Devlet Bahçeli’nin cevaplayamadığı mektup... / Ahmet TAKAN

Devlet Bahçeli’nin cevaplayamadığı mektup... / Ahmet TAKAN

İletigönderen Balasagun » Çrş Kas 23, 2016 12:30

Devlet Bahçeli’nin cevaplayamadığı mektup...


Resim
Mektuba, “Bir anneden Devlet Bey’e çağrı” diyerek başlık atmış. Feryadını duyurmak için MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli’ye 10 Kasım’da göndermiş. E-posta ile gönderdiği mektuba cevap alamamış. Şaşırdım desem yalan olur!.. Mektubun bir örneğini de bana göndermiş. Raziye Karabey, 63 yaşında emekli araştırmacı. 3 çocuk annesi. Mektubu okuyunca çok etkilendiğimi söylemeliyim. Raziye anneyi aradım; “Sandık dışında görüş belirtme imkanının bulunmadığı bir dönemde isyanımızı bir şekilde dillendirmeye çalıştım. Doğaldır ki yanıltmadı, ne bir nefes, ne de ses verdi. Oysa, bırakın diğer sorularımı, sadece ilk 2 sorumu cevaplasa, haftalardır şaşkınlıktan, anlamazlıktan, kaygıdan bitap zihnimiz belki aydınlanırdı biraz” dedi. Raziye annenin Bahçeli’ye yazıp da cevap alamadığı mektubuna aynen yer veriyorum;

“Devlet Bey,

Son yıllarda ülke yönetiminde karşılaştığımız olaylar sık sık Caligula oyununu hatırlatıyor. Özellikle Caligula’nın atının üzeri siyah bir pelerinle senatör olarak salona girdiği ve senatörlerce saygıyla karşılandığı sahneyi. Başkanlık hevesi de işte bu absürtlüğü çağrıştıran bir olay. Niçin mi? Şöyle:

Çağımızın dünya çapında kabul gören değeri olan demokrasi nerede başlar? Evde. ‘Aile reisi kocadır’ düzeninden ‘birliği eşler beraber yönetir’ aşamasına geçtik ve reisliği terk ettik. Doğaldır ki, toplumun en üst düzeyindeki yönetim tarzı, diğer katmanlarına ve aile yönetimine rol model oluşturur. Kızlarım ve eşimle biz, herkesin katkısıyla oluşturduğu bu aile yapısından hoşnuduz ve tek kişinin karar verip diğerlerinin itaat ettiği aile yapısına örnek teşkil edecek yapılara itiraz ediyoruz. Sizler ise, Türkiye’ye 70 yıl sonra reisliğin / tek adamlığın tekrar getirilmesine önayak oluyorsunuz. Tüm başkanlık taraftarlarına ve özellikle size soruyor ve cevap talep ediyorum.

1. Parlamenter sistemin anayasasına uymayı reddeden, kontrol-denge mekanizmasını çiğneyip geçen erkin, başka bir sistemin yasalarına uyacağını düşünebiliyor musunuz hiç?

2. O gömlek de dar gelince, yel yepirdek saraya koşup, o sefer hangi yapıyı kotaracaksınız Devlet Bey?

3. Yasalara uymayan erke tek adam gücünü hangi güvenle veriyorsunuz Devlet Bey? Yoksa, Huxley’in Yeni Cesur Dünya’da yüksek sanatı mutluluğa feda etmesi gibi, Yeni Türkiye’de siz de başkan yardımcılığına demokrasiyi feda mı ediyorsunuz?

4. Günümüzün hassas koşulları başkan, hem de güçlü başkan gerektiriyormuş, öyle mi? Fiili başkanlık döneminde Cumhuriyet tarihinin en büyük ‘aldanmasına’ maruz kaldık ve Cumhuriyet tarihinin en yakın savaş tehlikesine sürüklendik. Sizler ise hassasiyeti kendi inisiyatifiyle yaratacak kadar güce zaten sahip olan erke, hassasiyeti azaltsın diye niçin daha fazla yetki vermeye yelteniyorsunuz?

5. Bu hayati hataların tekrarlanmayacağının garantisi, geleceği mevcut performansından belli bir başkanlık sistemi midir yoksa çoğulcu parlamenter sistem midir?

6. ‘Fiili’ başkanlığın 14 yıldır defalarca tekrarlanan ‘yanılgılarını/af dilemelerini’, siyasi stratejilerde akla ziyan çarklarını, parlamentarizmin aksaklıklarından daha mı az zararsız buluyorsunuz? Hele bir de bu tek adam uygulamalarının ‘yasal’ başkanlıkta mevcut dizginden de yoksun, katmerleneceğini öngörünce?

7. Nasıl yapılandırılacağı değil, aslında nasıl işletileceği ‘bilinmez’ olan bir yapıyı kurma çalışmalarına katılmanızın abesle iştigal olduğunu nasıl olup da görmüyorsunuz? Toplumdan gizli kotarılan bilinmez bir yapıyı öne sürmek yerine, bunca zamandır yetersizliklerinin ne olduğu ‘bilinen’ bir sistemi rasyonelleştirmek/revize etmek üzerinde çalışmıyorsunuz Niçin acaba?

Salt kadınlar açısından ve dolayısıyla sonraki nesillerin yetiştirilmesi açısından baktığımızda da, denetimsiz bir güç modeli, ancak demokratik ortamda ve henüz yer edinme imkanı bulan kadın haklarının gelişmesine ket vuracaktır. Anneannem, annem, kendim ve kızlarımı yakından izleyen biri olarak, Cumhuriyetin açtığı ne mucizevi bir yolda yürüdüğümüzü görebiliyorum. Bir erkeğin bu ivmeyi kavrayabilmesi zor. Türkiye’nin demokrasi yolculuğunu ve 39.2 milyon kadının insan olma yolculuğunu geriye döndürmeyi amaçlayan gafillere katılmayın Devlet Bey.

Parlamenter sistemden kaçarken tek adamlığın kollarına atmayın ülkeyi. Akraba-i taallukata ek olarak ata da selam durmak zorunda bırakmayın.”

Merak edenler için not; Albert Camus’nün dünyaca ünlü eseri “Caligula” Devlet tiyatrolarımızda da yıllarca sahnelendi. Tiyatroya -tarihe de- meraklı olanlar, olmayanlara anlatsın!.. Özellikle “Caligula’nın atı” sahnesini!..

Ahmet TAKAN, 22 Kasım 2016
ahttakan@gmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Devlet Bahçeli’nin cevaplayamadığı mektup... / Ahmet TAKAN

İletigönderen Gönül Pınar Atacı » Çrş Kas 23, 2016 20:31

Tek sözle : MUHTEŞEM bir açık mektup.
Yazarı çok değerli, özgün ve sevgili bir anne olan sayın Raziye Karabey'i en içten duygular ve en iyi dileklerle kutlamak ve kutsamak gerek.Yayıncısı ve ileticisi sevgili TAKAN'a ve seçkin site Güncel Meydan'a ise teşekkürler ve sevgiler. Gönül Pınar Atacı, 23.11.2016
Kullanıcı küçük betizi
Gönül Pınar Atacı
Üye
Üye
 
İletiler: 1285
Kayıt: Sal Ara 01, 2015 9:02


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x