DEMOKRASİ YERLEŞMİYOR AKP YERLEŞİYOR
Çağın getirdiği olanakların ortaçağ mantığıyla bütünleştirildiği ülkemizde iktidarı destekleme yöntemleri de gelişti!
Örneğin bir yayın organı ya da yazar iktidarı nasıl destekler?
Sıralayalım:
- Yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatır.
- İcraattan memnun olanlarla konuşup onların değerlendirmelerini, yorumlarını işler...
- Önceki dönemlerde yapılanların ne kadar kötü olduğunu örneklerle anlatır.
- Yapılanları öteki ülkelerle karşılaştırır...
İnandırıcı ve gerçek olduktan sonra bunlara elbette diyecek bir şey yok.
Peki, ya bunlar yetmezse? Toplumda başka iktidar arama havası belirmeye başlamışsa?
İşte o zaman ikinci yöntem devreye giriyor.
Nedir o?
İktidarı seçeneksizleştirmek...
Demokrasiye uymasa da bugüne uyuyor!
İktidar partisinin “Ülkeyi bizden iyi kimse yönetemez” naraları bu yöntemin sadece küçük bir parçası...
***
Asıl yöntem şu:
Bütün seçenekleri ya törpülemek ya ortadan kaldırmak...
Bugün Türkiye’de uygulanan budur.
AKP’nin medya kolları bunu o kadar iyi yapıyor ki, şapka çıkarmamak elde değil!
Bu anlamda AKP’nin iki büyük endişesi var:
1. Merkez sol 1970’lerdeki gibi iktidarın güçlü seçeneği konumuna yükselir mi?
2. Merkez ve merkez sağda yeni bir toparlanma olur mu?
Bizde demokrasi oyunu kurallarıyla oynanmadığı için, daha doğrusu iktidar kuralları ben koyarım, uyan uyar uymayandan bana ne mantığını “ileri demokrasi” olarak dayattığı için bu “endişelere” karşı bulunan “çözümler” de ona göre oluyor.
Örneğin CHP Türkiye’nin elzem bir sorununun çözümünde adım atmayı denese, bu, AKP medyası tarafından başarılı bir şekilde “CHP’nin iç sancısı” haline getiriliyor. CHP de buna “müsait” olunca olağanüstü bir çaba harcamalarına gerek kalmıyor.
Merkez sağa ise adeta göz açtırmıyorlar. Birazcık büyüyen bir umudu ya anında bitiriyorlar ya da koparıp kendi bahçelerinin bir köşesine koyuyorlar.
İkisine de direnirlerse saldırıyı ağırlaştırıyorlar. Daha açık bir ifade ile basın özgürlüğünün bütün olanakları siyasi seçeneklerin bitirilmesi için kullanılıyor.
Seçenek tarlasında en çok sevdikleri çözüm şu:
Ayrı bir parti gibi duracak ama AKP’nin yaptığı her şeyi övecek, “biz de böyle düşünüyoruz” diyecek, “biz iktidara gelsek aynı şekilde hareket ederdik” demeçleri verecek!
AKP’nin oluşturmak istediği “yapıcı muhalefet” bu. Buna yapıcı muhalefet denmez, dense dense iktidarın dış kolu denir.
***
İktidar, siyasi seçenekler için kullandığı bu yöntemi topluma, sivil toplum kuruluşlarına, meslek örgütlerine de uyguluyor.
Konunun bir unsuru olarak vurgulayalım, Silivri davaları bu anlayışın bir parçasıdır. Bu davalar üzerinden toplumsal muhalefetin de sesi kısılıyor.
Bu mantığın net bir fotoğrafı olarak şu örneği verebiliriz:
Eskiden TÜSİAD hükümete not verirdi, şimdi hükümet TÜSİAD’a not veriyor!
İktidar öyle ya da böyle dünyanın her ülkesinde vardır ama muhalefet her ülkede yoktur. Sadece demokrasinin yerleştiği ülkelerde vardır.
Türkiye’de demokrasi yerleşmiyor. AKP devletin, siyasetin, toplumun her yerine yerleşiyor.
Anlatılabilir bir yöntem bulsalar, muhalefet partilerinin genel başkanlarını doğrudan kendileri atayıp demokrasiyi tarafsız biçimde ileri götürecekler.
MUSTAFA BALBAY, Cumhuriyet, 7 Kasım 2010
ankcum@cumhuriyet.com.tr