Tabelalar Kürtçe oldu bile

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, köy tabelalarına Kürtçe isimlerini yazdı.

Demokratik açılım ile birlikte bölgedeki yerleşim birimlerinin eski isimlerini kullanması ile ilgili tartışmalar sürerken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, daha önce İl İdare Kurulu’nun aldığı bir karar ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, “Eski köy isimlerinin kullanılmasına sıcak bakıyoruz” açıklamaları doğrultusunda harekete geçti.

Belediye merkez ilçelere bağlı olan köylerin tabelalarını yeniledi ve tabelalara hem köylerin Türkçe, hem de Kürtçe isimlerini yazdı. Köylerin Türkçe ve Kürtçe isimlerinin bulunduğu tabelalar köy girişlerine asılırken, Kürtçe ismin yazılmasında Türkçe alfabede yer almayan ‘x, q ve w’ harflerinin de kullanıldığı görüldü.

KÖYLÜLER YENİ TABELALARDAN MEMNUN

Diyarbakır Büylükşehir Belediyesi'ne ait atölyelerde yaptırılan Türkçe-Kürtçe köy tabelaları köylüleri de sevindirdi. Köylüler, bölgelerindeki köy isimlerinin daha önce tabelalarda Türkçe olarak yer almasına rağmen köylerin hep Kürtçe ismi ile bilindiğine dikkat çekti.

BAZI KÖY TABELALARI ŞÖYLE

Yeşildallı (Hewarê xas), Talaytepe (Gırbelık), Çölgüzeli (Gozeliyeçolê), Cücük (Cucuk), Körtepe (Kortepe), Çiçekliyurt (İngici), Develi (Develi) Kabahıdır (Qubaxıdır), Pirinçlik (Qırxali), Gömmetaş (Sirim), Topraktaş (Heste Qa Bahrê), Kolludere (Qud)"


http://www.gercekgundem.com/?p=234289

bu haberin reklamını görünce tam okumaya bile tahammül edemedim,akepenin yaptıkları hazmedilir gibi değil, bir gün birilerinin üstüne iyi kusacam ya bakalım ne zaman...

bu devlete ihanettir, arkalarında değil abd marslılar bile olsa artık bunları kimse kurtaramaz.

Durmak yok, sacilima devam. Hadi yine gecmis olsun. O isbirlikci hukumet iktidarda oldugu surece boyle haberleri Turk milleti daha cok gorur. Eger boyle giderse, fazla degil iki yil icinde o Nato'da gosterilen haritalarin hepsi gerceklesir. Cesaretziz, kararsiz siyasi iradenin! oldugu yerde malesef bu turlu gelismeler normal. Bu ulke son yedi senede nelere sahit oldu bir dusunelim. Eger yedi sene once ulkemde boyle olaylarin/gelismelerin olacagini soyleselerdi, hickimse inanamazdi, gulup gecerdi. Su geldigimiz noktaya bakin bir. Bu boyle giderse bir yedi yil sonra ne olur? Size soyleyim: Turkiye Cumhuriyeti tarihe gomulur.

Secimleri falan beklemenin zamani gecti artik. Yapabilecek tek sey kaldi, o da sopalarimizi elimize alip meydanlara inmek. Ilk hedef meclis, sonra Cankaya. Sanirim yaninda urgan getiren bir iki kisi olur.

Muhtac oldugumuz kudret, damarlarimizdaki asil kanda mevcuttur.

Bu iktidar devletin yapısına çok zarar verdi.Zaman geçtikçe yaptıkları kötülükleri düzeltebilme imkanı zorlaşıyor.Yarın iktidar değişip başka bir iktidar gelse şuan yapılanların tam tersini yapsa bölgedeki kürtler de ayaklansa ne olucak.Bir defa yüz bulmuşlar haklar kazandıklarını her yerde bağıra bağıra söylüyorlar kazandıklarını sandıkları bu haklar için ortalığı ayağa kaldırsalar batı medyası zaten hazır bekliyor.

Osmanlı Devletini yıkmak için genç türkler hareketini destekleyenler bugün de yeni genç osmanlıcılar hareketini destekliyor.

İzmir'deki olaylarda aslında kürt siyasetçiler Güneydoğudakilere mesaj gönderdi.Yarın seçim propagandaları başlayınca dtp den başka hiçbir partiyi bölgeye sokmayın demek istediler.Yani o bölgeyi kürdistan gibi Türkiye'den izole etmek istiyorlar.

Bu kadar ihanete kim dur diyecek merakla bekliyorum.
Yaziklar olsun bir ülkeyi bu kadarda yerden yere vurulurmu.
Hain serefsizler.
Ulan tayip senin bu kadarda alcak olacagini düsünmemistim.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı, Diyarbakır Valisi, İçişleri Bakanı ve Başbakan hakkında
SUÇ DUYURUSUDUR, Cumhuriyet Savcıları'na duyurulur:

Suç: Anayasa İhlâli

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Kemalist54 yazdı:bu devlete ihanettir, arkalarında değil abd marslılar bile olsa artık bunları kimse kurtaramaz.

Oradaki sözde (insan yiginlarindan) ve sözde (baskanlarindan) ne türlü fayda beklenir ki?? Hükümetlerde bunlara yaranmak icin TÜRK milletinin vergilerini heba ediyor....

ARTUKLU Üniversitesi’nde ‘yaşayan diller’ kılıfıyla oluşturulması planlanan “Kürtçe Enstitüsü” talebine Bakanlar Kurulu’ndan onay çıktı. Siyasetçiler ve eğitim dünyasının uzmanları ise alınan kararın bilimsel olmadığını vurgulayarak, arka plandaki siyasi amaca dikkat çekiyor: Önce ‘Bu bölümden mezun olacaklar nerede istihdam edilecek?’ sorusunun cevabı verilmeli.

2. resmi dile statü kazandırma
GAZİ Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan, “Enstitü açma, Kürt dili bölümü için hazırlık. YÖK açıkça ‘Önce hoca yetiştireceğiz, sonra lisans programı açacağız’ diyor. Bu PKK’nın söylemi. Eğitim dili Türkçedir. 2. dile statü kazandırmak üniter yapıyı bozar” dedi.

Kürtçe ikinci dil oluyor
Artuklu Üniversitesi’nde ‘yaşayan diller’ kılıfıyla oluşturulması planlanan Kürtçe Enstitüsü talebini kabine de onayladı. Uzmanlar bu kararı Kürtçe’nin ikinci dil olması için atılan ilk adım olarak yorumluyor

AKP Hükümetinin ’açılım’politikası sürecine paralel olarak YÖK’ün izin verdiği Mardin Artuklu Üniversitesi’nde “Türkiye’de yaşayan diller enstitüsü” açılması yönündeki karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Bu kararla birlikte kurulacak enstitüde Kürtçe bölümü de yer alacak. Karara tepki gösteren siyasetçiler ve eğitimciler ise enstitü kurulmasının amacının Kürtçe bölümlere hazırlık olduğunu belirterek, “Bu bölümden mezun olacaklar nerelerde istihdam edilecek?” sorusunun cevabını beklediklerini söylediler.

Bölünmeye gidiyoruz
MHP Eskişehir Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu üyesi Beytullah Asil, enstitü sonunda bölümlerin de açılmaya başlayacağını belirterek, “Alınan karar bilimsellikten uzak tamamen siyasi bir karardır” diye konuştu. Asil, AKP’nin uyguladığı politikaya eğitimi ve bilimi de alet ettiğini vurgulayarak, “Bu kararın bilimsel olmadığı açıkça ortada. Türkiye üzerinde oynanan planın bir parçasıdır. AKP iktidarının ” açılım “ adıyla uygulamaya koyduğu politikanın, Başbakanın söylediği gibi bu planı ’Hazmettirmenin’adımlarından biri de bu karardır. Sonunda gideceği yer Kürtçe bölümlerdir, Kürtçe eğitimdir. Bu da Türkiye’nin etnik bölünmesine yönelik atılan önemli bir adımdır. Ülke hiç iyi yerlere doğru gitmiyor” diye konuştu.

İkinci dil statü kazanıyor
Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan, enstitü açılmasının gelecekte Kürt dili edebiyatı bölümlerinin açılmasının hazırlığı olduğunu belirterek, “Bu karar ilk alındığında YÖK Başkanı’na gazeteciler ’lisans eğitiminden vazgeçildi mi’sorusu soruluyor ve hayır yanıtı alınıyor. Önce hocalarını yetiştireceğiz ondan sonra lisans programlarını açacaklarını açıkça söylediler. Ben bunu da eğitim olarak, sosyolojik olarak, eğitim siyaseti olarak doğru bulmuyorum. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki DTP’nin, PKK’nın söylemiydi. Bebek katili Öcalan başta olmak üzere bölücü unsurların söylemiydi bunlar. Dili olgunlaştıracağız, önce öğretmen yetiştireceğiz, daha sonra eğitim vermeye çalışacağız yani ikinci bir dil yaratılmaya çalışılıyor. Eğitim dili Türkçedir. İkinci bir dil geliştirmek ve o dile statü kazandırmaya gayret sarf etmek, Türkiye’nin Anayasasında belirtilen Üniter yapının ve Ulus devlet yapısını ihlal edecek mahiyettedir. Mevzuatlara kesinlikle aykırıdır” diye konuştu.

Haber: Sümeyra YILMAZ - Yenicag