04-09-2008
Duruşmaları devam eden Deniz Feneri davası, Almanya merkezli ve dinci bir dolandırıcılık şebekesinin tüm bağlantılarının açığa çıkmasını hızlandıracak. Yimpaş ve Kombassan gibi birçok şirkete para kaptırmış çok sayıda Türkün avukatlığını üstlenen Ünal Taşhan, her geçen gün daha da ilginç boyutlar alan Deniz Feneri davasının tüm dosyalarını inceleyeceklerini söyledi.
Avrupadaki milyonlarca Avroluk dinci soygun mağdurları tarafından kurulan Avrupa Türkleri Dayanışma Derneğinin avukatlığını da üstlenen Ünal Taşhan, müvekkilleri arasında Deniz Feneri mağdurlarının bulunduğunu belirterek Doğrusu, gayet iyi örgütlenmiş bir çete karşısındayız dedi. Taşhan, Deniz Feneri e.V. ile ilgili davanın zaman içinde siyasal sonuçları olabileceğini kabul etti. Cumhuriyetin sorularını yanıtlayan avukat Taşhan şunları söyledi:
Yimpaş ile Kanal 7 arasındaki bağlantıları kanıtlayan belgelerimiz var. Dolayısıyla mağduruz. Deniz Fenerinin bir numaralı sanığı Mehmet Gürhan 1995 yılında Almanyada Media 7 GmbH adıyla bir şirket kurmuştu. Bu şirket Kanal 7 Avrupa ile ilgileniyordu. 2004te şirket iflas etti. Media 7 iflas edince, yerine Euro 7 kuruldu. Şirketlerin ortakları, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Mehmet Gürhan gözüküyor. Frankfurt İflas Masasından aldığımız belgelerde Yimpaş Verwaltungs GmbHnin, Media 7 GmbHye 5 milyon Avroya yakın para ödediğini görüyorsunuz. Yani Deniz Feneri ile Euro 7 üzerinden gelen bir bağlantı söz konusu. Biz, hesap veren bu insanların hepsini bir kazanın içinde görüyoruz. Bir çete gibiler. İnsanların dini duygularını kullanarak para toplamışlar ve sonra da bu paraları havaya savurmuşlar. Kısacası, biz bu davanın mağdurları arasındayız.
Yimpaş, Kombassan, Jet-Pa gibi davalarda Türk yargısının zayıf kaldığını, oysa Almanyada o davalarla ilgili büyük soruşturmalardan geçildiğini ve davalar açıldığını, bunların da sonuçlandığını vurgulayan genç avukat, Almanyada yapılanlar neden Türkiyede yapılmıyor? İşte bu, benim için bir soru işareti diye konuştu. Alman yargısının, Türkiyedekinden farklı olarak bu tür dolandırıcılığın üzerine daha güçlü gittiğini kabul eden Taşhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Belgeler olunca da Alman yargısı işin üzerine gidiyor. Deniz Feneri ile diğer yolsuzluklar arasındaki bağlantılar açığa çıktıkça davalar daha rahat sonuçlanacak. Deniz Feneri mağduru müvekkillerimizin haklarını korumak için bağlantıları kanıtlayan belgeler eşliğinde başvuruda bulunduk. Bütün dosyaları biz de inceleyeceğiz. Deniz Fenerine de tazminat davası açacağız. Deniz Fenerine bağış yapmış ama o paraların havaya savrulduğunu gören müvekkillerimiz adına dosyaları inceleyeceğiz. Taşhan, Türkiyedeki yargının da gerekli ataklığı göstermesi durumunda Yimpaş, Kombassan, Jetpa gibi birçok dolandırıcı şirketin mağdur ettiği insanların haklarının alınabileceğini ileri sürdü.
Deniz Feneri ile ilgili iddaları Cumhuriyet daha önce gündeme getirmişti. 27 Nisan 2007 ve 24.Nisan 2008 tarihli gazetemizde olay birinci sayfalarımızdan duyurulmuştu.
haberinyeri.net