
Böyle olduğuna inananlar var belli. Yoksa illa çığlığa dönerdi, ancak bir inilti gibi duyabildiğimiz “Diren Cem Aziz Çakmak” sesi...
DKK Harekat Başkan Yardımcısıyken tutuklanmıştı Çakmak. Silivri kanser etti. “Tutuklu” başladı tedavisi. Kızını “tutuklu” evlendirdi; öyle ağlamıştı ki Tuğçe, her şeyden bihaber nikâh memuru “zorla evlendiriyorlar” sanmıştı genç kızı.
Sonra işte...
Doktorları isyan etti; infazı ertelenerek tahliye edildi. Esaretini binlerce sahtelik, bunları belgeleyen onlarca raporun değil de 3.5 santimlik tümörün bitirmiş olmasını sindiremedi... Erimişti.
Beraat... Torun Cem Poyraz... Şahane(!) kemoterapi sonuçları... Yaralı bir asker, yaralı bir babaya şifa olmadı; birkaç gün önce yoğun bakıma kaldırıldı. Mahkeme Heyetine “Yargılanacaksınız. O zamana kadar ölmek yok” demişti savunmasında. Umudum; bakmayın “paralel” bir hukuksuzlukla Silivri’ye atıldıklarına; “kumpasçılar” hakkında asrın iftirasından dolayı bir tek suçlama olmamasında!
Diren Cem Aziz Çakmak; Murat Özenalplere, Ali Tatarlara verebileceğin bir “müjden” yok ki daha!
Selcan TAŞÇI, 23 Haziran 2015
selcantasci@gmail.com