"Bir musibet bin nasihatten iyidir" demisler. Ergenekon Düzmecesi'nin iyi bir tarafi varsa, ya da Türk Milleti yasadigi yogun terörden ders cikaracaksa, o da Milli Devlet'in cok uzun zamandir yürürlükte olmadigini anlamaktir. Bugün, Ata'nin ölümünü takip eden 70 yila, yeni bir elestirel gözle bakma firsatimiz dogdu.

Milli Devlet'e gecmiste oldugundan cok daha fazla ihtiyacimiz vardir. Arastirmaci-Yazar Murat Culcu, Diyun-u Umumiye'nin sadece borclarini parasal olarak tahsil eden, mal ve mülkler üzerinde talebi olmayan bir yapi oldugunu, buna karsilik özellestirmenin, ülkenin her türlü deger ve tasinmazina el koydugunu belirtiyor.

Milli Devlet ihtiyacini yalniz biz degil, Ergenekon'u yürüten ve onlari yönlendiren gayri-milli odaklar da caresizlikleriyle itiraf etme durumuna gelmistir. Tertipteki basiretsizlik ve yetersizlik bir "imdat" cigligidir. Derindeyken yüzeye cikan yapilar bir "derin devlet" uzmanligi bir yana, kurumsal bir tutarlilik gösterememistir. Milli Devlet olmadigi icindir ki bu yapilar, kendilerini, cokuluslu bir güc merkezinin kucaginda bulmuslardir.

Millet Mi, Cok Uluslu Sirket Mi?

Bugün cesitli tartisma alanlarinda görüsünü bildiren vatandaslar, "Milli Devlet"i yanlis tanimalarindan ötürü dogu veya batida ortaklik aramak; sirtlarini, Türk disi desteklere vermek arayisindalar. Bagimsiz bir devletin ayakta duramayacagi, son 70 yillik uygulamalarin sonucu olarak bilincaltina kazinmis. Borclanma ve tüketime dönük bir sosyal hayat, Türkiye disi destek, bir "abi" arayisini zorunlu kiliyor. Siyaset kelimesinin Türkce bir karsiliginin hala olmamasi, bizim bagimsiz düsüncelerden ne kadar uzak oldugumuzun bir örnegi gibi. Tuz-biber niyetine, Irak'da devam eden soykirim da, Türk Insani'na verilmis bir gözdagi olarak algilandi.

Borc ve tüketim bataginda insanlarimiz ne bedensel ne de düsünce olgunluguna ulasma cesaretini gösterebiliyor. Yasam deneyimlerinden faydalanmak istedigimiz yaslilara kadar bu kocaman bedenlerin icinde hemen küsmeye, aglamaya hazir cocuklar yasiyor (Ve Feto bu özelligimizi cok güzel kullaniyor). Anlasilan toplu tüfekli savasi kazanmak yetmiyor ve biz zihinsel savasi kaybettigimiz icin ya da kaybetmek üzere oldugumuz icin cagdas Hacli Hücumlari'na yeniliyoruz.

Muhtac Oldugun Kudret

Elbette, bugün alistirilmis, kurulmus, afyonlanmis Türk insani, Atatürk'ün ve devredasi silah arkadaslarinin sahip olduklari özellikleri bir kiside toplayamaz. Genclige Hitabe'nin bu son kismi bir telkindir: "Aslinda ne sen düsündügün kadar gücsüz, ne de düsmanlarin büyüttügün kadar güclüdür. Kendini hafife alma, devlet bittiyse, devlet sen ol."

Bugün icten ice yardim cigligi atan tertipcilere kadar; devleti devlet yapan insan onuru, direnme gücü asilanmali. Devletin hangi alanlara gireceginden cok (Magazin Devleti); devletin ihtiyacinin basladigi yerler olan ailenin, akrabaligin, komsulugun ve arkadasligin milli devlete temel olusturdugu, onu korumanin, kurtarmanin ve en kötü kosulda tekrar kurmanin görevden öte yasamsal bir zorunluluk oldugu, hatta hayatta kalmak icin ondan baska caremiz olmadigi sonsuza dek anlatilmalidir.