Cumhuriyet gazetesi 52 milyara Atatürk'ü feda mı etti?

Cumhuriyet gazetesi 52 milyara Atatürk'ü feda mı etti?

İletigönderen Türk-Kan » Cum Kas 21, 2008 13:04

Cumhuriyet gazetesi 52 milyara Atatürk'ü feda mı etti?

Adı: Mehmet Faraç.

Hizbullah ve PKK ile ilgili geniş araştırmaları olan terör uzmanı pırıltılı bir gazeteci.

Çeyrek asırdır Cumhuriyet gazetesinde çalışıyor.

Son birkaç aydır ekrana sık çıkan ve milli duruşu ile kitlelerin gönlüne giren Faraç, Medcezir adlı sütununda çarpıcı yazılar yazıyordu.

Derken Mehmet’in sütunu birden karardı, yani yazıları bir anda kaldırıldı.

Birkaç gün önce konuyu bu sütunda gündeme getirip bu tasarrufun Faraç’ın son yazdığı Mustafa filmi ile ilgili yazılarının olup olmadığını sordum.

Cumhuriyet yönetiminden bir cevap gelmedi, ama okurlarından mailler geldi.

İddiaya göre Mehmet Faraç’ın köşesi Can Dündar’ın Mustafa filmini eleştirdiği için kaldırılmış!

Açıkcası bu iddiaya çok inanasım gelmiyor!

Öyle, çünkü İlhan Selçuk’un belgesel tüccarı Can Dündar’ın psikolojik savaş adına yaptığı Mustafa Kemal’i aşağılayan malum filmini onaylamayacağı kanaatindeyim.

Tahminim ya da beklentim bu, ama kafa karıştırıcı bazı şeyler de yok değildir.

Mesela neler mi?

Sekreterimden arşivlediğimiz Cumhuriyet gazetesinin son sayılarını isteyip taradım.

Mehmet Faraç yazana kadar Cumhuriyet’te tek bir kişi Mustafa filmindeki rezillikleri kaleme almadı.

En önemlisi kıyameti koparması gereken İlhan Selçuk suskun kaldı.

Mustafa filmi ile ilgili eleştiriler Faraç’ın yazılarından sonra yapıldı ve bu yayınla yazılar da fevkalade sınırlı oldu.

Ne yalan söyliyeyim, Atatürkçülüğü kimselere bırakmayan ve onu tapulu malı gibi gören Cumhuriyet’in o tutumuna çok şaşırdım.

Öyle, zira Mustafa Kemal’i ayyaş, hoyrat, bencil, alaycı, dinsiz, zampara ve diktatör gibi gösteren o rezil filme isyan etmek aslında kuruluşuna Atatürk’ün önderlik ettiği Cumhuriyet gazetesinin misyonu gereği ve hatta namus borcu gibiydi.

Maalesef Cumhuriyet kurumsal olarak genel bir yayınla bu borcu ödemek bir yana, bu işi bireysel olarak yapmak isteyeni susturdu.

İşte bu husus üstünde durulması ve de sorgulanması gereken dehşet bir fotoğraftır.

Bitmedi...

Gazeteyi tararken bir başka dehşete daha tanıklık ettim.

Tarih 10 Kasım, yani Büyük Atatürk’ün ölüm yıldönümü.

Pek çok gazetede Koç Gubu’nun Mustafa Kemal’i anma ile ilgili ilanları var.

Bu ilan Cumhuriyet’te yok.

Ama Cumhuriyet’te başka bir ilan var ve bu ilan tam sayfa!

Mustafa filminin ilanı.

Evet Cumhuriyet gazetesi Atatürk’ü anma gününde Atatürk’e sövülen filmin ilanını tam sayfa bastı.

Araştırdım bu ilanın ederi 52 milyar civarı imiş.


İyi de 10 Kasım gününde 52 milyara Atatürk’ü feda etmek, yani ona söven filmin reklamını yapmak Cumhuriyet’e yakıştı mı?
Sanıyorum hadisenin NTV ve Sabancı Grubu boyutu ve etkisi de vardır. Malum Sabancılar hem Mustafa filmini finanse etti, hem de Cumhuriyet’e destek noktasında yakından ilgili.

Tamam Cumhuriyet elbette ve mutlaka yaşamalı ama sorarım size bu şekilde mi?

Bu vesileyle Cumhuriyet yönetimine soracağım bir başka soru da şudur:

- “Öcalan çocuk katili değildir. Oğlumun odasında Türk bayrağı var, ama o bayrağı bir gün indireceğim” diyen Berat Günçıkan’ın Cumhuriyet’in Pazar ekini hazırladığı doğru mudur? (Girin Google’a Berat Günçıkan yazın görün.)



HAMD OLSUN...
Krizin faturası Erdoğan sayesinde üçe katlanacak!


Bırakın uzmanları ve işadamlarını, ekonomiden birazcık anlayan herkes haftalardır önlem ve paket diye yakarıştadır da Tayyip Erdoğan bunları duymuyor ve görmüyor. Onun yaptığı tek şey hamdolsun diyerek toplumu hipnotize etmektir. Amacı aç ve açıkta olsa da halkı bu telkin ya da psikolojik taarruzla uyutmak ve seçime bu şekilde erişmektir. İyi ama bu kayıtsızlık böyle sürerse ortaya çıkacak fatura üç misline çıkar. Öyle ya geciken tebbir maliyeti katlıyor. AKP’nin umurunda değil. O hâlâ üç maymunu oynuyor ve türlü manipülasyonlar yapıyor. Başbakanımız tedbir paketleri açıklayacağına iş âlemine posta atıyor, zulaları var, krizi kullanmak istiyorlar diye o kesimi hedef alıyor. İyi ama ekonomi ya da para Kasımpaşalılıktan anlamaz ki! Dolayısıyla sadece soyut bir hamd ile bu işin içinden çıkmak mümkün değil. Hal bu iken Tayyip bey hâlâ suyu tersinden akıtmaya uğraşıyor.


ATALIM MI...
Necla Arat AKP’nin gizli müttefiki!


Bugüne kadar yüzlerce insanla TV programı yaptım. Bunun yarısı soldan ve CHP’den, ama Necla Arat’ı hiç tanımam. Adını ilk kez malum Cumhuriyet mitinglerinde duydum. Arat hanım benim gibi o mitinge giden kalabalıkların hatırına gerçekten de tombalayla mebus oldu. İşte bu hanımefendi önceki akşam Kanal D haberde Deniz Baykal’ın örtülü hanımlara rozet takmasını eleştirmez mi, tamam dedim bu hanım AKP’nin gizli yoldaşı. Olur mu demeyin, organik bağ olmasa da yaptığı ona çıkıyor... Ne demek örtülülerin CHP’de ne işi var? Bu ülke kadınlarının üçte ikisi örtülü, ne yani senin hoşuna gitmiyor diye onları AKP’nin kucağına mı atacağız? Bak senin zihniyetinin egemen olduğu 22 Temmuz 2007 seçimlerini gördük ve AKP yüzde 47 oy alırken CHP yüzde 20’de kaldı... CHP yönetimine çağrımdır; demokrat olmayan ve halkını tanımayan ve de laikliği statü kazanmaya sermaye yapan Necla Arat gibilerini kapıya koymalıdır. Ülke için olmazsa olmaz olan laikliği hedef yapıp öcü gösteren zaten bu kafalar değil midir?


AÇMAZI GÖRDÜ...
Gürsel Tekin’i alkışlıyorum!


Gürsel Tekin’in söylediklerini dünkü Akşam’da okudum ve bravo dedim. Evet Gürsel bey lümpen bir solcu ya da laikçi değil, gerçek bir demokrat ve Atatürkçü. Halkçılığı da Necla Arat benzeri soyut değil somut. Ahaliyi gerçekten tanıyor ve ona göre politika üretiyor. Hikâyeyi bırakın, CHP bugün 80 öncesinin aksine İstanbul’un kenar semtleri, yani varoşlarında değil de Bağdat Caddesi benzeri zengin muhitlerde birinci parti oluyorsa bu seçkinciliğe delalettir ve halktan kopulduğunu göstermektedir. İşte Gürsel Tekin bu açmazı görmüş ve CHP’yi avamla barıştırma işine soyunmuştur. Tekin’in halkla kucaklaşma projesinde elbette halkın değerlerine, mesela örtünmek isteyene saygı da olacaktır. Ben bu teşebbüsü bağlamında Gürsel beyi biraz Ecevit’i çağrıştırdığı kanaatindeyim ki o Ecevit Türk merkez soluna 1946’dan bugüne en yüksek oyu getiren adamdır. Durmak, küsmek, kızmak ve tepeden inmeci seçkincilere alınmak yok, Gürsel bey yola devam... CHP tabana doğru açılımlarını sürdürmezse alternatif yok, AKP yine gelecek. Bu vesileyle Türkiye sathındaki bütün CHP’li il başkanlarına çağrı yapıyor ve onlardan bu tür teşebbüsler bekliyorum.




Sabahattin ÖNKİBAR, 21.11.2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen bezgin » Cum Kas 21, 2008 13:29

Bu konularda tutarli bir aciklama yapana kadar Cumhuriyet Gazetesi'ni almiyorum. Bugünden itibaren boykot baslamistir.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

İletigönderen maydonos » Cum Kas 21, 2008 15:09

cumhuriyet gazetesini isgal etmis olmasinlar bunlar..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen bezgin » Cum Kas 21, 2008 16:28

Sikayet etmek icin portala baktim. O da acilmiyor. Var bir pislik. Yakinda kokusu cikar.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Kas 22, 2008 0:45

Çocuklar
Okuyup hemen gaza gelmeyin.
Yazıdaki temel iki konudan ilkini hemen söyleyeyim.Mehmet Faraç'ın yazılarına son verilme gerekçesi Mustafa filmi olamaz.Çünkü filmden birkaç gün sonra başta Vaziyet köşesi sahibi Deniz Som olmak üzere Cumhuriyet gazetesinin neredeyse tüm yazarları Mustafa filmi ile ilgili son derece samimi eleştiriler yazdılar.Bu yazarlar halen yazmaya devam etmektedirler.Bu konunun bence tartışılacak bir tarafı yok.Yani Mehmet Faraç'ın yazılarına son verildiyse başka bir sebebi vardır,bu sebep kesinlikle Mustafa filmi eleştirisi değildir.

İkinci konu ise gerçekten üzücüdür.Elbette ki cumhuriyet gazetesinin desteğe-paraya ihtiyacı vardır.Ama Cumhuriyet Kalesi'de hele hele Ata'nın ölüm yıldönümünde bedeli ne olursa olsun düşmemelidir.

Üçüncü çağrım da sitemizin sakinlerine.Bezgin kardeşim sana da.
Kızmayı bırakın Cumhuriyet gazetesine ve almıyorsanız alın,ara verdiyseniz de inadı bırakın,almaya devam edin.Hatta ben yıllardır benim yaptığım yöntemi size öneriyorum.2 gazete alın.Birini siz okuyun.Birini apartmanınıza bırakın.Ne kadar çok Cumhuriyet satılırsa bizlerin böyle saçma sapan yanlışları bir daha yaşama ihtimalimiz o kadar ortadan kalkacaktır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Ram » Cmt Kas 22, 2008 1:00

Konuyla ilgisiz yorumlar yapmayınız.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Kas 22, 2008 1:23

Çetin, 4. sIkka deginmemissin :twisted: Ben de Cumhuriyet okuyorum, ama diger gazeteleri elestirirken Cumhuriyet'in her yaptigini mübah sayamam.

Konu disi yorumlardan kacinalim lütfen.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x