Dikkat Misyoner Var!!! / Cemile Aksak Karaca

Genel & Güncel Konular

Dikkat Misyoner Var!!! / Cemile Aksak Karaca

İletigönderen Erkan Güçiz » Cmt May 30, 2015 19:11

“GÖZLERİMİZİ AÇTIĞIMIZDA ONLAR BİZİM TOPRAKLARIMIZI, BİZ İSE ONLARIN İNCİLLERİNİ ALMIŞTIK” - JOMO KERYATTA…

Misyonerlik faaliyetleri çok uzun yıllardır yapılmaktadır. Bir ülkeyi her yönden bölmek, sömürge haline getirmek için en çok başvurulan yöntemdir. Hatta okulları bile açılmıştır ki tarihimizde örnekleri mevcuttur. Yaşadığım şehirdeki misyonerlik faaliyetlerini uzun zamandır sürdürdüğüm gözlemlerime dayanarak yazıyorum. Muğla’ya bağlı Fethiye ilçesi 146 000 nüfuslu büyük bir ilçedir ve yabancı uyruklu kişiler de bir hayli yerleşik olarak yaşamaktadırlar. Tarihi ve doğal güzellikleri cezbedicidir, tarım ve turizm başlıca gelir kaynaklarındandır. Araştırmalarıma göre yaklaşık olarak 2004 yılından bu yana süregelen misyonerlik faaliyetleri gözlemlenmiş ve hatta zaman zaman müftülük tarafından uyarılar yapılmıştır. Fethiye’de kendilerini Yahova Şahitleri olarak tanıtan gurubun faaliyetleri göze çarpmaktadır.

YAHOVA ŞAHİTLERİ KİMDİR?
Yahova Şahitleri Yahova’ya inanırlar. Kutsal kitapta Yahova isminin binlerce kez geçtiğini ve bunun Allah’ın özel ismi olduğuna inanırlar. Hristiyanlıktan ayrı kendi inançları olan bir dindir ve İncil katı yorumlanır. Hz. İsa’ya inanırlar. Dünya çapında 7 milyona yakın bir toplulukturlar ve 236 ülkede faaliyetlerini sürdürmektedirler. Fethiye’de özellikle Üzümlü, Ölüdeniz, Çalış, Taşyaka, Çiftlik gibi yabancıların ağırlıklı yaşadığı bölgelerde, pazarlarda ve kermeslerde ev ev, kapı kapı dolaşarak çalışmalar yapıyorlar.

Görülüyor ki misyonerlik faaliyetlerinin önüne geçmek yasalarla mümkün olmamaktadır, o halde görev bizlere düşmektedir. Nasıl mı? Bu tür faaliyetlerin amacının Türk milli ve manevi değerlerini yok etmeye çalışmaya yönelik olduğunu bilip, batı kültürünü yayıp kendi kültürümüzü yok etmek amaçlı olduğunu unutmamak. Türk millî ve manevi değerlerine sonuna kadar sahip çıkmakla engelleyebiliriz ancak.

Genelde misyonerler yaşadıkları çevredeki yapıyı inceleyip ona göre faaliyet yapıyorlar, mesela mahalledeki hasta kişileri hastaneye götürüp tedavi ettirerek, yoksul ailelere gıda, giyecek ve maddi yardımda bulunarak veya çocuklarını okutarak; bunlar en bariz örneklerdir. Bir arkadaşımın bana anlattığı örnek çok etkilemişti. Hasta olan komşusuna ambulans çağırıp tedavisini yaptırmış ve daha sonra onu ziyarete gittiğinde Hz. İsa’ya dua etmiş, kiliselerimiz sayesinde sizlere yardım ediyoruz diyerek vefa duymasını sağlamışlar.

Misyonerler ellerinde broşürler içeriğinde “Sizce dünya kimin kontrolünde?”, “Tanrı’nın mı?”, “İnsanların mı, başka bir gücün mü?” diye sorgulayan, yeni dünya düzeninden bahseden el ilanında Yahova Şahitlerinin faaliyetlerinin bulunduğu http://www.jw.org sitesine de yönlendirmeler yapıyorlar. Çeşitli vaatlerde bulunuyorlar, en sakin ve ikna edici halleriyle insanlara yaklaşıyorlar. Örnekler veriyorlar, “Müslümanlar, IŞID kafa kesiyor öldürüyor; Hristiyanlar da bu yok” gibi basit söylemlerle de kafa karışıklığı yaratıyorlar. Burada yanlış anlamalara da sebebiyet vermek istemem, her Hristiyan misyoner değil…

Geçmişe baktığımızda misyonerlik faaliyetlerinin çok eskilere dayandığı, dünyanın her yerinde yapıldığı görülmüştür. En fazla ve tahripkar ve yıkıcı olarak misyonerlik ve sömürgeciliğin görüldüğü “Afrika’’ bugün hala kurtulabilmiş değildir.

Bu gerçeği gören Kenya’nın ilk kurucusu, başbakanı, cumhurbaşkanı JOMO KERYATTA bu uğurda çok mücadele vermiş olup, İngilizler tarafından yargılanıp hapis yatmıştır. Hem Afrika gerçeğini hem misyonerlik ve sömürgecilik gerçeğini şöyle ifade etmiştir. “Hristiyanlar Afrika’ya geldiğinde bizim topraklarımız, Hristiyanların İncilleri vardı. Hristiyanlar bize gözleri kapalı dua etmeyi öğrettiler, gözlerimizi açtığımız da onlar bizim topraklarımızı, biz ise onların İncillerini almıştık’’.

Osmanlı’dan günümüze misyonerlik faaliyetleri adlı kitapta da, Fransız misyonerleri cemiyeti başkanı ve müstemlekeler bakanlığının Kuzey Afrika müsteşarı Louis Massignon’un sözleri misyonerliğin bütün amaçlarını ve elde ettikleri sonuçları özetlemiştir. Müslümanların her şeyini tahrip ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların millî ve manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, namaz kılmayı, Kur’an öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu tam olarak hiçbir şeye inanmıyorlar. Ondört yüzyıllık itikatları tartışır hale geldiler. Dini bir boşluğa düşürdük, bundan sonra sizin işiniz daha kolay; maaş bağlama, vize vaadi, yurt dışı iş imkanı sağlama ve hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hristiyan yapınız… İşte durum budur...

Sonuç olarak millî ve manevi değerlerimize sahip çıkıp, dinimizi doğru öğrenip, misyonerlere geçit vermeyelim. Vatanımız her koldan işgal altında bu da başka bir türü...

Misyonerlere alet olan içimizden kişileri de uyarmak en önemli vazifemiz olsa gerek. Paralı eleman konumundaki bazı kişiler de sırf onlar rahat çalışsın diye rehberlik etmektedir; bu da göze çarpan bir başak ayrıntı. Herkes Müslüman olmayabilir ama ülkemizde bu tür faaliyet yapıp dejenere etmelerine de müsaade edilmemelidir. Dinimizi en doğru şekilde öğrenip onlara karşı eğitimli olmalıyız...

Millî şuurla misyonerlere geçit vermemeliyiz…
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x