Davutoğlu ne demek istedi?

Davutoğlu ne demek istedi?

İletigönderen KutluTürk » Cum Eyl 04, 2009 1:02

Davutoğlu " anlaşma Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde olacak" mı demek istedi?

AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun önceki gün NTVye verdiği demeç ve Talat ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalar, "Kürt Açılımı, Ermenistan Açılımı, Azınlıklar Açılımı" adı altında izlenen, Türkiyeyi çözecek taviz politikalarını da göz önünde bulundurunca endişelerimi doruğa çıkarmıştır…
Belli ki henüz kamuoyuna açıklanmamasına karşın, Ruma tek yanlı tavizler vermeye dayanan bir de
"Kıbrıs Açılımı" vardır…
Esasen, bu "açılım-saçılım-çözülüm" zaten, "tek devlete, tek Halka, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa, tek temsiliyete dayanan iki eyaletli birleşik Kıbrıs" kurulmasını öngören 23 Mayıs ve 1 Temmuz Anlaşmaları ile çoktan başlamıştı…
DAVUTOĞLU NE DEDİ?
Ve son yaptıkları "açılım" da, milli Rum tezi olan "Kıbrıs Cumhuriyeti" adlı Rum Devletinin Anayasa değiştirerek devamı ve Kıbrıs Türk halkının buna yamalanması konusunda olmuştur… Nitekim Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Talatla görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada şöyle demiştir: - Garanti Anlaşması, Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş Anlaşmalarından biridir. Eğer Garanti Anlaşmalarını yok sayarsak, Kıbrıs Cumhuriyetinin de yok olduğunu var saymak zorundayız…
Ne yazık ki Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu sözleriyle, 45 yıldır sürdürülen milli politika ile büyük bir tutarsızlık sergilemiştir…
Çünkü Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı, tam 45 yıldır, Kıbrıs Cumhuriyetinin yok olduğunu, Rumlar tarafından yok edildiğini, Türk ortağın silah zoru ile, kurucu ortağı olduğu devletten atıldığını ve 1960da kurulan ortaklık devletinin yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devletine dönüştüğünü, gayrı meşru olduğunu; ama buna karşın Garanti Anlaşmasının aynen devam ettiğini, bundan sonra da devam edeceğini ve tüm tarafların onayı olmadan yok edilemeyeceğini savunmaktadır…Nitekim Dünya da bu gerçeği kabul etmiştir ve 1974 Barış Harekatının meşruiyeti bu hukuki temel üzerine oturmaktadır…
Gerçek durum bu iken Davutoğlu şimdi 45 yıl sonra "Garanti anlaşmaları yoksa, Kıbrıs Cumhuriyeti de yoktur" şeklinde nasıl konuşabilir?
Bunu tersten okursak, anlamı, "Garanti Anlaşması var olduğuna göre Kıbrıs Cumhuriyeti de vardır" demek değil mi?
Davutoğlu, aynı konuda NTVye yaptığı açıklamada da şöyle demiştir:
- Türkiyenin garantörlük vasfı kalkarsa, Kıbrıs Devletinin vasfı da ortadan kalkacaktır…Bu anlaşmalarla oluşmuş bir çerçevedir…Türkiyenin, İngilterenin, Yunanistanın garantörlüğü Kıbrısa güven veren bir yapı ortaya çıkarmaktadır…Bir gün herkes AB altında buluşacağına göre, garantörlükten çekinmemek gerekmektedir…
Görüldüğü gibi Davutoğlu, aynı "açılımı" NTVye verdiği demeçte de yapmıştır…
- Türkiyenin garantörlük vasfı kalkarsa, Kıbrıs Devletinin vasfı da ortadan kalkarmış!…
ŞAŞIRMAMAK ELDE DEĞİL
Demek ki, Davutoğluna göre, Garanti Anlaşması devam ettiğine göre, "Kıbrıs Devleti" ( Kıbrıs Cumhuriyeti) de devam ediyor…Yani şaşırmamak elde değil!
E, hani bu "Kıbrıs Cumhuriyeti" yoktu, mevcut devlet meşru değildi, yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devletiydi ve müzakerelerin amacı bakir doğumla yeni bir ortaklık devleti kurmaktı?
Hani, Kıbrıs Cumhuriyeti adlı gayrı meşru Rum devletinin devamı ve bizim bu devletin çatısı altına sokulmamız söz konusu değildi?
Belli ki AKP hükümeti 23 Mayıs ve 1 Temmuz Anlaşmaları ile yaptığı "açılım"dan sonra şimdi de "Kıbrıs Cumhuriyeti" konusunda yeni, bir "açılım" yapmış ve artık iyice açılıp saçılmıştır…Kendisi ile birlikte bizi de iyice açıp saçıp ortalığa savurmuştur…
Belli ki Davutoğlunun o çok övündüğü "komşularla sıfır sorun" politikası ve Doğu Akdeniz Stratejisi, diğer "açılımlarında" da görüldüğü gibi, Türk milli çıkarlarından tek yanlı tavizlere dayanmaktadır…
Ve, bu açılımların sonunda, KKTC tasfiye edilecek, Kıbrıs Türk Halkı, hala varolduğu kabul edilen "Kıbrıs Cumhuriyeti" adlı Rum devletine, bu devletin Anayasası değiştirilmek suretiyle yama yapılacaktır…
DAVUTOĞLU YANILTIYOR, AMAÇ TAVİZE ÖRTÜ OLUŞTURMAK
AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı Davutoğlunun kurduğu "Garanti Anlaşması devam ettiğine göre, Kıbrıs Cumhuriyeti de devam ediyor, Garanti Anlaşmasını kaldırırsanız, Kıbrıs Cumhuriyetini de yok etmeniz gerekir" şeklindeki denklem, aslında çok yanlıştır ve esas amacı da "Kıbrıs Cumhuriyeti" adlı Rum devletinin devamını öngören yeni taviz politikasına örtü oluşturmaktır…
Yani Halka deniyor ki, " Türkiyenin Garantörlüğünü istediğinize göre, Kıbrıs Cumhuriyeti altına girmeyi de kabul etmek zorundasınız…Bunu kabul etmezseniz, Garanti Anlaşması geçersiz olur, bu anlaşmayı savunamayız…"
Oysa böyle bir denklem çok yanlıştır, uydurmadır, 45 yıllık milli politikayı inkardır, Rum milli hedeflerine boyun eğmektir…
Garanti Anlaşması ile Kıbrıs Cumhuriyeti iki ayrı olgudur…
Rumlar 1963de Kıbrıs Cumhuriyetini yıktılar, yerine yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devleti kurdular ama, Garanti Anlaşmasını yok edemediler…Türkiye ve İngiltere buna izin vermedi…
Makarios, o dönem yaptığı açıklamada Garanti Anlaşmasını tek yanlı olarak feshettiğini açıkladı, ancak Türkiye ve İngiltere derhal açıklama yaparak Makariosun böyle bir yetkisi olmadığını ve açıklamasının geçersiz olduğunu, tüm tarafların onayı olmadan Anlaşmanın yok edilemeyeceğini ve dolayısı ile geçerli olmaya devam ettiğini duyurdular…Nitekim 1974 Barış harekatı da, Anlaşmaların öngördüğü meşru bir Kıbrıs Cumhuriyeti olmamasına karşın, Garanti Anlaşmasına göre yapıldı…
1968den bu yana sürdürülen görüşmelerin hedefi de Garanti Anlaşmalarının öngördüğü gibi, yıkılan iki Halklı Kıbrıs Cumhuriyeti yerine, iki kurucu Halkın eşit egemenliğine dayalı yeni bir ortaklık devleti kurmaktır…
Eğer bunun aksi olsaydı ve Kıbrıs Cumhuriyeti devam etseydi, Rum milli politikasının öngördüğü gibi, bunca yıl müzakereye gerek kalmaz, Rumların savunduğu gibi, söz konusu Cumhuriyetin zaten Rumlar tarafından birçok kez değiştirilmiş Anayasası yeniden değiştirilir, Türkler de yeniden bu cumhuriyetin çatısı altına girer ve sorun çözülürdü….
TÜRK MİLLİ POLİTİKASI
Oysa Türk milli politikasının ana ekseni hep "Garanti Anlaşması vardır, ancak Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılmıştır, yoktur, yeni bir ortaklık devleti kurulmalıdır" gerçeği üzerine bina edilmiştir…
"Bakir doğum" ve " iki devletin-iki Halkın eşit egemenliğine dayalı yeni bir ortaklık devleti kurulması" tezleri de bu çerçevede üretilmiştir…
Davutoğlu, şimdi yaptığı açıklamalarla, TBMM, KKTC Meclisi ve MGK kararlarında öngörülen ve 45 yıldır savunulan bu milli tezi yerle bir ettiğinin, Rum milli tezini benimsediğinin ve Kıbrıs Türk Halkına Rum devletine yama yapma yolunu açtığının farkında değil midir?
Davutoğlunun bu "açılımı"nın, Talatın Haziran ayı içinde gerçekleşen Meclisin kapalı oturumundaki konuşmasında ve Hasan Kahvecioğlunun ifşa ettiği Halkın Sesi yazarlarına yaptığı açıklamalarda aynı konuda söyledikleriyle yüzde yüz örtüştüğünü de gördüm ve endişelerim daha da arttı…
Anımsanacağı gibi, Talat da Türkiyeye atıfta bulunarak aynı şeyleri söylemiş ve kendisi karşı olmasına rağmen, "Garanti Anlaşmasının devamı için Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı" konusunda Türkiyenin kendisini ikna ettiğini söylemişti…
Bu konuları ve Davutoğlunun açıklamalarında hiç değinmediği yaşamsal önemdeki kırmızı çizgileri yarın ve yarından sonra da birkaç gün değerlendirmeye devam edeceğim…

03.09.2009
Sabahattin İSMAİL
http://www.volkangazetesi.net/koseyazisi2.asp?id=25449
...
“ Kalleşlik meydanı tutmuş neyleyim
Tanıyıp bilmem kime şikayet eyleyelim
Bizim çektiğimiz adamlığın bedeli
Yolumuz diken olsa da biz gül derleyelim ”
Kullanıcı küçük betizi
KutluTürk
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eyl 03, 2009 23:39
Konum: K.K.T.C.

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x