet’ bu savașa ‘teșne’dir. Nedenidir de denilebilir. Devenin hörgücü de ‘ekonomik bunalım’dır. Hani ümmi ekonomi profesörleri ‘kriz-mriz’ diyorlar ya; iște o. İște bu ‘kriz’, kimi kerizler için geometrideki ‘teğet’e benzemektedir. Oysa bu ‘bunalım’, öncesinde finansal, sonrasında ekonomik ve son çözümlemede toplumsal olan bu ‘bunalım’ acunsaldır. Ne ki, Türkiye’deki yüzde ellilik ‘hükûmet’in görev alanında beslenip büyütüldüğü oranda da bölgeseldir. On yılda ancak bu kadar becerilebilinirdi ve o kadarı becerilmiștir.

Șimdi savașın nedenleri arasına bir de ‘kuyruğun kurtarılması’ girmiștir. Hangi devenin kuyruğu diye sorulmasının bir anlamı yoktur. Deve devedir. Somut. Devenin ‘yumușak karnı’ ise Kürt açılımıdır. Devleti az çok bilen hiçbir ‘parti’, ‘dernek’, ‘kurum’, ‘kuruluș’ ya da ‘adam’ kendi karnına hançer dayamamalı idi, değil mi ama? Dayamıștır.

Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Sayıștay, Danıștay, yargıç, savcı ve savunmanlar dahil yargı; parti, milletvekili, bakan ve bașbakan dahil yasama ve yürütme; ordu-mordu ile polis-molis; basın-masın ile aydın ve maydınlara ‘günaydın’ olsun. Gelmekte olan kapıya dayandığı için ‘Hi’ bile denilebilinir. Bağıșlayın ama yazmak durumundayım; bunlar deveninki ile birlikte kendi ‘kuyruk’larının derdine düșeceklerdir. Ve kuyruğu kurtamanın tek yolu vardır, o da ‘savaș’tır. O nedenle ‘savaș’ Türkiye için ‘kaçınılmaz’ olmuștur.

Devenin yularına gelince, söylemek bile fazla, ABD’nin elindedir. O ABD ki; ‘Amerika amerikalılarındır’ deyip Kuzey Amerika’ya çekilmek yolundadır. Tükenecek idi ve bugün tükenmiștir. Son çırpınıșları için ‘savaș’ kaçınılmaz idi ve bugün savaș onlar için de kapıya dayanmıștır. Ellerinde tuttukları yularlar ile birlikte savașın içine gömüleceklerdir. Yıldız falı mı astroloji mi diye soranları kınarım. Bu saptamalar ‘ekonomi politiğin’ abc’sinde yazılıdır. O endeks, bu gösterge, șu ölçüt neyi gösterirse göstersin; büyük ‘bunalım’ın gelmekte olduğu en azından üç yıldır șu ya da bu oranda ‘yașanmakta’ idi.

Teğet midir tanjant mı yașanarak görülecek idi ve bugün ‘gün gibi’ ortaya çıkmıștırki ‘irrevocable’mıș; eski günler geri getirilemez imiș. Șimdi, ‘adam gibi’, ya olan oldu bir kez gelin birlik olalım, bir ‘genel seferberlik’ ilan edip gereğini yapalım denilecektir; ya da ‘kılkuyruk bahaneleri’nin ardına gizlenilecektir. Görünen o ki, bunlar ‘kuyruğu dik tutma’ pahasına ikinci yolu seçeceklerdir. Ne ki bu kez kuyruğu kurtamaları pek kolay olmayacaktır. Gelmekte olan savaș nice kuyruklar koparacaktır; göreceğiz!

Hani elle gelen düğün bayram denir ya, savașsa savaș. Kuyruğu ve yuları olanlar düșünsün.

Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1680
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x