Bu ülkede isteyen herkes, isteği hilafına herkesi dinleyebiliyor mu?
- Dinliyor.
Ortam ya da telefon dinleme yasa dışı mıdır?
- Mahkeme kararı olmadan yapılan bütün dinlemeler yasa dışıdır, suçtur.
Peki, bu ülkede yasa dışı ortam dinleme ya da telefon dinleme suçundan mahkum olmuş bir Allah’ın kulu var mıdır?
- Hayır yoktur!
Bu konuda açılmış bir soruşturma var mıdır?
- Kulağımıza geldiği kadarı ile yoktur.
Yasa dışı yollardan elde edilmiş ses kayıtları bir insanın suçlanması için geçerli bir kanıt oluşturur mu?
- Hayır, asla!
O zaman yandaş medyada dizi dizi yayına giren ses bantları ne işe yaramaktadır?
- Hukuk dışı isnatlarla kamuoyu yaratmaya ve başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere toplum önünde saygınlığı olan tüm kurum ve kişileri yıpratma ve karalama işine yaramaktadır…
Kaç gazete yapmaktadır bu türden yayınları?..
- Çok… Pek çok!
Kaç televizyon kanalı?
- Hemen hemen hepsine yakın bir kısmı…
Bu ülkede savcılar var mı?
Adalet Bakanı var mı?
Hukuk var mı?..
- Yok!..
İşte en müşkül olanı da hukukun olmadığı bir ortamda hukuku savunmak durumunda kalmaktır…
Adalet mekanizmasının önemli yaralar aldığı bir ülkede hukukçuluk yapmaktır.
Ama sanıyoruz madalyonun sadece bir yanında bu gerçekler vardır.
Madalyonun öteki yanında bizlerden, içinde yaşanılan bu kirlilik ortamında gerçeklerin farkındalığına varmamızı bekleyen bir bilinçlilik talebi yer almaktadır.
Madalyonun ikinci yüzünde yer alan birincil gerçek ise bizce şudur:
- Hukukun tüm kurumları ile işlediği gerçek bir Hukuk Devleti’nde hukuk mücadelesi yapılmaz… Hukuk adil bir biçimde uygulanır.
Ama eğer bir ülkede hukuk işlemiyorsa, o ortamda hukukun üstünlüğü ilkesine inanan her yurtsever kişi hukuk mücadelesi yapma sorumluluğu ile göğüs göğse gelmiş demektir.
Sözün ettiğimiz sorumluluk kişilere önemli yükümlülükler tahmil eder.
Önemli görevler yükler.
Belirli bir farkındalığa ulaşma zorunluluğu getirir.
Demokratik bir Cumhuriyet düzenini talep etmek ya da onun içinde yaşamakta olmak insanlara kendiliğinden işte saydığımız bu külfetleri yükler.
Demokratik bir hukuk devletinin bilinçli ve ergen bir yurttaşı olma sorumluluğunu dayatır.
Sözün kısası, çağdaş bir Cumhuriyet’in gerçek bir yurttaşı olabilmek zor zanaattır; bilinç ve sorumluluk işidir.
Belirli sürelerde sandık başına giderek önümüze konan listelerden birisini sandığın içine atmak gibi basit, yavan, sıradan bir iş değildir.
farukhaksal@superonline.com
LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com