Dayan Tırnak İle Diş İle Umut İle... / Ali ERALP

Dayan Tırnak İle Diş İle Umut İle... / Ali ERALP

İletigönderen Başkomutan » Pzr Şub 07, 2010 19:51

Dayan Tırnak İle Diş İle Umut İle Sevda İle Düş İle

“Bu ülkenin halkı aç, sefil, eğitimsiz, cahil kaldığı sürece" AKP’den kurtuluş yok bize. Çünkü yoksul halk sadakaya alıştırıldı.
Hiçbir şey umurunda değil onun. Ne ABD, ne ekonomi, ne işsizlik ne bağımsız Türkiye... O, iki kilo nohuda, beş torba kömüre, üç kilo pirince bakıyor ve hayırsever(!) AKP’nin yolunu gözlüyor. Hükümet bu sadakalarla onu geçici olarak rahatlatsa, sorunlarına temelli bir çözüm bulmasa da o, yardım yapanın peşinden gidiyor. Önünde diz çöküyor. Bir dediğini iki etmiyor.
AKP seçimlerden önce yine kömür dağıtır, pirinç dağıtır, şeker verir, ramazan çadırları kurar, çeker seçmenleri yanına, oyları toplar, iktidar olur.
Bu halk her şeye müstahaktır (hak etmiştir) !.. Çeksin cezasını!..
Ama biz de onlarla birlikte yanıyoruz. Türkiye’nin geleceğini yıllardır bu cahil halk belirliyor. Ülkemizin kaderi bu…
Doktorlar, öğrenciler, öğretmenler, memurlar, işçiler boşuna çırpınıyorlar. Boşuna yürüyorlar. Boşuna miting yapıyorlar. Bağırsalar da, çağırsalar da, meydanlara da çıksalar sonuç değişmez.
Sonra, tekel işçileri bugüne değin neredeydiler? Akılları başlarına yeni mi geldi? Telekom’lar, tekel’ler satılırken sesleri hiç çıkmıyordu…”
Orduyu bile şamar oğlanına çevirdi bu iktidar. Ne emeklisinden ne muvazzafından ses çıkıyor? Çıt yok. Ne bir ses ne bir nefes… Üç beş aydınla, bir avuç tekel işçisiyle bu ülke kurtulmaz… Biz adam olmayız…”
Böyle konuşuyor bazı aydınlarımız, büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içerisinde. “Böyle gelmiş, böyle gider” diyor.
Biz de diyoruz ki, Aziz Nesin’in sözleriyle “Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek…” Zafer önünde sununda halkın ve haklının olacaktır. Tıpkı Latin Amerika’da olduğu gibi. Venezülla’nın halkı da bir zamanlar ABD ve işbirlikçilerinin “örümcek ağı”na takılmıştı. Ama onlar eylemlerle ve direnişlerle bu ağı parçalamasını bildiler.
Önce şunu belirleyelim, hiçbir koşul “Ulusal Kurtuluş Savaşı” koşullarından daha ağır ve kötü olamaz. Türk ulusu o karanlık dönemi aşıp, aydınlığa nasıl ulaştıysa, bugün de ulaşacaktır. Kimse kuşku duymasın bundan. Çünkü “devrimin kanunu mevcut kanunların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki cereyanı boğmadıkça, başladığımız yenilikçi devrim bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki devirlerde de hep böyle olacaktır.” (Mustafa Kemal Atatürk)
Sözün bittiği günleri yaşıyoruz şu sıralar. Sözün bittiği yerdeyiz Bundan böyle artık, “Ben ABD’ye, AKP’ye, AB’ye karşıyım demek de yetmiyor. Memurlar da görevliler de gerekirse bedel ödemeyi göze alarak, taşın altına elini koymalıdırlar. Hem de “evde evlad ü ayal (çoluk çocuk) bekliyor” demeden.
Şimdi direniş zamanıdır. Eylem zamanıdır. Tüm devrimcilerin, demokratların, yurdunu seven herkesin tribünleri terk edip sahaya inme zamanıdır.
“Bir ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundadırlar.” (İsmet İnönü) Tıpkı Uğur Mumcu’lar, Muammer Aksoy’lar, Ahmet Taner Kışlalı’lar, Deniz Gezmiş’ler gibi.
Onlar tüm yaşamları boyunca ve idam sehpasında bile “yaşasın işçiler, köylüler” diye bağırdılar. Asla “Bu cahil halkla bir yere gidilmez” diye halkın bilinçlenmesini beklemediler. Yaşamlarını ortaya koydular.
Mustafa kemal Atatürk de “bu yoksul, bilinçsiz halkla bir şey yapılmaz” diye “Anadolu İsyanı”nı ertelemedi. Hem de karşısında yedi düvelle birleşip ülkesine ihanet eden bir hainler sürüsü varken… Samsun’a çıktı. Ulusal Kurtuluş Savaşını başlattı.
Direnişin vakti saati yoktur. Haksızlık ve zulme karşı mücadele vermek her ülke vatandaşının, her yurtseverin hakkı ve görevidir. Bu görevi yerine getirmeyenler, uzaktan seyredenler, ya da yalnızca gevezeliğini yapanlar da zulmedenler kadar suçludurlar.
Devrimciler, demokratlar bir sınavdan geçmektedirler bugün. Tekel işçisi bu sınavı alnının akı ile başarıp, gerçek sendikacılığın nasıl olması gerektiğini, nasıl hak alınacağını örnekleriyle ortaya koydu. Yeni yeni eylem biçimleri yarattı. Haklı, onurlu, kararlı savaşımında tüm Türkiye’yi arkasına aldı. Sahte devrimcileri, solcu gibi görünenleri, halk düşmanlarını açığa çıkardı. Kürt, Türk, Arap, Çerkez, alevi, Sünni demeden tüm halkı tek eylemde birleştirdi. Böylece Türkiye’nin nasıl aydınlığa çıkacağının yolunu da gösterdi.
Yurtseverlerin direnişi karşısında zalimler mutlaka kaybedecektir. Zulüm mutlaka yok olacaktır. Ortaçağ karanlığı, yerini tan vaktine bırakacak, tüm ulus özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşacaktır.
Emperyalizmin ve ortaklarının önünde secdeye yatan çıkarcılar şunu bilmelidirler, tarih boyunca insanlık, kardeşlik, haklı, doğru, uygarlık kazanmıştır hep. Karanlığın temsilcileri, tüm çabalarına karşın tarih çarkına geriye çevirememişlerdir. Ülkemizde de bu gelenek bozulmayacaktır. Sömürüye, haksızlığa, baskıya direnen emekçiler mutlaka kazanacaktır.
Direnmek yaşamak; boyun eğmek, ölüm demektir.
AKP’ye bilinçsizce oy verenler de bugün arayış içerisindedirler. Onları “cahil, eğitimsiz, bilinçsiz” diye görmezlikten gelip, aşağılayarak, yeniden AKP saflarına itemeyiz. Umutsuzluk, karamsarlık, yığınların gücünü küçümsemek, asla bir çıkış yolu olamaz.
Tüm devrimciler, demokratlar, aydınlar bugün yeniden Atatürk gibi Samsun’a çıkmak zorundadırlar. Kurtuluşun yolu Atatürk gibi düşünmekten değil, Atatürk olmaktan geçer…
Öyleyse, büyük şair, ustamız Ahmet Arif’in dediği gibi,
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne cellâdın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

ALİ ERALP
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x