
Dr. Noyan UMRUK
Özel Yetkili 13.Ağır Ceza Mahkemesinde 5 yıldır süren davada 66'sı tutuklu 275 sanık ve kamuoyu 5 Ağustos’ta verilecek kararı dikkat kesilmiş bekliyor…
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür…
Hatırlayalım. Soruşturma bir ihbar telefonu ile 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başladı. “Onlar beni kullandı, bende onları… Operasyon tamamlandı...” gibi laflar eden T. Güney’in ifadelerinin dayanak oluşturduğu iddianame 25 Temmuz 2008’de kabul edilerek ilk dava açıldı. (E)Tuğg. Küçük, İP Gn. Bşk.ı Perinçek, Prof. Alemdaroğlu, İ. Selçuk, H. Çiçek’in de aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanık hakkında hazırlanan 2 455 sayfalık iddianameye, silah ve terör gölgesi düşürmek için Danıştay Cinayeti ithal edilen dava Köksal Şengün’ün başkanlığında 20 Ekim 2008 ‘de başladı.
Beşiktaş Özel Yetkili Savcılığı soruşturmayı sürdürdü. 25 Mart 2009’da kabul edilen 1909 sayfalık 2nci iddianameyle (E )Org.ler Eruygur, Tolon, (E) Tuğg. Ersöz, Gazeteciler Balbay, Özkan’ın da aralarında bulunduğu 19'u tutuklu, 36'sı tutuksuz 56 sanık hakkında “İkinci Ergenekon” davası açıldı. Daha sonra bir başka iddianame 2nci Ergenekon davası ile birleştirilerek M. Perinçek, İP Genel Başkan Yardımcısı Gültekin, İP İstanbul İl Başkanı Önsel, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Özlü 23 Ağustos 2011'de tutuklandı.
37'si tutuklu 52 sanık hakkında hazırlanan “Üçüncü Ergenekon" iddianamesi ise 5 Ağustos 2009’da kabul edildi. MGK Eski Genel Sekreteri ( E) Org. Kılınç, (E ) Org. Yavuz, Prof. Haberal, Prof. Hilmioğlu, YÖK Eski Bşk. Prof. Gürüz, Özel Harekâtçı Şahin ve Prof. Küçük üçüncü Ergenekon Davası'nın sanıkları arasında yer aldı.
Dalan, ( E) Alb. Çiçek, avukat Öztürk, gazeteciler Akkaya ve Yıldırım’ın yer aldığı 20 Ekim 2011’de kabul edilen dördüncü iddianame ise "İrtica ile Mücadele Eylem Planına” ilişkin oldu. Çiçek tarafından hazırlandığı ve avukat Öztürk'ün ofisinde bulunduğu iddia edilen belgenin sahteliği, avukatlarca, duruşma salonuna getirilen 'CNC' makinası ile sahte imza atılabileceği gösterilerek kanıtlandı.
Bu arada, çok sayıda sanığın tahliyesi yönünde oy kullanan başkan Şengün derhal Bolu’ya atandı.
Ve nihayet, Gnkur. internet andıcı'na ilişkin YAŞ üyesi Org. Taşdeler, (E) Org. Iğsız, Tümg. Çubuklu, (E ) Korg.ler Eröz ve Pekin'in de aralarında bulunduğu 22 sanık hakkında düzenlenen iddianamenin kabulüne ve davanın "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasıyla birleştirilmesine 29 Temmuz 2011'de karar verildi. ( E) Gnkur. Bşk. Başbuğ Anayasa Mahkemesinde yargılanması gerekirken, bu davadan 6 Ocak 2012’de tutuklandı.
Tüm bu davaların Emniyet’te kurgulandığı, iddianamelerde savcılık yerine “şubemizce” sözcüğüne rastlandığı, işlerin Emniyette başlayıp, Emniyette bittiği avukatlarca sık sık vurgulandı.
2013 yılı itibarıyla tutanak ve belgeleri 10 milyon sayfayı aşan sözde Ergenekon ve türevi davalarla ilgili 23 iddianame, 25 Nisan 2012’de 225nci duruşmada Ergenekon ana davası olarak birleştirildi. Dava süresince 600 duruşma yapıldı.
Davada 31'i gizli tanık, 160 tanığın beyanı alındı. Poyraz, Hisar, '9' ve Deniz gizli kalmak istemedi, kimliklerini açıkladı, sanıklarla yüzleşti. İsmini açıklayanlardan en çok tepki uyandıran ise "Deniz" yani eski PKK yöneticisi Şemdin Sakık oldu.
Davada dinlenen ilginç açık tanıklar: Gazetecilerden Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Alper Görmüş, Fehmi Koru, dönemin TSK komutanı Org. Özkök, Alaattin Çakıcı, AKP’den Şirin Ünal, eski MİT’çi Eymür ve emniyet istihbaratçısı Orakoğlu, Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar."
İlk dalgada örgütün kasası olduğu savı ile tutuklanan Okkır, ağır hastalığının son aşamasında tahliye edilir edilmez vefat etti; cenazesi belediyece kaldırıldı.
Savcılar 18 Mart 2013’de 2 271 sayfalık esas hakkındaki mütalaayı mahkemeye sundular. “Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır” ifadesine yer verilen mütalaada 64 sanığın “Cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Sanıkların bu mütalaaya ilişkin savunmaları 2,5 ay sürdü. Ardından sanıkların sonsözleri alınarak, 21 Haziran 2013’de karar aşamasına gelindi.
Sonsöz söylenmedi...
Ortada kallavi bir dava var ama sokakta birbirlerini görseler tanıyamayacak bu beş benzemez kompozisyonun nasıl böyle yaman bir örgüt oluşturabildiğinin yanıtı yok… Lider yok… Bırakın şiddeti cebir yok… Silah yok(27 el bombası nedense imha edildi, Danıştay canisi dinsel motifinde ısrarlı)…Dolayısı ile “illiyet” bağı kurulmuş suç da yok… Zaten sanıklar da hala somut anlamda hangi suçu işlediklerini bilmediklerini ısrarla vurguluyorlar…
Balbay son savunmasında sözünü kesmek isteyen mahkeme başkanına “Kesmeyin hâkim bey ben burada sonsözlerimi söylüyorum, yasa değişmeseydi iddia makamının bana layık gördüğü ceza idam olacaktı.” demişti. O söyledi ama kamu vicdanında henüz sonsöz söylenmedi…
AYDINLIK G.,04.08.2013