Dilsiz Bir Çağlayan...

Dilsiz Bir Çağlayan...

İletigönderen sessiz sedasız » Pzr May 03, 2009 12:04

Umutlarımız nedir bizim?

Tutkularımız, aşklarımız, düşlerimiz...

Yarınlara nasıl bakıyoruz?

Doğan güneşe, aya, yıldızlara...

Sevgiyi nasıl örüyoruz içimizde; kardeşliği, barışı, demokrasiyi, özgürlükleri!..

Kız çocuklarımızı okula göndermeyen biz, onları adına “töre” denilen vahşetle öldüren biz. Batman’da kızların, genç kadınların intihar olayları karşısında imam gönderen yine biz!

Yoksulluğun orta yerinde, dağ başlarında, vadilerde... Denize uzak mağaralarda, sevginin düğüm düğüm olduğu, aymazlığın hepimizi kuşattığı bu coğrafyada.

Acının, hüznün resmini çizen biz, içimizdeki küçük sevinçleri büyütmeye çabalayan yine biz. Binlerce yıllık tarihin ve kültürün boy verdiği topraklarda yaşayan yine biz.

İyonya’dan Mezopotamya’ya dek uygarlıkların beşiği olan biz...

Hasankeyf’i, Allionai’yi baraj suları altına gömen biz. Dağları, ovaları çokuluslu altın avcılarına teslim eden biz...

Kirli havayı soluyan, ormanları yakan, denizleri, gölleri, ırmakları kirleten yine biz.

Dağ başlarında Kuran kursu açan, kız çocuklarımızı oraya gönderen, bunu “sosyalleşme olarak gören” biz!

Nasıl çoğaltabiliriz insan sevgisini?

Uygarlığı, çağdaşlığı, demokrasiyi, özgürlükleri, laik demokratik hukuk devletini...

***

Suç mudur “Tam bağımsız, laik demokratik Türkiye” demek... Suç mudur “işçi sınıfının mücadelesini”savunmak, suç mudur “AKP iktidarını” eleştirmek?

Aydınlanma devrimi...

Kadın hakları...

Ulus devlet...

Demokrasi...

Hukuk...

Uygarlık...

1 Mayıs’ı “korku günü” olarak görenler... Emek düşmanlığı yapanlar... Egemen güçlere tapanlar...

Gördünüz mü Taksim Alanı yakılmadı, yıkılmadı, kimsenin burnu bile kanamadı.

İşçilerin ve emekçilerin örgütlü gücü izin vermedi kışkırtıcılara!

Umudun çiçekleriydi yer gök...

Darmadağın olmuş özlemler, o acılar, hüzünler.

Evet, evet 31 yıl sonra hep birlikte oradaydık, başımız dik!

Şarkılarla, türkülerle çoğaldık, ak düşmüş saçlarımızı rüzgâra verdik, umutlarımızı yeşerttik.

Çok şey istemiyor bu toplum!

Demokrasi...

Özgürlük...

Barış...

Kardeşlik...

İnsanca ve hakça bir düzen...

Ben Deniz Gezmiş’i, Yusuf’u, Hüseyin’i düşündüm dün sabah...

Sendikacı İsmet Demir’i, Rıza Kuas’ı, Kemal Türkler’i, Abdullah Baştürk’ü...

Behice Boran’ı, Mehmet Ali Aybar’ı, Sadun Aren’i...

Halit Ağabey’in (Çelenk) alanlardaki o gür sesini işitir gibi oldum, aradan tam 35 yıl geçmiş...

Tüm sosyalistleri, devrimcileri kucakladım!..

İçimde çocuksu tutku, ellerimde delikanlılık günlerimin yol haritası.

12 Mart’lar, 12 Eylül’ler, gözaltılar, işkenceler, hapislik günleri.

Octavio Paz’ın “Unutuş”unu bir gitar eşliğinde dinlerken eski bir albümden çıkardığım soluk sarı fotoğraflara bakıyorum:

“Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta

gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında.

......

Gömül vızıldayan sesin

düşen sesin halkalarına

ve uzaklarda yankılanan

dilsiz bir çağlayan gibi, davulların çaldığı yerde.”

***

Umutlarımızı çalıp götürdüler...

Bizi umutsuz bıraktılar.

Çok şey mi istemiştik ne?

Aydınlık günleri çocuklarımıza saklamıştık, beceremedik!

Darmadağın olduk, çil yavrusu gibi dağıldık!

Saydam gövdesini açan günlerde öldük pisipisine!

Evrenin gökkuşağı rengini çok sevdik!

O sıvı karanlığında uykunun, bir türlü akşam ışığını göremedik gökyüzünün.

Octavio Paz’ı da sevdik, Behçet Necatigil’i de... Rene Char’a da tutkunduk, Hasan Hüseyin’e de...

Nâzım Hikmet’i okuduğumuz için tutuklandık!

Ah bizi yönetenlere sevdirebilseydik şiiri, anlatabilseydik aşkın ne olduğunu....

Biz böyle mi olurduk!

Gök tutuşlu ceylanların peşinden giderdik deli dolu olduğumuz yıllarda...

Sesimiz ve soluğumuz yaşamın kendi rengini alırdı hiç kuşkusuz.

Güzellik bir kartalın çıkışı gibi çarpardı yüreklerimizde...

Ve olanca gücümüzle haykırırdık:

“Yıllar öyle çok çabuk kaçıp gitme avuçlarımızdan!”

Evet biz... Biz tüm yaşamları darmadağın ettik... Biz işte bu yüzden çoğalamadık, uygar bir toplum olamadık...


Hikmet ÇETİNKAYA


:arrow: http://www.gercekgundem.com/?c=58885
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Gazete Köşe Yazarları

İletigönderen jamesB07 » Sal May 05, 2009 6:24

Aydınlanma devrimi...

Kadın hakları...

Ulus devlet...

Demokrasi...

Hukuk...

Uygarlık...

akp'liler;bu yukarida saydigimiz insanlik degerlerinin hepsinede karsidirlar,bu insanlik degerlerine destek cikan
milyonlarca insanimizi,butun Turk Ulusunu karsilarina aldilar.hepimizi ergenekon denen yalan kuyusuna dol-
duruyorlar! ergenekon yalaninin birgun patlayacagini bildiklerinden,anayasa degisiklikleriyle kendilerinin yargi-
lanmasinin onunude kapatmak istiyorlar.Bunlar anayasa degisikligini bunun icin yapiyorlar,birgun ergenekon
yalani patladiginda yargilanmamak icin! Biz Butun Turk Ulusu buradayiz! siz karanliklar(akp'liler) gunesi tutamaz-
siniz!
Kullanıcı küçük betizi
jamesB07
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Pzr Eyl 28, 2008 2:39


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x